Kirklareli'nde 1988 yilinda ilk tas ocagini açan Tempo Madencilik'in sahibi Cemal Bektas, dün yaptigi açiklamada Kirklareli ve çevresinde son zamanlarda çogalan tas ocaklarinin izinlerini nasil aldigini sorguladi. Tas ocagi ruhsati verilen yerlerin Bakanlikça koruma bandina alinan yerler olmasina ragmen isletmeye geçmesine anlam veremediklerini söyleyen Bektas, kontrollü patlatma diye bir sey olmadigini belirtti. Yenice'deki toplantiyi, bu konuda mücadele eden Belediye Baskani ve STK'lari destekledigini açiklayan Cemal Bektas, "Zarar veriyorsa ISO, TSE, CE ve Avrupa kalite belgesine sahip kendi ocagimi bile kapatirim" dedi.
Geçtigimiz Pazar günü Vize'ye bagli Yenice'de, beldede kurulacak tas ocagina yönelik bir tepki toplantisi düzenlenmis, konu siyasetçi, akademisyen, çevreci ve halk tarafindan masaya yatirilmisti. Yenice Beldesi'nde tas ocagi istemediklerini belirten vatandaslar, yer alti sularinin tehlike altinda olduguna da vurgu yapmisti. Kirklareli'nde sadece Yenice degil, Pinarhisar ve Vize basta olmak üzere birçok mevkide tas ocaklari günden güne çogaliyor ve bölge insani buna bir 'dur' denmesinin gerektigini ifade ediyor. Mantar gibi biten tas ocaklarina bu izinler nasil veriliyor?
Iste tam bu noktada tas ocaklarina bir tepki de, belki de hiç beklenmedik bir yerden geldi. Ilimizde faaliyet göstermekte olan Tempo Madencilik ve Bektas Insaat'in Yönetim Kurulu Baskani Cemal Bektas, Kirklareli'nde 23 yildan bu yana tas ocagi islettiklerini belirterek, son yillarda Vize, Pinarhisar ve Saray'da mantar gibi tas ocagi isletme müracaati oldugunu gördüklerini kaydetti. Ofisinde basin mensuplariyla bir araya gelen Bektas, bu izinlerin nasil ve kimler tarafindan verildigini sorarak, "Diledikleri yerlere izin alip daha sonra fahis fiyatlarla bu izinli ruhsatlari kimler satiyor? Trakya'yi ve özellikle Kirklareli'ni tas ocagi çöplügüne dönüstürmeyi kimler istiyor? Basindan duydugumuza göre bölgede 80 adet tas ocagi talebi oldugu ve bu taleplerin 30 tanesine izin verildigi söylenmektedir" diye konustu.
Avrupa'da ne tas ocagi kaldi, ne de çimento fabrikasi
Firmalarina ait Vize Akpinar köyünde alinmis olan maden ruhsati bulundugunu söyleyen Cemal Bektas, "Yapmis oldugumuz arastirmalar neticesinde o bölgenin Ergene Havzasi koruma bandinin içerisinde oldugunu tespit ettik ve isletmeye geçmeyi durdurduk. H]erkesi duyarliliga çagiriyorum. Bu ülke bizim. Gönül ister ki tas ocagi, çimento fabrikasi kireç ve kömür ocagi olmasin. Avrupa hepsini kapatti. 3. dünya ülkelerinden ihtiyaçlarini karsiliyor, ama kendi dogasini, su kaynaklarini koruyor" dedi.
Türkiye'nin gelismekte olan bir ülke olduguna dikkat çeken Bektas, maden ocaklarinin çevreye zarar vermedigini kimsenin söyleyemeyecegini ifade ederek sunlari aktardi:
Uzmanlar ve siyasetçiler tehlikeyi görmüyor mu?
"Ama verilecek izinlerde asgari zarari da görmezlikten gelmemeliyiz. Trakya'yi en iyi bilen, analiz eden, ISKI eski Genel Müdürü ve simdiki Çevre ve Orman Bakanimiz sayin Veysel Eroglu, yeni bakan oldugunda bölgeyi koruma bandina almistir. Ancak verilen izinler bu koruma bandi içerisindedir. Bakanligin koruma altina aldigi bu bölgeye ÇED belgesinin nasil verildigini anlamis degiliz. 10 Nisan 2006 yilinda Yenice'de tas ocagi açmaya basladigimizda sayin Belediye Baskani, köylüler ve muhtarlar bize 'hayirlisi olsun' ziyaretine gelmisti. Oysa simdi açilacak isletmeleri engellemek istiyorlar. Çünkü tehlikeyi onlar da görüyor. Peki söz konusu tehlikeyi buralara izin veren bilim ve teknik uzmanlar ile siyasetçiler neden görmüyor?"
Duyarli isletmeler zor durumda kaliyor
Kirklareli'nde ilk tas ocagini 1988 yilinda Kapakli Köyü'nde , ikincisini de 1 Nisan 2006 tarihinde Yenice Beldesi'nde faaliyete geçirdigini belirten Bektas; "Firma olarak para kazanacagiz diye kimseye zarar vermek pesinde degiliz. Is o kadar çigirindan çikti ki önüne gelen diledigi yere tas ocagi açmak istiyor. Hal böyle olunca bizler gibi duyarli ve ciddi isletmeler kamuoyu önünde zor durumda kaliyor" seklinde konustu.
Cemal Bektas, açiklamasinin devaminda Istanbul da birçok tas ocaginin sehrin içerisinde kalmasindan dolayi kapatildigini, dolayisiyla gözlerin Istanbul'a en yakin mevkide olan Saray, Vize ve Pinarhisar'a çevrildigini anlatarak sözü söyle açti:
'Kontrollü patlatma' diye bir sey olmaz
"Son günlerde aldigimiz duyumlara göre, su havzasinda olan isletmelerde 'kontrollü patlatma, denetimli patlatma, patlatmasiz tas çikarma' adi altinda isletme yapilmaktadir. Ben 40 yillik madenciyim. 'Kontrollü patlatma' diye bir sey yoktur. Patlatma ya vardir, ya yoktur. Eger bölge yerlesimi su havzasi içindeyse, dinamitle yapilan patlatma kesinlikle zarar verir. Daha önce yerlesim yeri, dere yataklari ve su havzasina 1500 metre olan mesafe ölçüsü, 2006 yilinda çikarilan kanunla 2000 metre olarak belirlenmistir. Izin verilen yerlerde bu uygulama yapilmaktadir."
Çevreye zarar veriyorsa ilk kendi ocagimi kapatirim
Bektas, 23 Ekim Pazar günü Yenice Beldesi'nde yapilan toplantiyi da destekledigini kaydederek; "Kirklareli'nde ilk tas ocagini 23 yil önce ben açtim. Çevreye zarar veriyorsa gelsinler, kontrol etsinler ilk de ben kapatirim. Bölgede ISO, TSE , CE Avrupa kalite belgesi olan firmayim. Ancak bir çogu bunun disindadir. Ben, Yenice Belediye Baskani sayin Hasan Aykan , Vize Belediye Baskani Selçuk Yilmaz, Sergen Belediye Baskani, Pinarhisar Belediye Baskani ve STK temsilcilerinin yapmis oldugu bu hakli toplantiyi destekliyorum. Her zaman bilgi ve deneyimlerimi paylasacagimdan kimsenin süphesi olmasin" dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol