Sevgili bacanagim emekli ögretmen Hilmi Tekirdagli ile 30.10.2009 günü Edirne’de Fiat otomobilinin bakimi için Özakinci servisine ugradik. Oradan Bellek yayinevinde Mustafa Karaca’yla sohbete daldik: “Mustafa kardes sair hikayeci Güner Gürkas’in siir çalismasi size gelecekti. Geldi mi?” dedim. “Evet geldi” derken Bellek yayinevindeki kitap raflarindaki güzelim kitaplara “Merhaba” dedim. Kitap okumayi seven Konfüçyüs’ün kitap okuma sevdasina hayranimdir herzaman. Gelismis ülkeler kitap okumayi severken biz edebiyatin neresindeyiz acaba?
Dünya gazetesinin kitap ekini (30 Ekim 2009) okurken güzel yazilar ilgimi çekti: “Ataköy son siirim 19.11.1991 Rifat Ilgaz: “// Elim birine degsin./ Isitayim üsüdüyse/ Bosa gitmesin/ Son sicakligim.”//
Bu güzel siir çarpti beni. Yapay sair ve yazarlar sikici olur. Rifat Ilgaz’in 1911’de Cide’de dogdugu ev 2007 yilinda müzeye dönüstürüldü. Katkilariniz olmadan bunu basaramazdik. Fotograf Recai Yilmaz.”
Karlar içinde bir agaç... Hemen yaninda iki katli Rifat Ilgaz’in ahsap evi. Sokaklar kar içinde... Evin kiremitleri karla kapli... Kisin karli günleri çok severim... Nerede o eski kislar... Annemin masallari... Keloglan masalini anlatan Ulviye Demiraco çocuklari ne çok severdi... Beni severken Fatiha duasini okuyup yüzüme üflerdi... Evden kaçip ona siginirdim... Çocukluk iste... Aklima Ramadan Demiraco büyük amcam geldi. Birinci cigarasini uzun agizliga takar benzinli çakmakla yakardi. Sirp zulmünden kaçip kaçak olarak gemiye binip 14 yil Sikago’da agbisi dedem Mefail Demiraco ve Abdullah ile yasamislar. Hüzünlü bir günde Makedonya-Pirlepe sehri- Depreste köyüne dönmüsler. 1929’da Kirklareli’ndeki akrabalarinin yanina gelmisler. Esnaflik yapmislar. Zahirecilik...
Balkanlardan göçeden halkin müthis hikayeleri vardir. 1352-53’te Rumeli’ye yürüyen Osmanli Devleti uzun yillar Balkanlar’da en güçlü devlet olarak varligini sürdürdü. Istiklal savasindan sonra mübadele ve serbest göçmen olarak Trakya ve Anadolu’ya gelmislerdir. Bugün için Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Sancak’ta pekçok soydasimiz yasamaktadir.
Tek Rumeli televizyonunda Balkanlar, Trakya sehir ve kasabalarini, köylerini izlerken en güzel sarkilari da dinliyoruz. Salina salina yürüyen Balkan Türk ve müslüman kizlarinin sikligi ve güzelligi insanin hosuna gidiyor. Makedonya-Pirlepe-Depreste’de akrabalarimiz yasiyor. Köylerimiz var oralarda. Balkanlarda...
Disisleri Bakanimiz Ahmet Davutoglu’nun Balkanlar, Kafkasya, Iran, Irak, Suriye turlarini televizyondan izliyoruz. Basbakanimiz Iran’da, Suriye’de görüsmeler yapiyor. Cumhurbaskanimiz Abdullah Gül Sirbistan’a davet edildi. Görüsmeler yapiliyor. Osmanli cografyasinda 20’den fazla devlet kuruldu. Onlarla baris ve kardeslik içinde görüsmelerin olmasi güzel dogrusu. Barbarlikla, sömürgecilikle zengin olan, sanayi devrimini yapan batili ülkeler Türkiye’yi AB’ye almak istemiyorlar. Kibirli Alman Merkel ve Fransiz Sarkozy nereye kosuyor acaba?
Büyük önderimiz Selamik dogumlu, babasinin kökleri Makedonya-Manastir Kocacik köylü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefinde çagdas bir devlet ve toplum olma rüyasi vardi. Bu güzel hülya birgün mutlaka gerçeklesecektir...
Yazar Turgut Özakman’in Çilgin Türkleri kaç basimda acaba? Yeni kitabi Türk Mucizesi’ni en mütevazi bir tavirla anlatirken gözlerim doldu. Yarinlara eser birakan, millet askiyla yanan gönüllerimize selam olsun... Yarinlarimiz güzel olsun...
selahattindemiraco@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol