Ankara'da gerçekleştirilen bombalı saldırı sonucunda bir kez daha sarsıldık. Yine masum sivil insanları hedef almış ve onlarca yurttaşın hayatını kaybetmesine onlarcasının yaralanmasına sebep olmuş bu kör terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık.
Hepimizin yüreğini yakan bu katliamda hayatını kaybedenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Tüketici Hakları Derneği Kırklareli şubesi olarak; hangi amaç için olursa olsun, yaşadığımız yüzyılda şiddet yoluyla kazanılacak hiçbir başarının olamayacağı inancını taşıyoruz.
Bu topraklarda daha öncekiler gibi bu saldırının da, barışın elde edilmesi için yürütülmeye çalışılan demokratik mücadeleyi geriletemeyeceğini ve demokrasi mücadelesindeki kararlı duruş ve hareketin engellenmesine gücü yetmeyeceğini biliyoruz. Ancak; çağımızın kabusu "TERÖR" ile etkin mücadele yöntemlerinde artık eski dualarımız işe yaramıyor. Bu konuda da düne, bugüne ve yarınlara dair yeni şeyler söylemek lazım.
Örnek-1) Geleneksel olarak her doğal afetten sonra "rahmet okumak, geride kalanların acılarını paylaşmak, yaralarını sarmak… vb." dilek, temenni ve beyanatlar kötü bir şey değil belki ama, olanlardan ders çıkarıp bir sonrası için gerekli önlemler alınmazsa eğer bir kıymeti harbiyesi olur mu?
Örnek-2) Hiçbir sağlık önlemi almadan hasta olunmaması beklentisi içinde olmak; hijyenik koşulların olmadığı ortamda mikroorganizmaların ürememesini düşünmek; limit değerlerin üzerindeki radyasyon etkisinde bulunan canlı hücrelerinde kanserojen deformasyon yaşanmamasını beklemek; vb. örnekler mümkün mü?
Örnek-3) Sivrisineklerle mücadele ve sıtma vakaları; akıl ve sinir hastalarının topluma yaşattığı cinnet ve psikolojik travmalar; sonuçlar üzerinden sorunların çözümlenmesi; vb. Sağlığın, barışın, müesses nizamın ve huzurun etkilendiği olaylar: Bataklık kurutulmadan, kontrol altında tutularak tedavi edilmeden, nedenleri ortadan kaldırılmadan vb. önlemler alınmaksızın mümkün mü?
Verilen bu örnekler hesaba katılmadan terörün ortadan kaldırılması mümkün değildir. Mümkün olmayan ve toplumsal hafızalarımıza göre kafalarımızdaki bir tuhaflıkta şudur: Ülkemize ve dünyadaki bir çok örneğe göre, yaşanan doğal ve toplumsal felaketlerden sonra, toplumun güvenliğinden sorumlu yetkililerin görevlerinden alınması, hesap sorulması ve cezalandırılması gerekirken kimsenin kılının bile kıpırdamamasıdır. Üstüne üstlük, onarılması imkansız hale gelmekte olan kin ve düşmanlık duygularının daha da güçlenmesine gayret gösterilmesidir. Bu yol, yol değil; bu ülkedeki gidişat hiçte iyi görünmüyor.
15 MART DÜNYA TÜKETİCİ
HAKLARI GÜNÜ!..
Her yıl "15 Mart Dünya Tüketiciler Günü"nün içinde bulunduğu hafta 'Tüketiciyi Koruma Haftası' olarak kutlanmaktadır. 15 Mart'ın 'Dünya Tüketici Hakları Günü' olmasının nedenlerinden biri, 15 Mart 1962 yılında o dönemin ABD Başkanı John F Kennedy'nin Temsilciler Meclisinde ilk kez 'Tüketici Hakları' diye bir kavram kullanmasından kaynaklanmaktadır. İlk olarak Amerika, Avrupa ve İskandinav ülkelerinde ortaya çıkan 'Tüketici Koruma' faaliyetleri Japonya'ya ve oradan da tüm dünya ülkelerine yayılmaya başlamıştır. Daha sonra Birleşmiş Milletler, 1985 yılında aldığı bir kararla 'TÜKETİCİ HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİNİ' ilan ederken bu konuşmanın yapıldığı 15 Mart tarihini "DÜNYA TÜKETİCİ HAKLARI GÜNÜ" olarak kabul etmiş, ve uluslararası tüketici örgütleri de bunu her yıl "DÜNYA TÜKETİCİ HAKLARI GÜNÜ" olarak kutlamaya başlamıştır.
TÜKETİCİ HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ; Temel Gereksinmelerin Karşılanması Hakkı, Sağlık Ve Güvenliğin Korunması Hakkı, Ekonomik Çıkarların Korunması Hakkı(Seçme Hakkı), Bilgilendirme Hakkı, Eğitilme Hakkı, Tazmin Edilme Hakkı, Temsil Edilme Hakkı, Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı, olmak üzere tüketicinin 8 temel hakkını içermektedir. Ülkemizde ise 'Tüketiciyi Koruma' faaliyetleri özellikle 08.03.1995 tarih ve 22221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 08.09.1995 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra yurt genelinde önemli bir hareket kazanmıştır. Bu Kanun ile tüketicilerin hakları, yasal düzenleme çerçevesinde, çağdaş anlamda yeni boyutlara ulaşmıştır. Tüketici yasasının uygulanması sonucunda, yasanın eksik ve aksayan yönlerinin günün koşullarına uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan çalışmalar sonucunda "4822 sayılı Kanun ile Değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" hazırlanarak 14.06.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
"TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN" daha sonra bir kez daha değiştirilerek günümüzde yürürlükte olan 5602 isimli yasa olarak uygulanmaktadır.
Tüketici yasası ile tüketiciler; Kapıdan Satışlar, Taksitli Satışlar, Kampanyalı Satışlar, Garanti Belgesi, Türkçe Tanıtma Kullanma Kılavuzu, Satış Sonrası Hizmetler, Ayıplı Mal ve Hizmetler, Devre Tatil, Paket Tur, Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar, Tüketici Kredisi, Kredi Kartları, Süreli Yayınlar, Mesafeli Sözleşmeler, Abonelik Sözleşmeleri, Yanıltıcı ve Aldatıcı Reklamlar ... vb. gibi pek çok konuda yasalar ile satıcı ve sağlayıcılar karşısında haklarını arama ve elde etme imkanına kavuşmuşlardır.
Gerek devletin çıkardığı bir takım yasal düzenlemelerle gerekse tüketicilerin biraraya gelerek örgütlendiği sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ülkemizde sağlanmaya çalışılan tüketiciyi koruma ve haklarını gözetme faaliyetleri alanında en büyük görev yasanın uygulayıcısı konumunda olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve İllerde Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüklerine düşmektedir. 4077 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 08.09.1995 tarihinden itibaren her yıl 'Dünya Tüketiciler Günü'nün içinde bulunduğu hafta 'Tüketiciyi Koruma Haftası' olarak kutlanmakta, bu hafta içerisinde tüketici hakları ile ilgili paneller, seminerler radyo ve televizyon programları düzenlenmekte ve tüketici haklarına saygı duyan ve koruyan kurum, kuruluş ve kişilere ödüller verilmektedir. Böylece tüketicinin her türlü menfaatini ön planda tutmayı ilke edinmiş olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve İl teşkilatları tüketiciyi yasa ile sahip olduğu tüm hakları konusunda bilgilendirme, eğitme, tanıtma ve koruma alanındaki öncülük görevini bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de yerine getirmeye devam ediyor.
Ancak; tüketicilerin korunması amacıyla çıkarılan bütün yasalar, yürürlüğe girdiği günden bu güne kadar, tüketicilerin yeterince korunmadığı gibi, hak ihlalleri artarak devam etmektedir.
T.C. ANAYASASI'NIN 172/A Maddesi, "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder." Amir hükmüne rağmen, iktidara gelen hiç bir parti ne yazık ki, buna uygun davranmadı, davranmıyor.
Biz tüketiciler hala;
* Dünyanın En Pahalı Akaryakıtını Kullanıyoruz.
* Elektrikte Kayıp Kaçak Soygunu Ve Diğer Kesintiler Devam Ediyor.
* İthal Edilen Doğalgaz Fiyatları Ucuzluyor, Ama Bu, Tüketicilere Yansıtılmıyor.
* İletişim Ücretleri Ek Vergiler Nedeniyle Çok Yüksek.
* Haksız Ve Hukuksuz Olarak Telefon, Elektrik, Su Ve Doğalgazda, Alınan Sabit Ücretlerle Kazıklanıyoruz.
* Yüksek Yargı Kararlarıyla Hukuka Aykırılığı Hükme Bağlanan, Banka Dosya Masrafları Ve Kredi Kartları Aidatları Kesintileri Devam Ediyor.
* Yüksek Yargı Tarafından, Hukuka Aykırılığı Kesin Hükme Bağlanan Kayıp-Kaçak Bedellerinin Biz Tüketicilere Geri Verilmesini Sağlaması Gereken, İktidar, Hukuku Çiğneyerek Yargı Kararını Yok Saymak Üzere, Yeni Kanun Hazırlıyor.
* Her Gün Zamlanan Et Ve Gıda Fiyatları Nedeniyle Proteinsiz Yaşamaya Devam Ediyoruz.
* Tükettiğimiz Sağlığa Aykırı Gıdalar Nedeniyle Yavaş Yavaş Ölmeye Mahkum Ediliyoruz.
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen, bizler tüketiciler olarak, tüketici örgütleri olarak; elde etmiş olduğumuz kazanımları korumak, yeni ve kalıcı kazanımlar elde etmek için, daha çok birleşmeye, daha çok örgütlenmeye ve daha çok mücadele etmeye kararlıyız.
* 15 MART DÜNYA TÜKETİCİ HAKLARI GÜNÜ" tüketici vatandaşlarımıza kutlu olsun!
* EVRENSEL TÜKETİCİ HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN BİLİNÇLENELİM!
* İNSANCA YAŞAMAK İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTELİM!
* TÜKETİCİLER OLARAK HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM, MÜCADELE EDELİM, TÜKETİCİ DERNEKLERİNDE ÖRGÜTLENELİM.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol