Çocuklara 10 Aralık tarihinin önemini anlattılar

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve içinde bulunduğumuz haftası sebebiyle dün öğrencilere yönelik olarak anlamlı bir panel gerçekleştirildi. Panelde öğrencilere bu günün anlam ve önemi belirtilirken, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hakkında da bilgiler verildi.
Saat 14.00'de Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü Salonunda düzenlenen panel, saygı duruşunun gerçekleşmesi ve İstiklal Marşının okunması ile açıldı. Panele; İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yusuf Usta ile birlikte, İl İnsan Hakları kurulu üyeleri katılım gösteriler. İlk olarak kürsüye Hukuk İşleri Şube Müdürü Muharrem Kaya davet edildi.

Kaya'nın açılış konuşmasının sonrasında ise Kırklareli Barosu İnsan Hakları Komisyon Başkanı Av. Mehmet Cem Kenğer "Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" konulu bir sunum yaptı. Kenğer sunumda özetle şunları kaydetti;
"Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Çocukların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ülkemizde; 17, 29 ve 30. maddelerine çekince konarak 11 Aralık 1994 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Türkiye de dahil olmak üzere 193 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir.
Bu sözleşme şu anda devletlerin imza koyduğu ve onayladıktan sonra yasal olarak uymaları gereken uluslararası bir anlaşmadır.
İnsan haklarının her alanını bir araya getiren ilk bağlayıcı uluslararası yasal belgedir. Somali ve Amerika Birleşik Devletleri dışında bütün ülkeler bu sözleşmeyi onaylamışlardır.
Sözleşme ile çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerektiği hükme bağlanmıştır.
Sözleşme, bütün çocukların aynı haklara sahip olduğunu ve bütün hakların birbirine bağlı ve eşit derecede önemli olduğunu vurgular.
Ayrıca, çocukların başkalarının haklarına -özellikle anne babalarının haklarına- saygı gösterme sorumlulukları olduğuna işaret eder.
ÇHS'nin dört temel ilkesi şunlardır: Ayrım gözetmeme (Madde 2), Çocuğun yüksek yararı (Madde 3), Yaşama ve gelişme hakkı (Madde 6) ve Katılım hakkı (Madde 12).
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, her biri ayrı bir hakkı özetleyen 54 maddeden oluşur. Haklar dört gruba ayrılmıştır: hayatta kalma, korunma, gelişme ve katılma.
Hayatta kalma hakkı çocuğun yaşam hakkını ve var olmak için gereken temel ihtiyaçlarını vurgular.
Bunlar arasında beslenme, barınma, yeterli bir yaşam standardı ve sağlık hizmetlerine erişim yer almaktadır.
Gelişme hakkı çocukların tam potansiyellerine erişebilmeleri için neye ihtiyaç duyduklarını özetler; örneğin, eğitim, dinlenme, kültürel faaliyetler, bilgiye erişim, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü gibi.
Korunma hakkı çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüden korunmalarını gerektirir.
Mülteci çocuklar için özel koruma, çalışan çocuklar için güvenceler, herhangi bir istismar veya sömürüye maruz kalmış çocukların korunması ve rehabilitasyonu gibi konuları ele almaktadır.
Katılım hakkı çocukların toplumlarında ve topluluklarda aktif bir rol oynayabilmeleri gerektiğini kabul eder.
Bu haklar görüşlerini ifade etme ve yaşamlarını etkileyen konularda söz sahibi olma haklarını da kapsar.
Yetenekleri geliştikçe, sorumluluk sahibi yetişkinliğe hazırlanmaları amacıyla, çocuklara daha çok katılma fırsatının verilmesi gerekir.
Taraf devletlerin bu sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirme konusunda kaydettikleri ilerlemeleri incelemek amacıyla Çocuk Hakları Komitesi (ÇHK) kurulmuştur.
Devletler ÇHS'ye taraf olduktan iki yıl sonra başlangıç raporunu ve bundan sonrada her beş yılda bir raporlarını ÇHK'ya sunmak zorundadırlar.
Bu Sözleşmeye Taraf Devletler; Sözleşmenin maddeleri üzerinde anlaşmaya varmışlardır. Peki bunlar nelerdir:
Birleşmiş Milletler Antlaşmasında ilan edilen ilkeler uyarınca insanlık ailesinin tüm üyelerinin, eşit ve devredilemez haklara sahip olmalarının tanınmasının, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, Birleşmiş Milletler halklarının, geniş bir özgürlük ortamında toplumsal ilerleme ve daha iyi bir yaşam düzeyi sağlama yolunda kararlı olacaklarını, Uluslararası İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nde, Birleşmiş Milletler'in çocukların özel ilgi ve yardıma hakkı olduğunu, Toplumun temel birimi olan ve tüm üyelerinin ve çocukların gelişmeleri ve esenlikleri için doğal ortamı oluşturan ailenin toplum içinde kendisinden beklenen sorumlulukları tam olarak yerine getirebilmesi için gerekli koruma ve yardımı görmesinin zorunluluğunu, Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini, Çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve barış, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliğini, Çocuk Haklan Bildirisi'nde de belirtildiği gibi 'çocuğun gerek bedensel gerek zihinsel bakımdan tam erginliği ulaşmamış olması nedeniyle doğum sonrasında olduğu kadar, doğum öncesinde de uygun yasal korumayı da içeren özel güvence ve koruma gereksiniminin bulunduğunu, Dünyadaki ülkelerin tümünde çok güç koşullar altında yaşayan ve bu nedenle özel bir ilgiye gereksinimi olan çocukların bulunduğu, Çocuğun korunması ve uyumlu gelişmesi bakımından her halkın kendine özgü geleneklerinin ve kültürel değerlerinin taşıdığı önemi gözönünde tutulması gerektiğini, Her ülkedeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi için uluslar arası işbirliğinin taşıdığı önemin bilincinde olduklarım kabul ve taahhüt etmişlerdir.
Ülkemizde 2005 yılında yürürlüğe giren ve bugün geçerli olan temel kanunumuz ise 5395 sayılı "Çocuk Koruma Kanunu"dur.
Yasaya göre Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiye denir.
Bu kanun ile aslında bir çocuk hukuku kurulmaya çalışılmış ve hem korunmaya muhtaç çocuk hem de suça sürüklenen çocuk ve hakları tek bir kanun ile düzenlenmiştir.
Özellikle çocuk hukuku açısından bu kanun önemli bir gelişme olmuştur. Unutulmamalıdır ki 2003 yılında Anayasamızın 90. Maddesi ile uluslararası sözleşmelerin iç hukuk yasalarının ve Anayasanın da üzerinde olduğunun kabul edilmesi BMÇHS'nin çocuk müdafi ve mağdur vekili tarafından mutlaka uygulanmasını ve başvurulacak mevzuat haline getirilmesini gerektirmektedir.
Türkiye Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çocukların önemine ilişkin olarak "çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır. "Bütün ümidim gençliktedir, gibi pek çok söz söylemiştir. Nitekim 23 nisan gününü de Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı olarak ilan etmiştir ve tüm dünya çocuklarına armağan etmiştir. Son olarak yine Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle konuşmamı tamamlıyorum.
ÇOCUKLAR, GELECEĞİMİZİN GÜVENCESİ, YAŞAMA SEVİNCİMİZDİR, BUGÜNÜN ÇOCUĞUNU YARININ BÜYÜĞÜ OLARAK YETİŞTİRMEK HEPİMİZİN İNSANLIK GÖREVİDİR."
Panel son olarak Kırklareli Devlet Hastanesi Sosyal Çalışmacısı Veysel Doğan'ın sunumu ile tamamlandı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol