Dogru dürüst kar 26 Subati siralari yagmisti Kirklareli'ye.
Hani, 2005-2006 yili alabildigine karli geçmisti.
O zamanki yazimda "kar pesimizi birakmiyor," diye yazmistim.
O zamandan sonra Kirklareli, genel olarak, tümüyle hemen hemen, kar görememisti son üç yildir.
Oysa her seyin bir biçimi, bir kurali, bir yakisigi olurdu.
Yaz dedigin yakacak…
Kis dedigin dondurursa kendini anlatmis olur.
Yumusak geçen, karsiz kislarin ardindan son üç yildir siddetli sicak yazlar yasadik.
Adeta görevini iyi yapmayan gece bekçisinin mahallesinde alabildigine hirsizlik olaylari cereyan etmesi gibi bir sey.
Kis, kisligini yapmazsa, birileri yine de elinden geleni yapar.
Kis, hiç sanmasin ki, ben kis yapmazsam birileri uz durur.
Kar geldi.
Hos geldi, güzellikler getirdi.
Hem manzara olarak, hem de bereket…
Tabi, kisin var.
Hemen akla geliveren…
Yakacagi kit insanlar ve haneler.
Tabi ki evsizler, yuvasizlar, korunmasizlar.
Hele de fazla don yaparsa, 1987 kisi gibi…
Kepirtepe'deki çamlari donduran kis örnegin.
Vur deyince öldürsün de istemiyoruz.
Içlenip aglamak ayri…
Içi parçalanarak aglamak bir baska.
Ama dogaya kar gerekiyor.
Dilerim bu kis bu kar son olmaz.
Dilerim ülkemiz, yöremiz bolca kar alir da…
Çünkü kar ayni zamanda topragin ve ekili arazilerdeki hasilin örtüsüdür ayni zamanda.
Topragin gidasidir da.
Kar, her zaman yagmurdan daha bereketli, daha yararlidir toprak için.
Tabi, her sey hayirlisiyla.
Babamin kirk elli yillik bir siiriyle noktalayalim kar söylesisini.
Söyle demisti Terzidereli Ali Öztürk:
"Bir gün karla kapliydi yerler
Iki yavru gördüm aglayip giderler
Ince sesleriyle feryat ederler
Ah annecigim güzel annecigim
Pek yanikti ikisinin de sesleri
Karla örtülüydü hep üstleri
Yalin ayaktilar yoktu mesleri
Ah annecigim canim annecigim
Kiz miydilar oglan miydi seçemedim tonlarindan
Ben de aglamaktan geçemedim yanlarindan
Feryat yükseliyor küçük canlarindan
Ah annecigim canim annecigim."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol