DAYKO (Dogayi Koruma Vakfi) Kirklareli Il Temsilcisi Göksal Çidem, Dupnisa Magarasi'nin yani basindaki mermer ocaginin faaliyete girmesi ile magaranin yer alti nehrini olusturan derenin tehlikeye girecegi söyledi.
Çidem; Bizler DAYKO olarak Koruma alanin magaranin tamaminin yani sira magara çevresindeki vadilerin ve buradaki derelerin de koruma altina alinacak sekilde Dogal SIT alaninin genisletilmesi konusunda talepte bulunduk. Talebimiz, TVK kuruluna iletildi. Komisyon görüsü ve yapilacak kadastral çalismalar sonucunda netlik kazanacaktir” dedi. Çidem ayrica DAYKO’nun faaliyet alanlari ile ilgili olarak da kamuoyunu bilgilendirdi.
Çidem açiklamalarinda sunlari kaydetti; “DAYKO (Dogal Yasami Koruma Vakfi) olarak, Ülkemizin her karis topragi ormanlari, tarihi kültürel mirasi, madenleri, HES veya Maden isletmesi denilerek, yatirim denerek doga talan edilmekte dogal yasam alanlari tarim alanlari su havzalarimiz ve kültürel kimligimiz bu yatirimlarin kiskacinda ya yok edilmekte ya da kirletilmekte, unutturulmaya çalismakta. Insanin, hayvanin ve doganin en temel ihtiyaci olan su ticari bir meta haline dönüsmektedir. Yatirimlar, Dogal ve kültürel varliklarin yani sira yasami, gelecegi ve yasam kaynaklarini yok ediyorsa bunlarda kamu yarari aramak mümkün degildir. Gerçek kamu yarari yasam kaynaklarini korumaktir.
Bu nedenle DAYKO Dogal kaynaklarin sürdürülebilir kullanimi ve yönetimi, öncelikli alanlara koruma statüsü kazandirilmasi ve dogal yasam alanlarinin barindirdigi ekosistemlerin gelecek kusaklara aktarilmasi için çalismalar yürütmektedir.
DAYKO'nun amaci yurdumuzun biyolojik çesitliligini korumak ve dogal kaynaklarin sürdürülebilir kullanimini yöre halkin güvencelerinde saglamak amaciyla çalismaktadir. Insanlarin doga ile uyum içerisinde yasayabilecegine inanir ve çocuklarimiza yasanilir bir dünya birakmak için çalisir. Türkiye'nin olaganüstü zengin bitki ve hayvan türleri ile bunlarin dogal yasam alanlarinin degerinin farkina varilmasi, koruma altina alinmasi' olarak belirleyen DAYKO bu amaçla; koruma projeleri yürütmekte; ilgili yasalarin uygulanabilmesi ve gelistirilmesi için faaliyetler sürdürmekte; kamuoyu, yerel ya da merkezi kuruluslarla tüzel gerçek kisi ve yöneticilerle isbirligi yapmaktadir.
Bu nedenle çalisma alanlari: Istranca daglari ile özelde longoz ormanlari ve ergene havzasi birlikte sahip olunan dogal yasam alanlarin kaynaklari arasinda su kaynaklari önceliklidir.
Öncelikli çalisma alani Istrancalar olan DAYKO bölgedeki gelismeleri yakindan takip etmektedir.
Son günlerde yasanan en önemli gelisme Dupnisa Magarasinin çok yakinina açilmak istenen Mermer ocaginin bölgenin en önemli Dogal Varliklarindan olan Dupnisa Magarasina zarar verecegini, dogal yapinin bozulacagi gerekçesiyle ilgili Kurum ve Kuruluslara, DAYKO gönüllüleri, Bilim ve Hukuk adamlarinin görüsleri ve yaptiklari çalismalar dogrultusunda müracaatta bulunduk.
Dupnisa Magarasinin toplam uzunlugu 2,720 metre. Ancak Dogal SIT alani sadece 400 metrelik bir alanda. Yaklasik 170 dönüm. Sulu Magara önleri ve Kuru magara çikisina kadar olan bölge. Magaranin geri kalan bölümünde dereler, göller ve Yarasalar var. Kisacasi magarada yasayan bir ekosistem var. Ekosisteme can veren su, magara çevresindeki derelerin, düdenler araciligi ile magara içinde dereler ve göller olarak bulunmasi ile ekosistem hayat buluyor.
Bizler DAYKO olarak Koruma alanin magaranin tamaminin yani sira magara çevresindeki vadilerin ve buradaki derelerin de koruma altina alinacak sekilde Dogal SIT alaninin genisletilmesi konusunda talepte bulunduk. Gerekçemizde geçtigimiz yillarda MTA tarafindan yapilan çalismalar sonucunda hazirlanan raporda; Farkli hidrolojik zonlarla birbirine bagli iki kat ve 3 magaradan olusan Dupnisa, içindeki yer alti dereleri, gölleri ile cazip hale gelmekte olup dogal çevrenin zenginligi, turizm açisindan çok önemli bir konumda olmasini saglamaktadir..
Talebimiz, TVK kuruluna iletildi. Komisyon görüsü ve yapilacak kadastral çalismalar sonucunda netlik kazanacaktir.
Istrancalarin Bulgaristan kismini da kapsayan Biyosfer Rezerv Alan proje çalismasi sonuçlarina baktigimizda da Dupnisa çok özel bir bölge oldugu tespit edilmis. 12 sicak nokta belirlenmis, bunlardan biri Dupnisa, digeri Dereköy ve Hudut Bölgesi, bir digeri ise Balaban Dere.
Balaban dere, Dupnisa çevresinde bulunan deredir. Edirne DSI'nin ön raporunu hazirladigi ve üzerine baraj ve HES planlanan dere..
Tüm bu yerler AB projelerinde mutlak korunmasi gereken yerler olarak isaretlenmis. Buna ragmen yillarca süren projeler, harcanan emekler heba oluyor.
Bu kadar olumsuz gelisme yasanirken, Olumlu gelismelerden birisi, Dünya harikalarindan birisi ve Avrupa'nin en büyük Longozu olan Igneada, Ramsar Sözlesmesi ile sinirlari içerisindeki bütün sulak alanlari korumayi, gelistirmeyi ve akilci kullanmayi uluslararasi düzeyde taahhüt etmis bulunuyor. Igneada Longozu, yilsonuna kadar Ramsar Sözlesmesi kapsaminda uluslararasi düzeyde koruma altina alinacak.
AB ile yürütülen projelerin altina imza tan kurum ve kuruluslar, Bölgenin Uluslar arasi düzeyde Istranca Daglari Avrupa Dogal Mirasinin korunmasi açisindan, Orta ve Dogu Avrupa'daki 5 en önemli alandan biri olarak tanimlamislar.
Proje kapsaminda yapilan çalismalarda Avrupa'nin 5 önemli alanlarindan bir olan Istrancalar projenin tamamlanmasindan sonra ne yazik ki kaderine terk edildi.
Türkiye Istranca Daglari, Bulgaristan Istranca Tabiat Parkindan itibaren bir kemer seklinde sürekli vejetasyona sahip, baskin olarak orman formu ile kaplidir. Bulgaristan ve Türkiye Istranca daglarini farkli sekillerde kullaniyor. Bulgaristan da Biyosfer rezerv alani olan bölge, Türkiye' de Tas micir rezervi olarak kullanilmaktadir..
2 Yil süren projenin sonuçlarina baktigimizda 130 deger tespit edilmistir. Bunlarda bazilari, longozlar, Kazdaglari'ndan sonra ülkenin en yüksek oksijen kaynagi, kayin ormanlari, 30 dan dan fazla kale. Bunlarin yani sira çok sayida tibbi ve aromatik bitkiler…
Magaraya oldukça yakin bir bölgede isletmeye açilmasi planlanan mermer ocagi, orman alanini katlederek, asirlardir temiz akan derelerin suyunu ve bu suyla yasamini sürdüren canlilardan daha degerli degildir.
Balaban dere üzerinde yapilmasi planlanan 1 adet HES için mutlaka bölge halkinin görüsü alinmali, AB projelerinde bile sicak nokta olarak isaretlenen dereye yapilacak bir müdahale ile bölgedeki endemik türler ve eko sistem telafisi mümkün olmayacak sekilde tahribata ugrayacaktir. Istrancalar da özgür akan son dere gelecegi yok eden projelere kurban edilmemelidir.” (FK)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol