CANLILAR GIBI DIRILER DE ÖLÜR

Hürriyet Gazetesinin geçen Çarsamba günü çikan Tarih Eki'nde "SON UBIH" TEVFIK ESENÇ'I BIZ UNUTTUK AMA DÜNYA UNUTMADI" baslikli yazida söyle bir ifade yer almaktaydi
"Amerikan Ulusal Bilim Vakfi, ölmekte olan dilleri kurtarmak için 4 milyon 400 bin dolarlik fon olusturarak bir çalisma baslatti.
Zira 2100 yilinda, su anda var olan 6 bin 800 dilin yüzde ellisi yahut 90'i yeryüzünden silinecek ve dünya dillerinin yarisi yok oldugu takdirde, bilim adamlarinin dilin genetik yapisini çözmesine imkân kalmayacaktir.
Bu yüzden Avustralya'dan Amazon'lara kadar birçok yerli kabilenin dilleri incelenip kayda geçiliyor. Kafkasya kökenli UBIHÇA'yi konusan son kisi olan ve 1992 yilinda ölen Tevfik Esenç'in konusmalari ve söyledigi sarkilar da dilbilimciler tarafindan kayda geçilmistir.
Tevfik Esenç'i biz 1990'li yillarin basinda bacanagim Kozmetik Sanayicisi yazar Adnan Hunca ile yasadigi Manyas'in Haciosman Köyüne gidip görmüs ve konusmustuk. Resmini almis, kendisiyle röportaj yapmistik. Hakkinda bir dosya olusturmustuk.
Gerçekten Tevfik Esenç Kafkas ve Çerkez kökenli Ubihça'yi o yillarda konusan tek kisiydi. Gerçi Türkiye'de bu dili konusmus çok ünlü birkaç kisi vardi ama onlar kendi dilerini unutmuslardi. Örnegin, dillerini unutanlarin ünlü gazeteci yazar, futbol yorumcusu Hincal Ulus, gazeteci yazar Hifzi Topuz oldugu söylenmektedir.
Tevfik Esenç'i Hürriyetin Tarih Eki'nde anlatan Zeynep Dramali'ya göre "SON UBIH", Tevfik Esenç'in ölümü ile bu dil de ölmüstür. Ubihça'yi kurtarmak için birçok dilbilim adami Haciosman Köyüne gelerek, Tevfik Esenç ile görüsmüsler bu dili kayitlara almislardir. Bu gelenler arasinda Fransiz Akademisi Üyesi 30 dil bilen Prof.Georges Dumezil de vardir. Norveçli dilbilimci Hans Kampstrup Vogt da 1932, 1933 yillarinda Haciosman köyüne gelmis, Tevfik Esenç ile birlikte "Ubih Dili Sözlügü'nü " hazirlamislardir.
Görülüyor ki dünyada 50 bin kisilik bir kavmin konustugu dili kurtarmak için bilim adamlari büyük gayret sarf etmislerdir. Bir dilin ölümü bir ulusun ölümü demektir. Anadolu'da Türk Dili de böyle bir tehlikenin esigine gelmistir. Anadolu Selcuklular'i döneminde Karamanli Mehmet Bey yayinladigi beyanname ile ülkesinde baska dillerin konusulmasini yasaklamistir. Bundan sonar her yerde Türkçe konusulacaktir demistir. Yunus Emre gibi ozanlar o devrin düsünen adamlari Türkçe'nin bayraktarligini yapmislar, Farsça ve Arapçaya karsi Türk Dili'ni savunmuslardir.
Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti kurdugunda Türk Dili Sözlügünde onbin dolayinda Türkçe kelime vardi. Digerleri hep Farsça ve Arapça idi. Halk Osmanlicayi konusamiyordu., yazip okuyamiyordu. Zaten Osmanli'nin yazisi da Arapça idi. Mustafa Kemal, Türk Dili'ni yabanci dillerin boyundurugu altindan kurtarmak için 1932 yilinda Dil Devrimi yapti ve Türk Dil kurumunu kurdu. Her yilin 26 Eylül'ü DIL BAYRAMI kabul edildi. Biz 20-25 yil öncesinde Kirklareli'nde yaptigimiz toplantilarla bu bayrami kutluyor, Dil Devrimi'nin üzerinde duruyorduk. Türk Dil Kurumu'da çikardigi Türk Dili Dergisi'nde Türkçenin büyük bir dil oldugu üzerinde duruyordu. Biz bu degerli dil ve kültür dergisini 1950 yilindan 1980 yilina kadar okumusuzdur.
Türkçe bugünde yabanci dillerin, özellikle Ingilizçe'nin baskisi altindadir. Türk insaninda tarih boyunca görülen Yabancilara Düskünlük ve taklit bugün de Türk Dili'ni kirletmis, yabanci kelimelerin istilasina açik hale getirmistir.
Bir ulusun dili o ulusun can damaridir. Bayragi ve topragidir. Bir ülkeyi yikmak için önce diline hücum ederler. Mesela Arapça'nin Türk Dili'ne, Türk halkina büyük zararlari olmustur. Türk düsüncesi Arap dil ve kültürünün etkisi alanina girmistir. Tarihte ve ülkemizde kaybolmak istemiyorsak dilimize sahip çikmali, yabanci sözcük kullanmamaya özen göstermeliyiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol