CUMHURIYET ILE AÇILAN KADIN DEMOKRASI ILE KAPANIYOR

Dokuzuncu Cumhurbaskani Sayin Demirel, "Türban seriatin isaretidir" demis, dogru söylemis. Bizim alaturka demokrasimizin en son irticai ürünü bu olmustur. Cumhuriyetin laiklestirdigi, hayata açtigi, topluma dahil ettigi, bürokraside görev verdigi kadini kapanmaya, örtünmeye yönlendirmistir.
Bunun için Anayasa'da degisiklik yapilmistir. Olay iktidar tarafindan o kadar önemsenmistir ki ülkenin yasamsal sorunlari bir kenara itilerek buna gündemde öncelik verilmistir. Türban cumhuriyet kadinlarini ikiye bölmüstür. Bir yanda örtünenler, türbanlilar, sikmabaslar öbür yanda modern giyimli, basi açik laik cumhuriyet kadinlari.. Ancak bu ayrisma iyiye isaret degildir. Bu ayris bir toplumsal ve rejimsel tehlikenin isaretidir. Cumhuriyet Projesi'nde türban yoktur.
Iktidarlarin ve hükümetlerin muhafazakâr olduklari genel bir kuraldir. Ancak ne var ki bizim iktidarimiz ve hükümetimiz muhafazakârligin ötesinde bir politika izlemektedir. Sartlari zorlamakta, toplumsal baris ve danismayi dinamitlemektedir. Bu olacak sey degildir.
Türkiye neden çok partili hayatta degisimi zora sokmakta, karanliga, irticaya yol açmaktadir? Bunu anlamak mümkün degildir. Ancak öyle anlasiliyor ki ülkeyi yönetenlerin kültürü baska türlüsüne izin verecek nitelikte degildir. Altmis yildan beri egitim ve ögretimi yapilan Din Kültürü ile yetisenler bugün iktidar olmuslardir. Ve bir baska Türkiye düsünmeye baslamislardir. Bu yüzden Cumhuriyet Hukuku'nun sinirlari zorlanmaktadir. Cumhuriyet Kurumlari asindirilmak, tartisma konusu edilmek istenmektedir.
Türkiye götürülmek istenen yere gider mi? Bana göre gitmez ve gitmeyecektir de.. Çünkü LAIK CUMHURIYET'in hâla kendini savunma gücü vardir. Ülkemizde bu yil DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'nde kadinlarin kasabalara varincaya kadar meydanlara inmeleri, Atatürk ve Cumhuriyet söyleminde bulusmalari umut vermistir. Cumhuriyet Kadinlari türbanla gelecek tehlikeyi görmüslerdir. Türbanin bir Erkek Egemenligi'nin takdimi ve istegi oldugunu anlamislardir.
Ancak bu vesileyle bir gerçegin altini çizmek gerekir ki Cumhuriyet Kadini'ni örtmek, basini sarmalamak isteyen zihniyet issizligin, fukaraligin, yoklugun ve yoksullugun arttigi bir ortamda kadini türbanla örtünmeye zorlayacaktir. Zira bu Köhne Zihniyet Türk insaninda çok eski bir birikimdir. Cumhuriyet ilani üzerinden sunca yil geçmis olmasina ragmen bu birikimi ortadan kaldirmak mümkün olmamistir. Kaldirmak söyle dursun, çok partili hayata geçtigimiz 1946 yilindan beri bu IRTICAI BIRIKIM takviye görmüstür. Irticanin okullari açilmis, kadrolari yetismis, teknigi gelistirilmis, partileri kurulmus, Anayasal Güvence saglanmis ve kadina türban mübah görülmüstür.
Bu nedenle kadini cumhuriyetin hürlügü (özgürlügü) içinde tutmak son derece güç olacaktir. Mücadele uzun sürecektir. Ve bu nedenle Cumhuriyetin Aydinligi'ni savunanlar Arizona Karincalari gibi hedefe varmak için arkadan gelenler ve gelecek olanlar için kendilerini feda edeceklerdir. "Kurtulduk" diyemiyecekler, karanliktan kurtulmak için mücadelenin gerekli oldugunu söyleyeceklerdir.
Özetle, sunu demek istiyorum. Türban irticanin simgesi (sembolü) dür. Bir yenilik, bir modernlik degildir. Bir gerilik olayidir. Nereden ithal edilmisse oraya, oranin kadinina benzemektir. Bu nedenle kadinlarimizin türbanla gelecek baskici yasam biçiminin kendilerine ne kadar büyük bir aci çektirecegini görmeli ve sezmelidirler. Türbanli Yasam bir gelenek haline geldiginde ondan kurtulmak bugünden daha zor olacaktir. Kadini tekrar özgür yapmak kolay olmayacaktir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol