CUMHURIYETIN 84. YILINDA ONLARI HATIRLADIM, HÜZÜNLENDIM

Cumhuriyetin yildönümleri bir DURUM DEÄzERLENDIRMESI için büyük firsattir. Milli mücadeleyi, Büyük Zaferi nasil kazandik? Cumhuriyeti Nasil Kurduk? Ve 84 yil sonra neredeyiz? Ancak bugün bu sorulara yanit vermekten, bunlarin isiginda sorulara yanit aramaktan uzaktayiz. Çünkü ulusal bayramlarimizi, bayramlar dolayisiyle düzenlenen eglencelere tarihi bilgileri dahil etmede büyük ihmalimiz vardir. Sözgelimi cumhuriyetin 84. yildönümünde ülkemizde 30 binin üstündeki köyde törenler yapilmadigini, köylünün cumhuriyete TV'lerle katildigini, ama büyük çogunlugun buna da imkan bulamadigini kim düsünmüstür? Bu durum Tasimali Egitim basladigindan beri köylerde böyledir. Zira köylerin ögretmenleri kasaba ve kentlere çekilmis, köylerde okullar kapanmis ve hatta cumhuriyetin köylerdeki ilk modern binalari yikima terk edilmislerdir. Köyün camisiz ve imamsiz kalmamasi için özen gösterenler nedense köyün okulsuz ve ögretmensiz kalmasinda ayni duyarligi göstermekten uzaktirlar. Bugün Türkiye'nin kirsal kesimi, siyasal partilerin disinda, okulun ve ögretmenin uzagindadir. Cumhuriyeti kuranlarin köyler için öngördügü okul ve ögretmen artik söz konusu degildir. Cumhuriyet bilgisi, cumhuriyet egitimi köylerden kasaba ve kentlere çekilmistir. Neymis, köylerde ögretmen bulundurmak, okulu açik tutmak ekonomik degilmis, devlete büyük külfetmis.. Hadi canim sende.
Türkiye köyü okulsuz ve ögretmensiz birakacak kadar kirsal kesimden emin midir? Degildir. Zira köy daha uzun yillar Türkiye'nin sorunudur.
Nüfusun yarisina yakini hâlâ köylerdedir. Bu bakimdan köyü ve köylüyü okulsuz ve ögretmensiz birakmak, köyün sosyal bünyesini birtakim olumsuzluklara açik tutmak yanlistir. Bu durum son derece sakincalidir. Aslinda köyün ve köylünün kendisi de bu muhtemel tehlikeden rahatsizdir. Okulun kapanmasindan, ögretmenin geri çekilmesinden dolayi bir eziklik, ince ayar bir üzüntü içersindedir. Ulusal Bayramlari kutlayamadiklarindan, bayragin göndere çekilmediginden, okullarinin yikildigindan yakinmakta, egitim yönünden kendilerinin kenara itildiklerinden dolayi sikayetçidirler.
Cumhuriyetçilerin, yeni seyler düsünen ve hayal edenlerin, köye hizmet götürenlerin su gerçegi bilmeleri gerekir ki KÖY TÜRKIYE IÇIN HÂLÂ YASAMSAL SORUNDUR? Köydeki düsünce, köydeki zihniyet, köydeki degisim ilerlemekten çok gerilemeye, duragan olmaya elverislidir. Çünkü köy Gelenekçi Kültür'ün hükmü altindadir. Yarin Avrupa Kreterleri uygulanmaya baslandiginda köyden kente gelenle köyde kalan çok zorlanacaktir. Çünkü Avrupa'ya uyum bir bilgi ve egitim isidir. Egitimsizlik onu çok üzecek sikintiya sokacaktir. Kentten köye egitim ve bilgi götürmenin ne kadar yararli oldugu yillardan beri tartisma konusudur. Çünkü Türk köyünün ve köylüsünün kendine özgü bir dünyasi vardir. Onu disardan anlayip fethetmek mümkün degildir. Köyün içine girmek, köyün içinde olmak gerekir. Bundan dolayi egitimciler, köyü ve köylüyü bilenler demislerdir ki köy önce canlandirilacak, ondan sonra kalkindirilacaktir. Bugün kentler dahi cumhuriyetin öngördügü, amaçladigi canliligi yakalamis degildir. Bunu suradan anliyoruz ki Türkiye'de istisna teskil eden bazi kentlerin, kasabalarin disinda hayat aksamin köründe bitmektedir. Herkes evlere kapanmaktadir. Bir Vali dostum yillar önce "Mersin'de hayat 24 saat iken Kirklareli'nde 8 saat bile degildir." dediginde bir aci gerçegin yüzüme çarptigini hissettim. Kent böyle olunca köylerde, kasabalarda hayat nasildir? Bosta kalan zaman nasil doldurulmaktadir? Bu "BOSA GEÇEN ZAMAN" i kimler, degerlendirmektedirler.
Suraya gelmek istiyorum. Türkiye'yi yönetenler Türkiye'yi bütün olarak ele almak ve düsünmek zorundadirlar. Gitmesek de, görmesek de, okulunu kapatmis, ögretmenini geri çekmis olsak da o köy bizim köyümüzdür. O da 19 Mayislari, 23 Nisanlari, 30 Agustoslari, 29 Ekimleri yasamak, eglencesini, sevincini, bilgisini paylasmak ister. "Sehirde ne varsa köyde de o olacak" diyen anli sanli politikacilarin bu gerçek karsisinda ne diyeceklerini çok merak ediyorum dogrusu. Ulusal bayramlar dolayisiyle köyler için de programlar düsünülmelidir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol