"Bu ayip hepimizin"

Önadim Medya Grubu’nun, Il Saglik Müdürlügü su numune sonuçlarina göre birçok köy suyunda Coliform bakterisine rastlanmasinin hala çözülemedigini her ay sayfalarina tasimasi, Il Saglik Müdürü Dr. Mustafa Saymaz tarafindan da takdirle karsilandi. Muhabirimizi makaminda agirlayan Saymaz,                     kurumunun görev ve yetkisinin analiz etmek oldugunu hatirlatarak, çikan sonuçlari düzeltme görevinin belediyeler ile Il Özel Idaresi’nde oldugunu söyledi. Ancak Saymaz, buna ragmen olumsuz numune sonuçlarindan kendi kurumunu da ayirmayarak, bu ayibin kentteki herkesin ayibi oldugunu ifade etti ve “Çünkü bu suyu hep beraber kullaniyor ve tüketiyoruz” dedi. Haberlerimize Il Saglik Müdürlügü, gereken duyarliligi gösterdi. Åzimdi gözler belediye ve Il Özel Idaresi’nde.

Gazetemizin 12 Eylül tarihli “Bakterili Suya Duyarli Olan Yok / Il Saglik Müdürlügü ve Il Genel Meclisi ilgisiz mi?” baslikli haberinde; Il Saglik Müdürlügü’nün Kirklareli’nin ilçe, belde ve köylerinde aldigi su numunelerine ait raporlari her ay düzenli olarak resmi internet sitesinde yayimladigini, bu raporlarda hemen her ay çok sayida köy suyunun Coliform bakterisi içerdigini, ancak bu duruma hem Il Saglik Müdürlügü’nün hem de Il Genel meclisi’nin gerekli ilgiyi göstermedigi yönünde soru isaretleri olustugunu yazmistik.

“Ben geldigimde birçok noktada klorlama cihazi yoktu”

Haberimizin ardindan Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz muhabirimizi makamina davet ederek konuyla ilgili açiklamalarda bulundu. Il, ilçe ve belde merkezlerindeki sularla belediyelerin, köylerdekilerle de Il Özel Idaresi’nin ilgilendigini hatirlatan Saymaz, kendisi göreve geldiginden bu yana hem birçok ilçe merkezinde, hem belediye sinirlari içerisinde, hem de köylerde otomatik klorlama cihazi olmadigini belirtti. Saymaz açiklamasina su cümlelerle devam etti:

“Birçok yerde eksikler tamamlandi”

“Bunun yanisira depolar kötü durumdaydi. Onlarla ilgili olarak çok ciddi bir iyilestirme sagladik. Sonra otomatik klorlama cihazlari olmayan belediye ve köylerin yüzde 90’inda bu eksigi tamamlattik. Hala yüzde 10’lik bir kisim var. Tabii olumsuz numune sonuçlari bu eksiklikten de kaynaklaniyor olabilir.”

Kirklareli’ndeki suyun durumu 

yillardir belli

Mustafa Saymaz, esas problemin depolarda ve kaynaklarin çiktigi yerlerdeki iyilestirmenin yapilamamis olmasi oldugunu söyleyerek, “Tabii yillardir bakimlarinin yapilamamis olmasi da var. Biz bu durumu sik sik hifzissihha kurulumuzun gündemine tasidik. ‘Ne yapabiliriz, ne edebiliriz?’ diye. Konuyu sayin Valimize de arz ettik. Bu konuda hem belediyemiz, hem Özel Idaremiz çalisiyor. Ama örnegin Kirklareli’nde çesmelerden akan su, yillardir çamur görüntüsünde. Zaman zaman manganli ve demiri yüksek olabiliyor. Bu, belediyenin artima sistemiyle de ilgili bir sorun. Biz bunu Belediye Baskanimizla da görüstük. Onlarda gayretli çalismalar içerisine girdiler. Üniversiteden ekipler getirdiler. Ama su anda ne asamada bilmiyorum” diye konustu.

Aritmanin çok yüksek maliyetli bir operasyon oldugunu hatirlatan Saymaz, “Belediye bunun üstesinden gelir mi, su anda ona ödenek ayirdi mi ayirmadi mi onu bilmiyorum ama, tabii bu iyilestirmenin yapilmasi lazim. Yani çesmelerimizden akan suyun hem biyolojik olarak, hem de kimyasal olarak uygun olmasi gerekir” dedi.

Dr. Mustafa Saymaz, cümlelerinde daha önceden su numune sonuçlarinin internet sitesinde açiklanmadigina da yer verdi ve sözü söyle açti:

“Bunu düzeltmek hepimizin görevi”

“Ancak ben göreve geldikten sonra bunlari açiklamakta bir mahsur görmedim. Çünkü insanlar ne oldugunu bilsinler. Belediye ve Özel Idaremiz de buna önlem alsin. Yapabileceklerini yapsinlar. Çünkü burada hep birlikte yasiyor ve bu suyu hep birlikte tüketiyoruz. Zaman zaman Il Saglik Müdürlügü’nün, hatta Vali Konagi ile Valilik Binasi’nin sulari da kötü oldu. Bunlar hos seyler degil ama, bu ayipsa hepimizin ayibi. Bunu düzeltmek hepimizin görevi. Basta buranin yetkilileri olmak üzere bu konunun düzelmesinde siz basinin bile katkisi olmalidir.” 

Periyodik olarak 180-190 yerden su numuneleri alip onlarin sonuçlarinin açiklandigini kaydeden Mustafa Saymaz, numuneleri kendi labaratuarlarinda incelediklerini, çok özel durumlarda ise Refik Saydam Hifzissihha Merkezi Baskanligi’na yolladiklarini beyan etti.

“Hastalik olduktan sonra düzeltmenin pek bir anlami yok”

Özellikle köy sularinda karsilasilan Coliform bakterisine yönelik olarak da konusan Saymaz; ”Bu bakterinin tespit edildigi yerler oldugunda Il Özel Idaresi’ne yaziyoruz. Bu belli bir oranin üzerinde oldugu zaman süper klorlama yöntemiyle orasinin klorlanmasini sagliyoruz. Herhangi bir salgin var mi arastirma yapiyoruz. Yaz dönemi içerisinde birkaç noktada oldu ama, onlari da çok ciddi büyümeden engelledik. Sivriler Köyü’nde bir ishal salgini olmustu. Onu da kontrol altina aldik. Onun disinda ciddi bir salginimiz olmadi. Biz bunlarin önlemini aliyoruz. Bunun bize gelmeden önce yapilmis olmasi lazimdi. Çünkü hastalandiktan sonra düzeltmenin çok bir anlami yok. Insanlarin bakteriyolojik açidan uygun olmayan bu suyu içmesini istemiyoruz. Bunlarla yemek yapmasini, yikanmasini da istemiyoruz” ifadesinde bulundu.

“Eksik cihazlar tamamlandi”

Dr. Saymaz göreve ilk geldiginde Pinarhisar, Vize ve Demirköy’de otomatik klorlama cihazi olmadigini söyleyerek, daha sonra bunlarin tamamlandigini ve sadece merkeze bagli bazi köylerde eksiklik oldugunu kaydetti. Saymaz; “Zaten oranin numuneleri biraz kötü geliyor. Ayrica Demirköy daglik bir bölge oldugu için su depolarinin çok saglikli kontrol edilememesinden de kaynaklaniyor. Oralarda biraz sikintilarimiz vardi ama, onlar da asildi” cümlelerini söyledi. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol