ÇOCUKLUĞUMUZUN PANAYIRLARI

Bugünkü kuşak (25-30 yaş arası) panayırları bilmez. Panayır görmemiştir. Onlara panayırları anlatmak da fazla bir şey ifade etmez. Bal yememiş adama balın tadı sorulur mu?
Osmanlının panayırları meşhurdu. Panayırlar kasaba ve şehirlerde yılda iki kez yapılırdı. Sonbahar ve İlkbahar da yapılan panayırlar herkesin ilgisini çekerdi ama daha çok çocukları sevindirirdi. Çünkü panayırlarda her türlü eğlence vardı.
PANAYIR, Yunanca bir isimdir. Panayır, "Yılda birkaç gün süren Büyük Pazar" anlamına gelmektedir. Yılda bir defa yapılan pazardır. Panayırlara bugünkü pazarların büyüğü demekte mümkündür. Satılabilecek her şey panayırlara götürülür, sergiler açılır. Yalnız hayvanlar için ayrı panayır yapılır ya da panayırların biraz uzağında hayvanlar için panayır kurulurdu. Buralara Hayvan Panayırı denirdi.
Panayırlar Romalılar, Bizanslılar, Eski Yunanlılar zamanından beri vardır. Kalelere yakın yerlere panayırlar kurulur, kale halkı kaleden çıkıp bu panayırlarda alışveriş yapardı. Bugün dahi bazı kalelerin çevresinde Panayır Yerleri vardır. Kalelerde de tabii şehrin kralı veya soyluları otururlardı. Benim çocukluğumda ve gençliğimde Kırklareli'nde Pınarhisar, Vize, Babaeski, Pehlivanköy kasabalarında İlk ve Sonbahar Panayırları olurdu. Bunların içinde bazı panayırlar meşhurdu, daha büyük ilgi görürler, daha çok kalabalık olurlardı. Kırklareli'nde en meşhur panayır, Pehlivanköy PAVLİ PANAYIRI idi. Bugün daha bu panayır yapılmakta, büyük ilgi görmektedir. Panayırlar azami üç gün sürerdi. Uzak yerlerden panayırlara gelenler geceleri yerde ya da arabaların içinde yatarlardı. Dediğim gibi panayırlarda her şey bulmak mümkündü. Kasaba halkları panayırlara gitmezlerse kendilerinde bir noksanlık hissederlerdi. Panayırlara gitmek bir şey satmak ya da gezip görmek için olurdu.
Panayır geleneği Osmanlı'dan Cumhuriyete sarkmış organizasyonlardı. Osmanlının mülkü üstünde meşhur Panayırlar vardı. Mesela Silivri, Pehlivanköy, Bulgaristan'da İslimye, Ahyolu, Yenipazar, Varna, Cuma-i Atik yani Eski Cuma, Şumnu, Tırnova, Lofça, Gümülcine meşhur panayırlardı. Panayırlara daha çok Osmanlı tebaasında Rumlar, Yahudiler, Ermeniler yani Hıristiyan kesim panayırlarda ticarete hâkimdiler. Müslümanların panayırlara götürdükleri birkaç kalem eşyadan, maldan ibaretti. Türklerin ise panayır ticaretinde adı geçmiyordu. Çünkü Türk denilen insan ortalıkta yoktu. Köylerde TÜRK İNSANI vardı ama bunlar kendilerinin Türk olduklarını bilmiyorlardı. Müslüman olduklarını söylemekle yetiniyorlardı. Osmanlı'nın Hıristiyan kullarına Türk denilen insanın köylerde, kırlarda yaşadığı söylenirdi. Bu Türk'ü aşağılama anlamında söylenirdi. Nur içinde yatsın MUSTAFA KEMAL ATATÜRK. Bize Türk olduğumuzu söyledi de Türklüğümüzü bildik.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol