Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan, "Bugday piyasasinda oyunlar oynanmaktadir" dedi. Bugday piyasalarinda yasanan olumsuzluklar ve oynanan oyunlar ile ilgili olarak, Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkezi tarafindan gerçeklestirilen basin toplantisinda yapilan basin açiklamasini Kirklareli kamuoyu ile paylasan Özkan, "Bu toplantinin ardindan yapilan açiklamada da görülecegi üzere, yerelde uygulanan yanlis tarimsal politikalar ve stratejiler ile bu alanda oynanan küresel oyunlarin etkisini Türkiye olumsuz sekilde hisseden ülke konumundadir... Eger kisa vadede gereken önlemler alinmaz ve bugday üretimimizi artirici yönde dogru tarim politikalari uygulanmaz, arastirmaya - gelistirmeye ve nitelikli insan gücü yetistirmeye yeterli kaynak ayrilmaz ise orta vadede olumsuz etkilenme daha da artacaktir.
Bu durum ise nüfusunun beslenmesi daha ziyade basta bugday olmak üzere, tahila dayali bir ülke olan Türkiye açisindan iyiye gidis olarak yorumlanamaz. Bu nedenle gereken önlemlerin alinmasi aciliyet gösteren, ötelenemez bir zorunluluk olarak degerlendirilmelidir" dedi. Toplantinin ardindan yapilan basin açiklamasinda ise su ifadeler yer aldi: "Dünyada bugday üretiminde ve stok miktarinda son sekiz yilin en iyi üçüncü yili yasanmasina karsin, borsalarda petrol krizinden bu yana görülen en hizli fiyat tirmanisi kaydediliyor. Rusya'da yasanan kuraklik ve orman yanginlari sonrasinda yil sonuna kadar getirilen bugday ihracat yasagini bahane eden "küresel oyuncular", azgelismis dünyanin yoksul insanlarinin en temel besini olan bugday fiyati üzerinde spekülasyon yapmakta tereddüt etmediler.
Bu durum, bugday ekim alani ve üretim miktari azalan Türkiye'nin bir taraftan ithalat faturasini yükseltecek, diger taraftan üreticinin elinden çiktiktan sonra iç piyasada da bugday fiyatlarinin speküle edilebilecegi bir ortam dogacaktir. Uluslararasi Hububat Konseyi'nin 2010 yili tahmin olmak üzere yukarida gösterilen verileri, dünya bugday fiyatlarinda bir ayda % 47'lik bir artisi açiklayabilecek bir durumun olmadigini göstermektedir. AB-27 (138 m ton), Çin (114 m ton) ve Hindistan (81 m ton)'dan sonra ABD ile birlikte 60 milyon tonlar düzeyinde bugday üreten Rusya'da ekili tahil alanlarinin % 25'inin yanmis olmasi, dünya tahil piyasasini arz eksikligi konumuna çekmekten çok uzaktir. Ancak 2009 yili Türkiye bugday ithalatinin % 58'inin Rusya'dan yapilmis olmasi, Türkiye'yi tedarik ve ithalat faturasi anlaminda olumsuz etkileyecektir.
Türkiye, ekili alanlarinin yaklasik % 70'i tahilla kapli bir ülke olarak, dünya bugday üretiminde ilk onun içindedir. Ancak kalabalik ve dinamik nüfus yapisi yaninda bugday üretiminin yapisal sorunlarina yönelik hiçbir ilerlemenin kaydedilememesi, Türkiye'yi bugdayda net ithalatçi bir konuma sürüklemektedir.
Bugday ekim alanlarinda 10 yilda 1,2 milyon hektar (12 milyon dönüm) azalisin kaydedildigi, buna karsilik gerek çesit gelistirme ve sertifikali tohumluk kullanimi, gerekse sulama yatirimlarinda kayda deger bir gelismenin olmadigi degerlendirildiginde, Türkiye'nin bugday üretiminin gerilemesinin yanlis ya da kasitli istatistiklerle gizlendigi gerçegi ortaya çikmaktadir.
Türkiye'nin 2000 - 2009 döneminde nüfusunun 67,4 milyondan 72,5 milyona yükseldigi, dolayisiyla kisi basina 200 kg bugday talebi üzerinden 1 milyon ton ilave bugday talebinin olustugu düsünüldügünde, üretim açiginin giderek yükselen ithalat ila kapatilmaya çalisildigi açiktir. Türkiye son on yilda 14,3 milyon ton bugday ithalati yapmis ve karsiliginda 3,9 milyar dolar ithalat parasi ödemistir. Türkiye'nin en güvendigi bugday ürünündeki bu ithalat faturasi ürkütücüdür.
Kimi çevreler, yükselen bugday ithalatini Türkiye'nin un ihracati ile açiklama gayreti içine girmektedirler. Türkiye 2000 - 2009 döneminde 10,2 milyon ton bugday unu ihraç etmistir. % 70'lik randiman degeri üzerinden, un ihracati, 7 milyon ton'luk bugday satisini açiklayabilmektedir. Kaldi ki, ayni dönemde un ihracatindan kazanilan paranin (2,1 milyar dolar) bugday ithalati için ödenen paranin (3,8 milyar dolar) ancak yarisini olusturuyor olmasi, Dâhilde Isleme Rejimi ile bugday ithal edip un ihraç etme uygulamasinin Türkiye için katma deger üretmedigini ortaya koymaktadir. Bu durum, sözü edilen ticaret uygulamasinin titizlikle ve etkinlikle denetlenmesi geregini de göstermektedir. 2009/2010 yilinda kaydedilen iklimsel kosullar, asiri yagis ve yüksek nemden kaynaklanan özellikle Pas, Septorya, Kök ve Kökbogazi Çürüklügü gibi hastaliklar ve süne zararlisi, bunlarin yaninda don - dolu - sel dogal afetleri, Türkiye genelinde bugday verimi ve üretimini % 20 düzeyinde azaltmistir. Üreticinin pas nedeniyle zamaninda uyarilmamasi ve gerekli mücadelenin yapil(a)mamasi nedeniyle ortaya çikan ekonomik zararin 200 milyon TL düzeyinde oldugu hesap edilmektedir. En az 2 milyon ton bugday ithaline gidilmesi beklenirken, yükselen fiyatlar da Türkiye'nin ithalat faturasini yüzde 50 oraninda artiracaktir.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi 4 Temmuz 2010'da yaptigi basin toplantisinda, bugdayda yasanan hastalik ve olasi kayiplarla ilgili olarak Bakanligi uyarmis ve hasat sonrasi meydana gelebilecek fiyat artislari ve spekülatif hareketlere karsi önlem almaya çagirmisti. Rusya olayiyla birlikte geldigimiz noktada konu yasamsal bir önem kazanmistir. Bakanligin, "Kriz Türkiye'yi etkilemez" yönünde açiklamalar yapmak yerine, ülkemiz, tarim sektörü, üreticilerimiz ve tüketicilerimizin zarar görmemesi için acil olarak harekete geçmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, kisa vadede Toprak Mahsulleri Ofisi'nin spekülatif hareketleri önleyip piyasayi regüle edebilecek düzeyde stok olusturmasi büyük önem tasimaktadir. 62 kurus bugday maliyeti varken bugdaya 55 kr/kg fiyat açiklayan ve 47 - 48 kr araliginda alim yapan, alim bedellerini pesin ödemeyen TMO, üreticiyi araciya mahkûm etmektedir. Üretici bugdayi aracinin elinde toplandiktan sonra baslayacak spekülasyon, TMO'nun 1.2 m tonu devreden olmak üzere toplam 2.2 milyon tonluk stoku ile önlenemez.
Orta vadede ise sorun çok daha fazla boyut kazanmaktadir. 2030 yilinda 95 milyon nüfusa sahip olacagi öngörülen Türkiye'nin bugdayda basa bas noktasi 23 milyon tonun üzerine çikmaktadir. Bu çerçevede tarim alanlarinin amaç disi kullanilmasindan ve rant ugruna betonlastirilmasindan vazgeçilmesi, bugday üretiminde verimliligin artirilmasi, sulama ve ar - ge yatirimlarina hiz verilmesi büyük önem tasimaktadir"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol