Bu yıl 101. Yıldönümü gerçekleşen Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında, dün gerçekleşen program saat 09.30'da Şehit aileleri adına Kırklareli Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından Şehitlik Anıtı'na çelenk sunulmasıyla birlikte başladı. Programa Kırklareli Valisi Esengül Civelek, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, 55'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak, Kırklareli Belediye Başkanı, kamu kurum ve kuruluşlarının müdür ve personeli ile birlikte çok sayıda vatandaşlar katılım gösterdi. Saygı Duruşu, Saygı Atışı ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden programın açılış konuşmasını Tank Üsteğmen Tahir Önder Karatuna yaptı. Karatuna'nın konuşmasının ardından Kırklareli Valisi Esengül Civelek, Şehitlik Defterini imzaladı. Kırklareli Şehitliği'ndeki programın ardından, protokol Kırkşehitler Anıtı'na geçti. Burada da Kırkşehitler Anıtı Ziyaret Defterini imzalayan Vali Esengül Civelek, anıta karanfil bıraktıktan sonra, program Kırklareli Kültür Merkezi'nde devam etti.
"Türk milleti, yüzyıllar boyunca hiçbir zaman, hiçbir şeyden korkmadı"
Çanakkale Savaşları Zaferi'nin 101. yıldönümü münasebetiyle, Kırklareli Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri bir oratoryo gösterisi düzenledi. Dün saat 10.30'da Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programa, başta Kırklareli Valisi Esengül Civelek olmak üzere, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak, Kırklareli Belediye Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının şube müdürleri ve personeli ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Kırklareli Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Cafer Yüce yaptı. Yüce; Türk milleti, yüzyıllar boyunca hiçbir zaman, hiçbir şeyden korkmadan hürriyeti, namusu ve şerefi uğruna, vatan dedikleri topraklar uğruna; Hak için, Allah için, şehadet mertebesine ermek için, kılıca bedenini kalkan, kurşuna sinesini engel, gülleye göğsünü siper ederek canını vermekten, kanını dökmekten korkmamıştır.
Nice acılar görmüş, nice canlar toprakla kucaklaşmış, nice ruhlar şehitlik mertebesine erişmiştir. Acının, zulmün, zorluğun, cefanın, feryat ve figanın olduğu yerde mutluluğun, rahatın, huzurun, yaşamanın tadına varmak zordur.
Unutmuş olmalılar ki, bir ayağı kopan Mehmetçik diğer ayağıyla, bir kolu kopan diğer koluyla, son nefesine kadar inançla, imanla vatanını koruyacak, Çanakkale'yi zalime vermeyecek, "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! " dedirtecektir."
"Yeter ki vatan sağ olsun"
"19 Şubat 1915'te başlayan, 1916 yılının ocak ayı başlarında sona eren bu savaşta, yüz binlerle ifade edilen Türk genci, şehit ve gazi olmuştur. Bir bu kadar, hatta daha çok düşman kaybı olmuştur. Sonuç mu? 20. yüzyıl medeni Avrupa'sının insanlık ayıbı... Sizlere, Atatürk'ün bir sözünü hatırlatmak istiyorum. "BU MEMLEKET TARİHTE TÜRK'TÜ, HALDE TÜRK'TÜR VE EBEDİYEN TÜRK OLACAKTIR."
Bizim, şehit oğlunun cenazesinde "Yeter ki vatan sağ olsun" diyen analarımız, şehit oğlunun ardından "oğlumun yarım kalan askerliğini tamamlamak istiyorum" diye dilekçe yazan babalarımız, "ben de büyüyünce babam gibi asker olup şehit olacağım" diyen çocuklarımız olduğu sürece Çanakkale ruhunu yaşayacak ve yaşatacağız.
Bizlere bu kutsal emaneti bırakan aziz şehitlerimizi minnet, rahmet ve saygıyla anıyor, ruhlarının şad olması niyazıyla saygılarımı sunuyorum."
"Mehmetçiğin, kahramanlık ve fedakarlığın eşsiz
örneklerini vererek
anıtlaştığı bir zaferdir"
Yüce'nin konuşmasının ardından kürsüye gelen ve Çanakkale Savaşları'nın askeri yönünü aktaran Üsteğmen Bayındır Han Kılıç, şöyle konuştu; "Bugün (Dün) tarihe altın harflerle yazılan 20. yüzyılın dehası ve ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine çıktığı, Türk Milleti'ne sonsuz güç ve güven veren Çanakkale Zaferi'nin 101. yılını kutlamak, vatan ve bağımsızlık uğruna hayatlarını feda ederek, şahadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi şükranla anmak için burada bulunuyoruz. Çanakkale Zaferi, ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Türk ulusunun makus tarihini yendiği, tükendi denen bir devletin şaha kalkarak dünyaya meydan okuduğu, düşman zırhlılarına karşı göğsünü siper eden Mehmetçiğin, kahramanlık ve fedakarlığın eşsiz örneklerini vererek anıtlaştığı, cesaret ve ruh güzelliklerinin sergilendiği bir kahramanlık destanı ve nadir bir halk tarihi örneğidir.
18 Mart 1915 günü 417 gemiden müttefik donanmasının harekatı sabah saatlerinde başlar. Birleşik armadanın en donanımlı 100'den fazla gemisi boğazın içine girer. Boğazın içine girerek üç hat halinde tertiplenmiş 18 muharebe gemisi ile başlayan saldırı, Türk bataryalarının yoğun ateşlerine rağmen, öğleye kadar İngilizlerin planladıkları doğrultuda devam eder.
Saat 14.00'te, o ana kadar sürdürdüğü öncülük görevini İngilizlere bırakmaya çalışan Fransız zırhlısı, manevra yaparken Erenköy Koyu'nda Nusret Mayın Gemisi tarafından döşenen ve fark edilmeyen mayınlardan birine çarpında harekatın seyri değişir. Çok kısa sürede 600'ün üzerinde mürettebatıyla batan zırhlının ve sonrasında da ona yardıma gelen gemilerin kaderleri aynıdır. Müttefik donanması mevcudunun %35'ini kaybederek çekilmek zorunda kalır. Sonuç müttefik donanması için tam bir hayal kırıklığıdır. İşgalci güçler Türk askerinden ummadıkları bir direnişle karşılaşmış, bütün planları altüst olmuştur. 18 Mart'ta düşman donanması son şansını kullanmış ve neticesi hüsran olmuştur."
"Hiçbir şey istedikleri gibi olmadı"
"Hazırlanan yeni harekat planına göre çıkarma 25 Nisan sabahı başlar. Düşman bir saat süre ile Seddülbahir ve Kabatepe bölgelerindeki Türk mevkilerini şiddetli ve aralıksız olarak bombalar. Düşman Türk mevzilerinde bir tek canlı bile kalmadığından emindir. Ancak çıkarma başladığı zaman, Türk askerlerinin siperlerinden yaylım ateşi başlar. Arkasından süngüleri ile ölüme meydan okuyan Mehmetler görülür.
Böyle bir cehennemin içinde düşmanın bilemediği, bundan sonra da bilemeyeceği tek şey bir ulusun kaderini değiştiren, vatanları için ölümü seve seve göze alan o yiğit askerlerin mübarek bedenleri ile oluşturdukları siperlerdir. Bilemedikleri, düşünemedikleri siperlerde, İkiz Koyu'nda, 8 kat düşmana pervasızca taarruz eden Yüzbaşı Yusuf Kenan'lar, Ertuğrul Koyu'nda ölene kadar siperleri terk etmeyen Yahya Çavuş'lar, Seddülbahir'de inatla direnen 3. Taburu'nun başında Binbaşı Mahmut Sabri'ler, Arıburnu'nda iki taburuyla, sekiz taburun üzerine atılan 27. Alayı ile Yarbay Mehmet Şevkiler ve askerlerine "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" diyen Kurmay Yarbay Mustafa Kemal vardı."
"Gösteri büyük beğeni topladı"
Üsteğmen Bayındır Han Kılıç'ın konuşmasının ardından Kırklareli Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından "Hürriyetimizi İnşa Edenler" adlı oratoryo gerçekleştirildi. Program, oratoryonun ardından son buldu.
"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101. Yıldönümü'nde düzenlenen tören, Kırklareli Şehitliği'ne çelenk sunulması ile başladı. Kırklareli Valisi Esengül Civelek, şehitlikteki şeref defterini imzalayarak, şehit mezarlarına karanfil bıraktı
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol