Objektif olarak her yönüyle bakıldığında; ister uluslar arası, ister toplumlar arası, isterse bireyler arası fiziki eleştiri seviyesinde bile olsa yaşanan savaşların kazananı olmaz. Özellikle iç savaşlar, toplumların tarihlerinde derin izler bırakır. Düşük yoğunluklu da desek, terör de desek on yıllardır ülkemizde başat sorun olarak görünen böyle bir durumun varlığını kimse inkar edemez. Halkımız ve ülkemizin bunca kayıplarından sonra adil bir barış fırsatı yakalanmış olup, sorunun çözümü için tüm demokratik ve siyasi yol ve yöntemlerin kullanılmasına gereksinim duyulduğu bir süreci yaşıyoruz.
Türkiye siyasetinde "katı olan her şey buharlaşıyor". Bir yandan Kürt sorununda çözüme doğru adımlar atarken, bir yandan da yeni bir demokratik cumhuriyeti tartışıyoruz. Henüz yolun başındayız, çözümün ve demokratikleşmenin önündeki engelleri küçümsemiyoruz. Fakat bu engelleri bertaraf etmenin tek yolunun, var gücümüzle demokratik ve adil bir barışın gerçekleşmesine, eşitliğin sağlanmasına katkı sunmak olduğunu biliyoruz.
İnsanların eşit bir yaşam için mücadele verirken ölmediği ve öldürülmediği bir Türkiye, başlı başına bir değerdir. Eşit, adil, demokratik ve barışın hakim olduğu bir ülke için önerilen alternatif siyaset ve toplum tahayyülü, bu değerin sonuna kadar savunulması ve ancak barış ortamında gerçek anlamlarına kavuşacaktır. Farklı bakış açıları ve siyasi anlayışlara göre eleştirel yönlerine karşın, çalışmalarını başlatmış olan 'Akil İnsanlar Heyeti'ni de bu perspektiften değerlendirmeliyiz.
Böyle olmakla birlikte, Akil İnsanlar'ın geneline baktığımızda, heyette Türkiye'nin geniş toplumsal kesimlerini kucaklayabilecek bir profil oluştuğunu görüyoruz. Dahası, içlerinde Türkiye'nin yüz akı aydınlar, akademisyenler, sanatçılar da var.
Öyle görülüyor ki, AKP iktidarı, barış fikrini yaygınlaştırabilecek güçleri değerlendirirken, uzun yıllardır ödünsüz bir biçimde demokrasi ve barış mücadelesi verenlerin oluşturduğu toplumsal meşruiyeti yardıma çağırmıştır. Bu yardım çağrısı, uzun yıllardır sürdürülen demokrasi ve barış mücadelesinin başarısını göstermesi açısından önemlidir elbette… Ama bundan da önemlisi, bu meşruiyetin barış sürecine toplumsal desteği artırma gücüdür. Bu tarihsel fırsatın heba olmaması için, bu ülkede vicdan sahibi herkesin sorumluluk alma gibi bir tarihi görevi vardır.
Heyet'teki çok farklı anlayışlardan ve hayat tarzlarından gelen insanlar ortak bir amaç etrafında buluştular; barış ve çözüm sürecine mümkün olan en geniş toplum kesimlerinin desteğini sağlamaya çalışmalıdırlar.
Bir yurttaş olarak önümüzde iki yol var; ya (kim getirirse getirsin) barışa yönelik çalışmalara destek vereceğiz, ya da (kimin için ve ne için olduğuna bakılmaksızın) savaş yanlıları ile birlikte olacağız.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Karaumur Caddesi Coştur İş Merkezi Kat: 3 No: 68 KIRKLARELİ
Tel: 0288 2141182 Faks: 0288 2147006
GSM: 0532 4752460
e-mail: huseyinkahraman@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol