1914 yılında İttihat ve Terakki (Birlikte İlerleme) Partisinin güçlü adamlarından Edirne Valisi Adil Bey'in çalışkan ve cesur iki kaymakama ihtiyacı vardır. İki kaymakamdan biri Demirköy'e diğeri Pınarhisar'a atanacaklardır. Hacı Adil Bey o iki kaymakamı bulmuş, Sadullah Koloğlu'nu Pınarhisar'a Köprülü Hamdi Beyi de Demirköy Kaymakamlıklarına atamıştır. Asker kökenli bir aileden gelmektedir, yetim büyümüştür, Siyasal Bilgiler mezunudur. Balkan Savaşı’nda Teğmen olarak savaşa girdi. 1914 yılında İstanbul Polis Müdürlüğü’nde görevli iken Demirköy Kaymakamlığı’na atandı. O yıllarda Kırklareli Edirne'ye bağlıdır.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı çıktığında Köprülü Hamdi Bey Demirköy Kaymakamıdır. Hamdi Bey Demirköy’ de boş durmaz, bir Kaymakamlık binası, cami, okul yaptırır, yolları elden geçirir, Bulgar Çeteleri ve yerli eşkiyalarla da mücadele eder. Kaymakam Hamdi Bey bu savaş ortamında, asayişin bozuk olduğu bir dönemde yaptırdığı camiyi hizmete koymak ister ve caminin açılışına Hacı Adil Bey’i davet eder. Hacı Adil Bey davete uyar, maiyeti ile iki günde Demirköy'e varır. Caminin açılışı gerçekleştirildikten sonra oğlu ve maiyeti yanında olduğu halde Edirne'ye gitmek için yola çıkar. Kaymakam Hamdi Bey çok sıkı güvenlik önlemleri almış, Karaman Bayırı'nı geçinceye kadar Hacı Adil Bey'e refakat eder, koruma görevi yapar. Buna rağmen çeteler Karaman Bayırı düzlüğünde pusu kurmuşlardır. Karaman Bayır düzlüğüne çıktıklarında çetelerin açtıkları ateş sonucu valinin oğlu vurulur. Mezarı oradadır.
1915 yılında meydana gelen bu suikast olayından sonra Bulgar Çetesi çevre köylerde saklanmış olabileceği düşüncesi ile Üsküp, Yeniceköy, Beğendik, Evrencik gibi yerlerde arama yapılmış, çeteleri takip devam etmiştir.
1915’de Çanakkale'de savaş devam ederken Demirköy Kaymakamı Hamdi Bey Malkara'ya tayin edilmiştir. Tekirdağ'daki 19. Tümen Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, tümenine Trakya'da asker toplarken Köprülü Hamdi Bey'in çok yardımlarını görür. Hamdi Bey bu sıra, sıra ile Keşan, Sındırga ve 1917’de Edremit Kaymakamlıklarına atanmıştır. Yerli Rumlar, işbirlikçiler faaliyet halindedirler. Halife Hükümeti Hamdi Bey ittihatçıdır düşüncesi ile onu görevden alır. Bir süre boşta kalan Hamdi Bey Ayvalık'ta Kuva-yi Milliye örgütlerine katılır, onları organize etmeye başlar. Bu arada Çanakkale Lapseki'deki silah depolarını basar, elde edilenleri Anadolu'ya göndermeye başlar. Bu kahramanlığı büyük yankılar uyandırır, kendisine ''AKBAŞ KAHRAMANI'' sıfatı verilir.
Köprülü Hamdi Bey ülke için iç ve dış tehlikeleri görmüş, halkı uyarmaya, uyadırmaya başlamıştır. Halkın örgütlenmesine hız vermek gerektiğini düşünerek Ege Bölgesini, Ayvalık, Edremit yörelerini hareketlendirme çalışmalarına başlamıştır. Bölgenin Kuva-yi Milliye ve Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri ile temasa ve ortak çalışmaya başlamıştır. Ülkenin savaşacağı düşman bir değil, birçoktur. Yunanlılar her an İzmir'e asker çıkarabilirler. Ancak Köprülü Hamdi Bey bunları yaparken kendisi için de tehlikenin büyüdüğünün farkındadır. Yunanlılar ve yerli Rumlar ile işbirliği içersinde olanlar Hamdi Bey'in peşindedirler. ''AKBAŞ KAHRAMANI'' çok daha dikkatli olmak zorunda olduğunu anlamıştır. Fakat yapacak bir şey yoktur. Düşmanlarla savaşacaktır. Köprülü Hamdi Bey bu uğurda her fedakarlığa hazırdır. Hem idari hem milli vazifeyi yapmaya devam edecektir. 1920 yılının bir gününde çeteler Biga'yı basmışlar, Hamdi Bey'i işkencelerle şehit etmişlerdir. İdeal arkadaşları da aynı akıbiyete uğramışlardır. Demirköy'de başlayan mücadele Biga'da bitmiş, Köprülü Hamdi Bey vatan yolunda hayata veda etmiştir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol