DEREKÖY MESELESİ

DEREKÖY sınır kapısı, bizi Bulgaristan'a, onun üzerinden de Balkanlara ve daha doğrusu AVRUPA'ya bağlayan bir etken…
KOMŞU KAPISI işte…
Biz o sınır kapısından, hakettiğimiz derecede fayda elde edebiliyor muyuz?!
HAYIR…
Şimdilerde, sınır kapısının TIR trafiğine açılması gündemde. Bu, aslında son derece geciktirilmiş bir durum! Bizim, bireysel anlamda TIR trafiğine açılmaktan dolayı elde edebileceğimiz bir fayda yok! Ancak; ülkemizin ve hatta her iki ülkenin ekonomi ve dış ticaret anlamında elde edebileceği faydalar söz konusu.
Burgas'a mal taşıyacak bir TIR ın, Dereköy üzerinden 100 km ile varabileceği yere, Edirne üzerinden 300 km ile gidebilmesi, maliyetleri şişirir. İhracaat ve ithalatı cazip olmaktan çıkarır.
Dereköy'den geçişlerin açılmasıyla birlikte, TIR seçeneğinin de oluşmasıyla birlikte, bölgede yapılacak yatırımların da cesaretlenerek, artması mümkün olabilir.
Gelelim, sınır kapımızdan hakettiğimiz oranda fayda alamama durumuna; Dereköy ile İstanbul arası yakın. Babaeski gişelerinden İstanbul'a girip, varana kadar sadece bir dinlenme tesisinde çay içen ve tost yiyen turisti, bizim bir şekilde Kırklareli ili sınırları içerisinde tutmamız lazım!
Dönüşlerde de, alışverişini yapan, parasını bitiren turistin, Kırklareli de sadece ufak tefek bir şeyler alması söz konusu…
Kimseye yol gösterecek halim yok elbette ki! Sadece, durum tespiti yapmaya çalışıyorum. Yol üzerinde dinlenme tesisleri mi kurulur? Turisti, burada alışveriş yapmaya ikna edecek cazip alışveriş imkanları mı oluşur? Bilemem…
Asıl olan şudur ki; el birliği ile bu sınır kapısının bölge halkına fayda üretir hale getirilmesi lazım.
Edirne örneği ortada. İpsala bile malum. Dereköy niye en az onlar kadar getirisi olan bir hale gelemiyor?!
Bunu da düşünelim mi?
Ne dersiniz?!

ŞENOL GONCAGÜL