CİHANIN PADİŞAHI PARA MI?

Hun Türkleri 1500 yıl önce Ortaasya'dan gelip bir süre Avrupa'da kalmışlar ve hatta İstanbul'a kadar gelmişlerdi. Başlarında Avrupalıların "ALLAHIN KIRBACI" dedikleri Atilla vardı. Avrupalılar Hunlar'a ve Asya'dan gelen kabile topluluklara "BARBARLAR" yani yakıp yıkıcılar diyorlardı. Fakat aynı Avrupalılar yüzyıllar sonra ünlü Fransız Generali Napolyon'a da "SAVAŞIN TANRISI" demişlerdir. Hatta bizim hayalperes, macerayı seven Enver Paşamız'a, "Napolyon savaşta birinci" dediklerinde "Hayır demiş, ben ikinci olamam" diye yanıt vermiş. Doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum ama yıllar önce bir yerde bunu okumuş, hatta Enver Paşa'nın SARIKAMIŞ'ta Ruslar'a karşı Yemen Çölleri'nden don gömlek getirip Allahuekber Dağları'nda savaşa sürdüğü askerlerin bir gecede 90 bininin tüfekler ellerinde soğuktan donup öldükleri bilgisi de onun askerlik hayatında vardır. Nitekim Enver Paşa bu olaydan birkaç yıl sonra Talat Paşa, Cemal Paşa ile ülkeden kaçacaklardır. Talat Paşa, Cemal Paşa Ermeni kurşunlarına hedef olurlarken, Enver Paşa da Asya'da Buhara taraflarında Ruslar'la savaşırken ölmüştür. Hani derler ya su testisi su yolunda kırılırmış.
Şuraya gelmek istiyorum:
Dünyada kendini şu bu görenlerin, öyle olduklarını ispatlamaya çalışanların saltanatları uzun sürmemiştir. Ölüp gitmişlerdir. Tarihin tozlu sayfalarında unutulup kalmışlardır. Fakat insanlığın unutmayıp konuştukları, mesela ATATÜRK gibi olanları vardır ki ölmüş olsalar dahi yaşamaya devam etmektedirler. Çünkü dünyada konuşulan insan, yaşayan insandır.
Dünyada bir şeyin saltanatı yıkılmamış, gücü zayıflamamış, dünya hâkimiyeti giderek artmış olan PARA'dır. Bundan dolayı ona "CİHANIN PADİŞAHI" demişlerdir. Şahlar, Padişahlar Ortadoğu Kralları demektir. İranlılar krallarına ŞAH demişler, Osmanlılar ise PADİŞAH demişlerdir. Mesele budur.
Dünyada parayı 3 bin yıl önce Anadolu'da Lidyalılar bulmuşlardır. Üçbin yıldan beri PARA'nın saltanatı ne yıkılmış, gücü ne azalmış, artarak bugüne gelmiştir. PARA o kadar büyük bir güç kazanmıştır ki satın almayacağı bir şey yoktur. Hayatın, ekonominin, ticaretin çarkları onunla dönmektedir. Her şeyin fiyatı onunla ölçülmektedir. Paranın bu cazibesi(çekiciliği), bu gücü her halde yaptığı işten gelmektedir. Çünkü paranın halletmediği işin olmadığı söylenir. Fransız yazarlarından Emile Zola "PARA" adlı kitabında bunu anlatmış olmalıdır.
Paranın yeryüzünde çalışanı, ticareti bilen insanı daha çok sevdiği söylenir. Tasarruf etmek suretiyle çoğaldığı, insanı zengin ettiği anlatılır. Ancak paranın insanları ömür boyu mutlu ettiği tartışmalıdır. Kırklareli'nde adına bir okul yaptırmış olan rahmetli Hamdi Helvacıoğlu, İstanbul Karaköy'deki işyerinde bana, "KARAÇAM, hayatta çok zengin oldum, fakat huzurum kaçtı" demiştir. Öldüğü zaman okuluna bir fon bile ayıramamıştır.
Ne diyeyim? Para Padişahlığını devam ettirsin, insanı mutlu edecek o kadar çok şey var ki… Yahudi Pol Kamatti'nin dediği gibi, dünyada kazanılmış paradan çok kazanılmamış para vardır. Ona bakmak gerekir.  

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol