CUMHURIYET ILE NEREDEN NEREYE GELDIK?

Milli mücadele tarihini okumayanlar bugün cumhuriyetin ne kadar mesafe aldigini bilemezler. Oysa cumhuriyet ilan edildiginde Türkiye’nin gerçekleri aci, kosullari agirdi. Onbir milyon nüfusun yüzde 90’ni okuma yazma bilmiyordu. Egitim yaygin degildi. Köy ve kasabalarda okul ve ögretmen yoktu. O kadar ki cumhuriyet hükümeti dairelerde çalistirilacak memur bulamiyordu. Köylü yoksuldu. Kirsal kesim fakir fukara insanlarin, çiftçiligi ilkel biçimde sürdürenlerin yasadiklari yerlerdi. Ve tabii daha birçok sorunlar vardi. Hükümet, Osmanli’nin borçlarini ödüyordu. Savaslarda yol yoklugunun nelere sebep oldugunu bilen kumandanlar yol yapilmasini istiyorlardi. Bundan daha aci bir tablo ile karsilasan cumhuriyet bu tabloyu tersine çevirmek için insanlara umut veriyordu. Çünkü, artik Padisah yoktu, Halife yoktu, okullarda çocuklar sabahleyin üç defa “Padisahim Çok Yasa” demiyorlardi. “Yasasin Cumhuriyet” diye haykiriyorlardi. Cumhuriyet ne yapacakti ki insanlar umutlanmis olsun?

Evet, Cumhuriyet çok sey yapmak, halkin yönünü ve yörüngesini degistirmek, “Bir lokma bir hirka” anlayisini yikmak, cehaleti ve hastaliklari yok etmek üzere dogmustu. Daha ötesi halki gerilikten kurtarmak hedefi idi.

Istiklal Savasi’ni kazandiktan sonra milli mücadeleyi yapanlarin ilk ve en Büyük Devrim’i Cumhuriyet olmustur. Osmanli Devleti’nin ve Padisah- Halife yönetiminin tasfiyesi cumhuriyetin hedefleri arasina girmistir. Gerçekte cumhuriyet birçok devrimi yapmayi hedeflemistir. Atatürk bunlari zamanlayarak birer birer gerçeklestirmis, bir kismini da hükümetlere, kurum ve kuruluslara vazife olarak vermistir. Atatürk’ün ülkeyi yönetenlere hedef olarak gösterdikleri, vazife olarak verdikleri gerçeklesmis midir? Hayir. 1945 yilinda çok partili hayata geçtikten, demokratiklesme süreci basladiktan sonra Cumhuriyetin hizi kesilmistir. Mesela Toprak Reformu bayrami yapilmis, fakat Toprak Reformu yapilmamistir. Anadolu’nun bazi yerlerinde Asiret düzeni kalkmamistir. Agalik, Beylik, feadol düzen devam etmistir. Halkin kilik kiyafeti degismistir, yasaminda iyilesme olmustur ama yazgisi degismemistir. Yoksullugu bitmemistir. Bu durum süphesiz Cumhuriyet’in Hedefleri’nden sapma olmustur. Ancak yine de Cumhuriyet büyük isler basarmistir. Bunu Atatürk de söylemistir. “Yaptiklarimizi asla kâfi göremeyiz” demistir. Daha büyük isler yapmak azim ve kararinda” oldugumuzu dile getirmistir.

Bugün Cumhuriyet 85. yildönümüne milyar dolar borçlu girmistir. Oysa Atatürk öldügünde 1938 bütçesi dünyada tek Denk Bütçe olarak kabül görmüstür. Fakat en önemlisi, Cumhuriyetin Hizi’ni kesenler onun Laik Yapisi’ni da bozmuslardir. Hiç degilse sulandirmislardir. “Kimsesizlerin Kimsesi” olan Cumhuriyet ve onun halki Atatürk Dönemi’ni arar olmustur. Çünkü onun zamaninda cumhuriyet tartisma konusu degildi. Olamazdi. Bunu kimse düsünemezdi. El ele bu cumhuriyete “Ilimli Islam Cumhuriyeti” demek, bunu yakistirmak ne içerden ve ne de disardan herhangi bir kimsenin haddi degildi. Fakat yine de ve her seye ragmen Türkiye Cumhuriyeti bizim için, halkimiz için herseydir. Seksenbes yilda yaratilan Cumhuriyet Halki, cumhuriyete sahiptir. Atatürk’ün mirasini, devrimini koruyacak güçtedir. Buna inanmak lazimdir. Herkes Mustafa Kemal bu halki, köylüsüyle, çiftçisiyle sevmeli, onun sagduyusuna inanmalidir. “HALKÇILIK” diyorsak bunu halki sevmek, halka gitmek oldugunu bilmelidir. Bugün siyasetçilerin Oy Deposu olarak görüp ikbal ve iktidarlari için istismar ettikleri halk Atatürk’ün “Memleketin hakiki sahibi ve efendisi” dedigi halktir. Bu yüce halka saygili olalim.

                                   nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol