Dokununca anlarsin.
Ondandir bebeklerin her seye dokunmak isteyisleri. Her seye elini sürmek arzulari.
Eline geçirdiklerini agizlarina götürüsleri ondandir. Tenleriyle duyumsamak arzusu.
El, dil, dudak.
Dokun bak. Anlayacaksin, sert mi, yumusak mi, düz mü, pütürlü mü, sivri mi, söbü mü…
Dokununca anlarsin ancak. Sür tenini. Ten duyarlidir. Ten, canin baslangicidir.
Bakmakla baslar ya her sey. Evren, varliklar, günes bile.
Bakmak bir yere kadar.
Bu kâinat bakmakla baslar da…
Bakmakla bitmez.
Iste, o noktada dokunmak gerekiyor.
Dokunmak için yaklasmak.
Yakin olmak.
Hep bakmakla, hep seyirci kalmakla olmayacak, hallolmayacak, çözülmeyecek, çözümlenmeyecek.
Kaçmakla çözebilecegimiz seyler vardir zaman içinde.
Ama, ille ille, üzerine vararak çözümleyecegimiz o kadar çok sorunumuz, o kadar çok isimiz var ki.
Merak et, sor, yaklas, tut…
Neden seyirci kalalim hep?
Neden "biz" de olmayalim?
Atesse yakan…
Birileri varsa yanan...
Yaniyorsa birileri…
Ask atesiyse de…
Zalim atesiyse de…
Dikense… Gül dikeni, agaç dikeni, tel dikeni, esek dikeni, pitrak…
Yürünecekse…
Birileri yürüyorsa.
Tasiyorsa kan bedenlerinden, siziyorsa topraga…
Yürümek gerekiyorsa…
Neden biz olmayalim?
Bir avuç gül goncasiysak…
Neden öbürü bizden kötü?
Bu bag oldum olasi bizim degil mi?
Yadirgadik bizden gayri çiçekleri.
Bize ezmeyi, kirip dökmeyi, dislamayi, koparip atmayi, kaçmayi, dokunmamayi, nefreti ögretmeye gayret edenlere mi uyduk?
Sevgiyi kullanmak varken, bizden gayrisina hep öfke mi duyduk?
Yeni öfkeler mi mayaliyoruz?
Biz öfkelendikçe seviniyor birileri.
Biz kaçtikça cosuyor.
Küstükçe biz, sevinci artiyor birilerinin.
Sevindirmeyelim.
Çünkü: Yarin yara küskünlügü agyari sevindirir.
Sar yarin bedenini. Öp yüzünü gözünü. Yar sevinsin.
Agyar çatlar hasedinden. Birak çatlasin. Ta ki sevmeyi ögrenene kadar. Ta ki sevene kadar.
Iyi olacak, bak. Her sey iyi olacak.
Sen benimle, ben seninle, o, ötekiyle iyi oldugunda.
Dokunabildiginde yüregine dek, iligine dek…
Iyi olunca…
Olacak…
Ama…
Onurla!
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol