TEMA Vakfi Trakya Bölge Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, 17 Haziran Sali günü (bugün) kutlanacak olan, "Dünya Çöllesmeyle Mücadele Günü" nedeniyle bir mesaj yayinladi.
TEMA Vakfi Trakya Bölge Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, ofisinde yaptigi yazili açiklamada, 17 Haziran Dünya Çöllesmeyle Mücadele Günü'nün, 2008 yili temasi BM tarafindan "Sürdürülebilir Tarim için Arazi Bozunumuyla Mücadele" oldugunu belirtti.
Dedeoglu, konunun gerek gelismis gerek gelismekte olan ülkelerinde günümüz modern toplumlari için ciddi bir sorun oldugunu belirterek sunlari kaydetti;
"Arazi bozunumu, giderek artan iklim degisikligi çekincelerinin de etkisiyle bir ülkenin tek basina çabalamasiyla çözülebilecek bir sorun degildir. Arazi bozunumu tarimsal ekonomik kayiplari siddetlendirmekte, yerel ve bölgesel gida pazarlarini altüst etmekte ve sosyal ve siyasi istikrarsizliga neden olmaktadir. Sürdürülebilir tarim nedir? Sürdürülebilir tarim bir çiftligin ekosistem hizmetlerine herhangi bir zarar vermeden gida üretebilme kabiliyetini kapsamaktadir. Konu iki boyutludur. Birinci boyut biyofiziksel olup, ürün verimliligi için toprak özellikleri ve süreçleri üzerindeki farkli uygulamalarin uzun vadeli etkilerini kapsamaktadir. Diger boyutu ise sosyo-ekonomiktir, çiftçilerin uzun vadede girdi elde etme ve kaynaklari yönetme kabiliyetini kapsamaktadir. Yillar içinde, yeni teknolojiler, mekanizasyon, artan kimyasal kullanimi, uzmanlasma ve üretimi artirmaya yönelik hükümet politikalari nedeniyle tarim uygulamalari degismistir.
Bu degisimlerin üst toprak kaybi, yeralti sularinin kirlenmesi ve kirsal alanlarda ekonomik ve sosyal kosullarin bozulmasi gibi agir bedelleri olmustur. Son 20 yilda, bu çevresel ve sosyal sorunlara yol açan tarimsal uygulamalar sorgulanir olmustur. Bugün sürdürülebilir tarim hareketi 3 temel hedefi kapsamaktadir: çevre sagligi, ekonomik karlilik, sosyal ve ekonomik adalet. Çiftçilerden tüketiciye farkli kesimlerden insanlar artik bu anlayisi benimsemekte ve desteklemektedir. Sürdürülebilir tarim birçok çevresel ve sosyal soruna çözüm sunmanin yani sira, ayni zamanda gida üretim ve tüketim sisteminde yer alan çiftçiler, tüketiciler, politikacilar ve digerleri için ekonomik ve yenilikçi firsatlar sunmaktadir. Sürdürülebilir olmayan tarimin arazi bozunumuna etkileri; Sürdürülebilir olmayan tarimin topraga dogrudan ve siddetli etkileri vardir. Asiri tarim topragin dogal yenilenme kabiliyetinden daha fazla bir oranda topraktaki besin maddelerini ve organik maddeleri yok eder. Sonuçta toprak kendini yenileyemez ve giderek artan bir arazi bozunumu ve çöllesme gerçeklesir.
Arazi bozunumunun temel nedenleri çiftçilerin toprak verimini artirmaya yönelik asagida belirtilen faaliyetleridir: kuraklik riski yüksek alanlarda ekin, nadas sürelerinin azaltilmasi ve ekin dönemlerinin kisaltilmasi, yetersiz gübre kullanimi, yanlis ekin rotasyonu, mono kültür, asiri otlatma, hayvan yetistiriciligi ve tarimi ayirarak topragin dogal gübresinden mahrum edilmesi, ormansizlasma, orman yanginlari, daglik bölgelerde daga özgü dogal kontürlerden sürüm yerine dikey sürüm yapilmasi, teraslarin ve diger su ve toprak koruma tekniklerinin kullanilmamasi. Arazi bozunumu ve çöllesmeyle mücadele için topragi canlandirmak ve beslemek lazim. Nitrojen, fosfor, kalsiyum, magnezyum gibi maddeler toprakta ürün yetistirmek için gerekliler.
Toprak tüm besin maddelerini veya bir kismini kaybettigi vakit (su veya rüzgâr ile) bozuldugu ve üretiminin düstügü söylenmektedir. Arazi bozunumuyla mücadele Topragin verimini yeniden kazanmak veya korumak için sürdürülebilir tarim yegâne yöntemdir. Bu noktada uygun gübre kullanimi ve uyumlu kompostun hazirlanmasi çok önemli. Kompost bitki artiklarindan hazirlanir: hayvan gübresi, tarimsal atiklar (saman) ve biyolojik ev atiklari. Su sümbülleri, nehirlerde zarar verebilirken, topraga kompost olarak besleyici madde sunar hale getirilebilir.
Bir çukurda birçok hafta sonra, isi ve nemle birlikte humus üretilir. Daha sonra ekinlerin arasina serpilerek tohumlar ekilmeden önce topragi hazirlamakta kullanilabilir. Organik madde ile yeniden kazanilan toprak böylece daha üretken olacaktir. Topragin yeniden yapilandirilmasi topragin verimini korumak açisindan oldukça etkin ve sürdürülebilir bir yoldur.
Hayvanlarin varligi da topragi zenginlestirir. Hayvanlar, ekin artiklarini (dari, misir) tüketerek topragi nitrojen açisindan zenginlestiren diskilariyla topragin besleyici ögelerini geri kazandirirlar. Sürüler ayrica et ve süt üretirler. Böylece çiftçiler ve hayvan yetistiricileri birbirlerine yardimci olurlar.
Son yillarda birçok ülke sürdürülebilir tarim yolunda önemli adimlar atmistir. Ekonomik boyutta, çabalar çiftliklerin üretkenligini ve karliligini ayarlamak, organik tarimi gelistirmek veya yeniden kesfetmek, basta çiftçiler ve aileleri olmak üzere tüm kirsal nüfusun daha güvenli ve iyi yasam kosullarina ulasmak konusundaki arayislari konularina odaklanmaktadir.
Çevresel boyutta ise, çabalar biyoçesitliligin korunmasi, toprak, hava ve su kalitesinin korunmasi ve iyilestirilmesi de dâhil dogal ve genetik kaynaklarin sürdürülebilir kullanimi, yönetimi ve korunmasina odaklanmistir.
Sosyal boyutta ise, kirsal alanlarda yasam kalitesinin iyilestirilmesi, daha iyi egitim ve kirsal kalkinmaya geleneksel katkilarin entegre edilmesi üzerine çalismalar yapilmaktadir. Birlesmis Milletler Çöllesmeyle Mücadele Sözlesmesi 193 taraf ülkeye çöllesmeyle ve arazi bozunumuyla mücadele için yasal bir zemin ve savunuculuk çerçevesi sunmaktadir.
Sözlesmenin uygulanmasinda aralarinda çiftçilerin ve kirsal nüfusun bulundugu yerel paydaslarin katilimi çok önemli firsatlar sunmaktadir. Ayrica, sözlesme kapsaminda 2008-2018 yillarini kapsayacak sekilde olusturulan 10 yillik stratejik planda da önemle belirtildigi gibi kapasite gelistirme, iyi uygulamalarin ve örnek çalismalarin baslatilmasi, isbirliklerinin gelistirilmesi ve bilinçlendirme çalismalarina odaklanilmasi gerekmektedir"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol