1 - Kırklareli'deki Büyükbaş hayvan çiftliklerinin atıkları,
akarsulara mı karışıyor?
2 - Çevresel Anlamda yarattıkları dejenerasyon nedeni ile mi balıklar ölüyor?
3 - Bu dikkatsizlik ve doğa tahribatı, bebek ölümlerinde Kırklareli'nin Türkiye sıralamasında 8'inciliğin nedeni mi?
Kırklareli İl Genel Meclisinin aktif üyesi Gürcan Kırım, Mayıs ayı gündeminin ilk birleşimine damgayı vurdu. Elindeki ölü balıkları toplantı
salonunda ortaya koydu, Üyeler ve İl Özel İdaresi çalışanları kokudan sağa sola koşuştu. Ergene için milyarlarca TL değerinde ıslah çalışmalarının devam ettiği ARİ bölgemizde tüm akarsular böyle tehdit altında mı?
Sorusu ise korkuttu!
Kırklareli İl Genel Meclisinin çevresel sorunlarla ilgili yaptığı araştırma ve raporlarla 30 Mart 2014 sonrasında dikkat çeken Gürcan Kırım isimli üye, Kırklareli genelinde son yıllarda artan balık ölümleri ile alakalı olarak mayıs ayı gündemine bomba gibi bir giriş yaptı.
"İnsan yaşamı dengeler üzerine kurulmuştur. Sağlıklı yaşamın en temel şartlarından biri doğal dengesi bozulmamış, temiz bir çevrede yaşamaktır. " 1982 Anayasasında belirtildiği gibi herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir." Şeklindeki hüküm, 2872 sayılı yasanın 56.Maddesinde yer alır." Diyerek açıklamalarına başlayan Gürcan Kırım, Kırklareli genelinde her ilk bahar ve yaz dönemleri yaşanılan balık ölümleri ile alakalı olarak Büyükbaş hayvan çiftliklerini işaret etti.
Gürcan Kırım yaptığı konuşmasının devamında, "Hayvansal atıkların, tıbbi atıkların, evsel çöplerin yeterli ve sağlıklı koşullarda toplanmaması nedeniyle yer altı sularımız, göl, gölet ve akarsulara geçen organik/inorganik kirleticiler engellenememekte, sürdürülebilir çevre sağlanamamakta ve ne yazık ki halk sağlığı seviyesini düşürmektedir. Nitekim 2015 TUİK raporlarında Kırklareli'nin Kaba ölüm sıralamasında 8.sıra da olmasının doğum sonrası bir yıl içinde ölen 26 bebeğin tabi ki Kırklareli'nde günden güne artan çevre kirliliği ve duyarsızlıkla yakından ilgisi olabileceği akıllara gelmektedir. Çevre kirliliğinin can ve mal kayıplarına neden olduğu Kontrolsüz ve düzensiz biriktirilen/toplanan çöpler, metanizasyona sebep olarak CO2 gazından 7 kat fazla seragazı niteliğinde sahip CH4 (metan) oluşumuna neden olmaktadır. 05.02.2009 tarihinde TBMM'de büyük bir oy çokluğuyla kabul edilen Kyoto Protokolü ile ülkemiz sera gazlarının salınımının azaltılması hususunda kararlılığını ortaya koymuştu. Ancak; İlimiz köylerinde plansız rast gele ortalığa bırakılan çöpler, hayvansal atıklar ilimizdeki sera gazları salınım oranlarını da arttırarak ülkemizin ulusal ve uluslar arası platformlardaki çevre hedeflerine erişimine olumsuz yansıyacaktır." Cümlelerinin oluşturduğu ifadelerini kullandı.
"Sonuç olarak" cümlesinin altına, Büyükbaş hayvan çiftliklerinin etrafa verdikleri zararın boyutlarını vurgulayan Kırım, hem tedbir hemde ortaya çıkan görüntüleri Kırklareli kamuoyuna sundu.
İşte o 10 MADDE
- Plansız kurulan hayvan çiftlikleri ilimize artı değer katmamış, aksine meraları, akarsuları, kirleterek bölgede ki küçük üreticiye zarar vermiştir.
- Arıtma tesisi aranmayan ÇED raporları, sadece sıvı ve katı atık depolama alanı istemiş, oysa bu alanlar kapalı alanlar olmalıdır.
- Hayvansal üretimin çevre üzerine yaptığı en olumsuz etki, bir takım bulaşıcı hastalık etkenlerinin kaynağını oluşturmasıdır.
- Bu etkenlerin çevreye yayılma yolları doğrudan atım ve dolaylı atım şeklinde olmaktadır. Ahırdan uzaklaştırılan atıkların depolandıkları çukurlar, insan ve hayvanlar için hastalık kaynağı olarak büyük tehlike oluştururlar. Hayvanlardan kaynaklanan bazı hastalık etkenlerinin doğada yaklaşık 1 hafta ile 3 yıl canlı kalabilmeleri, çevrede oluşacak kirliliğin çok uzun zaman etkin olabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. (Ergül, 1989). Katı ve sıvı atıklar mutlaka alanda tutulmalı, en azından üzeri örtülmelidir.
- 500 kg. Ağırlığında ki bir sığırın günlük gübresi 45 kilodur. Söz konusu çiftlikle 1000 baş canlı hayvan bulunmaktadır. Ayrıca ahır temizliğinde katı atığı seyretmek için kullanılan su da hesaba katıldığına Hamitabat Köyü, Kırıkköy köyünün ve Ayvalı köyünün mera, dere, gölet ve tarlalarının nasıl bir tehdit altında olduğu daha da net anlaşılacaktır.
- Tıbbi atıklar köy çöp alanına değil, tıbbi atıklar toplayan şirketlere verilmelidir.
Yerleşim merkezlerine yakın yerlerde yoğunlaşan hayvancılık işletmelerinde oluşan gübre yığınları, dağıtılabileceği yeterli tarım alanları bulunmaması ve sağlıksız depolama koşulları nedeniyle gerek yaydıkları koku, sızıntı şerbeti ve gerekse çoğalmalarına neden oldukları sinek, böcek vb. haşereler ve mikroorganizma ile çevre sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir(Gündüz,1991;Mutlu, 1999). İlimizde de ne yazık ki aynı tehdit söz konusudur. Özellikle yaz aylarında bu gibi yerlerde ilaçlama mutlaka yapılmalıdır.
- Hayvancılık işletmelerinde çevre sorunlarına neden olan atıklar, aynı zamanda önemli bir ekonomik potansiyeldir. Hayvansal kaynaklı atıkların çoğunun gübre ve yem üretimi gibi alanlarda kullanımı olasıdır. Bu nedenle hayvancılığa bağlı atıkların değerlendirilmesi yoluna gidilmesi ile çevre baskısı azaltıldığı gibi atıl bulunan ekonomik kaynak değerlendirilmiş olacaktır.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, "Çevreye Karşı Suçlar" başlığı altında öngörülen yani suçlar, çevrenin atık ve artıklarla kasten (md.181) ve taksirle (md.182) kirletilmesi, maddelerinden tutanak tutmuştur.
- Kurudere den alınacak su numunesi, Meradan numune alınmalı ve çıkacak sonuçlar kuzu atma ve balık ölümlerine neden olup/olmayacağı saptanacaktır. Kırklareli İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün gereğini yapacaktır.
- Yatırımcıyı cezalarla ürkütmeyelim, İlimizden uzaklaştırmayan düşüncesi hatalıklı ve sakat bir düşünce olup ülkemiz geleceği ve çocuklarımızın geleceği için konunun tartışılması bile söz konusu olmamalıdır. Sağlıklı bir toplum olmadıktan sonra yatırım kim içindir?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol