DOÇ. DR. BAHRIYE ÜÇOK'U HEDEF HALINE GETIREN ARASTIRMA RAPORU

Rahmetli Doç. Dr. Bahriye Üçok dostlarimin basinda gelirdi. 1960'li yillarin ortasindan 1975 yilina kadar yaklasik 12 yil kadar Ankara Halkevleri Genel Yönetim ve Genel Denetim Kurullarindaki görevim dolayisiyle sik sik toplantilar için Ankara'ya giderdim. Bu süreçte ayni zamanda Atatürk Enstitüsü'nde Bildirici Kültür Vakfi Kurucu Üyesi olarak toplantilarda olurdum.
Sonradan bu toplantilara Degerli dostum rahmetli Ercümend Demirer de katilmisti. Ercümend Demirer o yillarda Istanbul gazetelerinde yazilar yaziyor, Atatürkçü Din Adami olarak aniliyordu. "KEMAL ATATÜRK ve DIN" adli bir de kitabi vardi. Ayni zamanda Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanim'a Cuma günleri Kur'an okumus tarihi bir sahsiyet olarak biliniyordu. O yillarda Bahriye Üçok, ikimizin de dostlarindandi. Bu nedenle Ankara Köroglu Sokaktaki evlerine giderdik. Bahriye Hanim'in esi hukukçu, rahmetli Prof. Dr. Coskun Üçok da sohbetlerimize katilirdi. Istanbul Basinindaki yerim ve özellikle Cumhuriyet'te rahmetli Nadir Nadi Bey ile görüsmelerim dolayisiyle Bahriye Hanim'a daha yakindim. Ya da ben öyle algiliyordum.
Doç. Dr. Bahriye Üçok 1970'li yillarda Cumhuriyet Senatosu ve daha sonra CHP'den Ordu Milletvekili idi. Atatürkçü Düsünce dogrultusunda gerek basinda, gerek parlementoda ve gerekse komisyonlarda yogun çalismalar yapiyor, bu çalismalarini bana mektupla bildiriyor, toplumu bilgilendirmemi istiyordu. Ben o yillarda ara sira Cumhuriyet'te ve Trakya'da Yesilyurt gazetesinde yaziyordum. Bahriye Üçok bir tasra gazetesinde yazacak kadar da Kemalist ve Atatürkçü bir bilim insani idi. O sira Ankara'da, Millet Meclisinde, Atatürk'ün adinin da Cuma Hutbeleri'nde geçmesi için mücadele veriyordu. Ayrica Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesine dikilecek, Türk Ulusu'nun özelliklerini, kültür, sanat ve bilim alaninda ki yeteneklerini, kahramanliklarini yansitacak SANAT ESERLERI ne olabilir üzerine çalismalar yapan toplantilara katiliyordu. Kitaplar yaziyordu.
Bilindigi üzere Doç. Dr. Bahriye Üçok Ilahiyatçi, yani bir Din Bilgini idi. Fakat en büyük çalisma alani ATATÜRKÇÜLÜK'tü. Atatürk Sevgisi engindi. Kadin Haklari savunucusu idi. Bu süreçte ATATÜRK ILKELERINDEN SAPMALAR üzerine bir çalisma içerisinde idi. Bu konu üzerinde yaklasik 18 -20 sayfalik bir rapor hazirliyordu. Bu raporu Cumhurbaskanina sunacak, basina ve diger ilgili yerlere verecekti. Bu kapsamda bu raporun bir suretini de bana göndermisti. Bu çalismanin, bir resmi toplantida sundugu bu bildirinin hazirlanis sürecinden bugün itibariyle 25-30 yil geçmis bulunmaktadir.
"ATATÜRK ILKELERINDEN SAPMALAR" Raporu'nda Bahriye Üçok, çok önemli sapmalar sapmalar tespit ediyor, irticai olaylari anlatiyor ve bu gerici faaliyetlerin özellikle Laik Egitim üzerindeki tahribatini dile getiyordu. Konuyu çok ciddi buldugunu raporunda vurgulayan Bahriye Üçok, dinin siyaset ve ticaret amaciyla kullanilmasinin sakincalarina dikkat çekiyor, dinin devlet islerine karismasinin, karistirilmasinin tehlikelerini anlatiyordu. Gerici faaliyetlerin Milli Egitimi hedef seçtikleri üzerinde duruyordu. Egitim Birligi'nin bozulmasinin gelecek kusaklari olumsuz yönde etkileyecegini anlatiyordu.
Bahriye ÜÇOK, bugün için de güncelligini koruyan raporunun bir yerinde, "Bastan beri görüldügü üzere dis etkenler kadar, hatta ondan da çok antilaik düsünce, yazi ve tutumlarla devletin karsisina devlet dikilmistir." diyordu.
Bahriye Üçok evine posta ile gönderilen Bombali Paketi açarken ölmüs, DEVRIM SEHIDI ZINCIRI'ne baglanmistir. Ihtimalki bombali paketi açarken bu raporun sonundaki paragrafi bir bir daha tekrar etmistir
"Sözlerimi Mustafa Fazil Pasa'nin Sultan Abdulaziz'e bir mektupla bildirdigini çok begendim su satirlariyla bitiyorum "Uluslarin hukukunu belirten sey din ve mezhep degildir. Din ezeli gerçekler makaminda durup kalmazsa, yani dünya islerine karismaya kalkisirsa herkesi yakar, kendisi de zarar görür."
Bugün hâlâ bu tehlike vardir, fakat tehlike ile yasamaya alismis oldugumuz için tehlikenin farkinda degiliz. Toplumla, halkla birlikte modern giyimli insanlar da irtica ile yasamaya alismislardir. Amerika'nin su günlerde ÜÇÜNCÜ ADAM dedigi Özal, "alisirsiniz alisirsiniz" dememis miydi? Alistik iste. Herkes keyfine baksin, hiç kimse enseyi karartmasin.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol