DEVLET ADAMLARINA VERILEN HEDIYELER SORUNU

Geçen günlerde bir televizyon kalanalinda devlet adamlarimiza yabanci devlet adamlarinin verdikleri hediyeler ve bunlarin durumlari anlatildi. Ilginç bir programdi. Ilginç ve ilgi çeken tarafi cumhuriyetin basindan beri hediye alan devlet adamlarinin bu hediyeleri yüzünden basi agiranlarin kimler oldugu sorunu açikliga kavustu.
Atatürk'ün hemen hemen yabancilardan hiç hediye almadigi, bu konuda çok titiz ve hassas davrandigi, almak zorunda kaldiklarini da devletin demirbasina kaydettirdigi, milli mücadelede dost ülkelerin para yardimlarini da hazineye intikal ettirdigi anlatildi. Mesela 1930 yilinda Kirklareli'nden Edirne'ye giden Atatürk'e, Edirne Belediyesi oldukça büyük ve önemli bir yeri bagislamistir. Ancak Mustafa Kemal Edirnelileri kirmamak için önce bagisi kabul etmis, arkasindan da "Simdi bunu ben de size bagisliyorum" diyerek iade etmistir. Zaten ölmeden önce bütün malini, mülkünü parasini millete bagislamis oldugu cumhuriyet tarihinin yazdigi bir gerçektir.
Bu konuya iliskin programi hazirlayan ve sunan kisi Atatürk'ten sonra gelen Ismet Inönü'nün de ayni titizligi gösterdigini, hediye almak zorunda kaldiginda bunlari devlet demirbasina geçirttigini söyledi. Gerek Atatürk, gerekse Inönü ile ilgili bu konuda en küçük bir dedikodunun yapilmadigini anlatti. Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaskani Cemal Gürsel ve Fahri Korutürk'ün de kendilerine verilen hediyeler konusunda büyük duyarlilik gösterdiklerini, onlarin da hediyeleri devlete biraktiklarini açikladi.
Yabanci devlet adamlarinin hediyeleri yüzünden bir takim iddia ve dedikodulara maruz kalanlarin basinda ise Cumhurbaskani Turgut Özal'in, Cevdet Sunay'in, Celal Bayar ve Menderes ile Kenan Evren'in geldigini söyleyen sonucu bu hediyelerle ilgili bir takim dedikodularin yapildigini anlatti. Simdikilerin de önemli hediyeler aldiklarini ancak bunlar hakkinda fazla ve saglikli bir bilginin bulunmadigini kaydetti.
Program yapimcisi, Batili ülkelerde devlet adamlarina yabancilarin hediye vermelerinin adet olmadigini, hediye vermek hediye almak gibi seyin bu ülkelerde olmadigini, esasen bazi ülkelerde hediye kabul etmenin yasalarca yasak oldugunu da belirtti. Hediye vermenin, hediye almanin bir Asya Kültürü oldugunu bildirdi.
Süphesiz hediye vermek bir gönül alma, onere etme, sevindirme isidir. Hatta Asya ve Ortadogu ülkelerinde bir yabanci devlet adamina hediye vermemek, o hediyeyi almamak ayip ve saygisizlik kabul edilmektedir. Hediye almak bir anlamda vereni memnun etmektir ama alinan hediyenin Devleti Temsil sifatina verildigini unutmamak gerekir. Bu nedenle alinan hediyeler Ahmet', Mehmet'e degil, devlete aittir. Devlete birakilmasi gerekir. Devleti temsil nedeniyle hediyeler verilmesi bizim gibi ülkelerde gelenektir.
Bu yüzden hediyenin devlete verilmesi, devlete birakilmasi dogaldir. Fakat bu dogalligin bazi devlet adamlarimiz tarafindan bozulduguna iliskin bilgiler vardir.
Bir kitapta okumustum. 1940'li yillarda Ticaret Bakanligi yapmis olan CHP'li bir Bakan anilarinda " Su kadar seneden beri Ticaret Bakanligi yapmama ragmen bugüne kadar bir ticaret adaminin elini sikmadim" diyordu.Bunu iftiharla söylüyordu. Devlet adaminin hediye kabul etmesi, bunlari devlete birakmamasi ucu açik bir dedikodu malzemesi, dedikodu nedenidir. Aslinda beraberinde saibeli bir anlayisi getirmektedir. Batili siyaset adamlarinin ve onlardaki siyasi gelenegin buna meydan vermedigi görülmektedir. Sunucununda aktardigi gibi, Asyali, Ortadogulu ve de Afrikali devlet yöneticilerinde hediye kabul etmek, hediye vemek bir kültürdür, bir gelenektir. Avrupa ile Asya arasinda fark budur.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol