10 Aralik Dünya Insan Haklari Günü dolayisiyla Kirklareli Belediye Baskani Cavit Çaglayan anlamli bir mesaj yayimladi. Çaglayan yaptigi açiklamada hak ve özgürlüklerin önemine deginerek, "Günümüzde evrensel degerler olarak nitelenen bu hak ve özgürlükler onurlu bir yasamin vazgeçilmez ögeleridir. Bu anlayisi benimseyen ulusumuz, 'Insan haklarina saygi' ilkesini anayasal güvenceye kavusturmus ve Cumhuriyet'in degistirilemeyecek niteliklerinden biri olarak kabul etmistir. Insan haklari sorunlarinin asilmasi, toplumun temel tasi olan bireylere hak ettikleri yasam kosullarinin saglanmasi ve terör örgütlerinin kökünün kurutulmasi için tüm insanligin irk, din, dil, mezhep gözetmeden yapici-ortak bir savas vermesi, provokatörlerin topraklarinda barinmalarina izin vermemesi gerekmektedir" dedi.
Çaglayan insan haklarina sayginin siyasal ve toplumsal kültürümüzde yerlesik bir hal almasi gerektigini belirtti. Bunu gerçeklestirmenin herkesin ortak amaci olmasi gerektigini belirten Çaglayan, "Bu amaca ulasmamiz insan haklari bilincinin asilanmasiyla olanaklidir. Insan haklarina dayali, eksiksiz isleyen bir hukuk devletinin özü, kamuoyunun destegi ve yurttaslarin haklarina sahip çikmakta gösterecegi kararlilikta yatmaktadir" açiklamasinda bulundu.
"Insan Haklari" nedir?
Eski devletlerin yönetim anlayisi baskiydi.
Böyle giden bir isleyise "dur" diyebilmek için 1215 yilinda Ingiltere Kralina kabul ettirilen bildirge, Magna Charte (Magna Karta) Insan Haklari kavraminin ilk belgesi sayilir. Insan haklari konusunda yayinlanan bir diger önemli bildirge, Amerika'da yayinlanan Bagimsizlik Bildirgesi'dir. Özgürlük, esitlik, kardeslik gibi kavramlar, 1789 yilinda gerçeklesen Fransiz Devrimi'nden sonra yayinlanan "Insan Haklari Bildirgesi"nde gerçek yerini alacaktir.
II. Dünya Savasi'ndan sonra, devletler; bireylere taninan hak ve özgürlüklerin güvence altina alinmasi gerçeginde birlestiler. Çünkü, insanlar özgür olmazlarsa savaslar sürüp gidecek bu da uygarliklarin sonunu getirebilecekti.
Insanin degisimi ve gelismesinin sonucunda 10 Aralik 1948 yilinda yayinlanan Insan Haklari Evrensel Bildirgesi dogmustur. Türkiye, Birlesmis Milletlerin kurucu üyelerinden birisi olarak Insan Haklari Evrensel Bildirgesi'ni ilk onaylayan ülkeler arasinda yer almis ve insan haklari konusundaki önemli sözlesmelerin büyük bölümüne taraf olmustur.
Insanin bu noktaya varmak için verdigi mücadelenin temelinde düsünülebilmesi yatiyor. Insani insan yapan en büyük degerlerden biridir düsünebilmek. Bu nedenle, özgürce düsünme hakki, yasama hakkindan sonra gelen en önemli haklardan biridir. Böylesi hak ve özgürlükleri yasayan bireylerden olusan bir toplumda haksizliklardan, esitsizliklerden, adaletsizliklerden söz edilebilir mi? Insan haklari ihlallerinden de...
Insanin en önemli hakki yasama hakkidir. Yasama hakkini düsünme, egitim-ögretim, çalisma, iletisim... haklari desteklemektedir. Tüm bunlar da egitim hakkiyla beslenebilir. Anayasamizda "Kimse egitim ve ögretim hakkindan mahrum birakilamaz" denilmektedir. Millî Egitim Temel Kanunumuz da bunu desteklemektedir. Egitimciler olarak, insani haklarinin bilincine ve sorumluluguna vardirmak da en önemli görevlerimiz arasindadir.
Insan haklari ve temel özgürlükler alaninda diger demokrasilerle ayni deger ve amaçlari paylasan Türkiye, insan haklari standartlarinin en yüksek düzeye getirilmesi amaciyla son yillarda birçok önemli adim atmistir.
9 Nisan 1997 tarihinde kurulan ve insan haklari konulariyla görevli Devlet Bakani baskanliginda, Basbakanlik, Adalet, Içisleri, Disisleri, Saglik ve Millî Egitim Bakanliklari Müstesarlarinin katilimiyla faaliyetlerini sürdüren Insan Haklari Koordinatör Üst Kurulu'nun (IHKÜK) çalismalarina hiz verilmistir. Öte yandan Insan Haklari Komisyonu (IHK) bugüne kadar 150'ye yakin karar almis ve bu kararlarin büyük bir bölümü uygulamaya geçirilmistir. (www.meb.gov.tr adresinden alintidir)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol