Çevre ve Orman Bakanligi tarafindan yürütülen, Avrupa Birligi, Türkiye ve Bulgaristan Sinir Ötesi Isbirligi Programi tarafindan desteklenen, Yildiz Daglari Biyolojik Çesitliligi ve Dogal Kaynaklarin Korunmasi ve Sürdürülebilir Gelistirilmesi Projesi ile Yildiz Daglari Biyosfer Alani Doga Egitim Merkezi açilisi töreni ve 22 Mayis Biyolojik Çesitlilik Günü etkinlikleri Kültür Merkezi'nde gerçeklesti.
Yerli ve yabanci çok sayida konuk ile Bakanlik temsilcisi düzeyinde katilimin gerçeklestigi etkinliklerde dünyada ilk kez Mahya Dagi'nda Ocak ayinda bulunan yeni bir bitki türünün de Nuh'un Gemisi Veri Tabani'na kaydi yapildi.
Etkinlikte konusan Kirklareli Valisi Cengiz Aydogdu, insanlarin gitmedigi yerlerin daha iyi korundugunu ifade ederek, "Gidemedigimiz yer bizim, gittigimiz yeri mahvetmisiz" dedi.
Çevre ve Orman Bakanligi Müstesar Yardimcisi Mustafa Eldemir'de bölgeyi biyosfer alani ilan etmeyi su asamada düsünmediklerini söyledi.
Yildiz Daglari Biyolojik Çesitliligi ve Dogal Kaynaklarin Korunmasi ve Sürdürülebilir Gelistirilmesi Projesi kapanisi ile Yildiz Daglari Biyosfer Alani Doga Egitim Merkezi açilisi töreni ve 22 Mayis Biyolojik Çesitlilik Günü etkinlikleri Kirklareli Üniversitesi Rektörlük Kültür Merkezi Gösteri Salonu'nda yapildi. Saygi durusu, Istiklal Marsi'nin okunmasi ile baslayan program Yildiz Daglari Biyolojik Çesitliligi ve Dogal Kaynaklarin Korunmasi ve Sürdürülebilir Gelistirilmesi Projesi'nin tanitim sunusu ile devam etti. Daha sonra açilis konusmalari bölümünde ilk olarak söz alan Proje Koordinatörü Mustafa Akincioglu, iki yil öngörülen projenin olusan yeni sartlar üzerine bir yilda tamamlanmak zorunda kalindigini belirterek bir yil içinde alinan sonuçlarinda son derece önemli oldugunu ifade etti. Dünyada her gün onlarca hayvan ve bitki türünün yok oldugunu kaydeden Akincioglu, "Türkiye'de ilk kez tesis edilen Doga Egitim Merkezi'nde Türkiye'deki hem ilkögretim okulu ögrencilerinin hem de Bulgaristan'daki ögrencilerin doga egitimi gerçeklestirilecek. Bu nedenle mutlu ve gururluyuz. Bu bölge 130 bin hektarlik bir alani kapsiyor. Bu alanda 12 sicak nokta tespit ettik. Buralarda envanter çalismasi yapildi. Bu envanter çalismalarindan sonra insan odakli bir koruma anlayisi benimsenecek. Bu projenin çiktilarinin ve bu projeden sonra gelisecek projelerin ülkemize ve diger ülkelere hayirlar getirmesini temenni ediyorum" dedi.
Ardindan konusan Proje'nin yöre halkindan olusan Paydas Çalisma Grubu Temsilcileri Salim Dagdelen ve Sema Göre de projenin ilk adi duyuldugunda tedirgin olduklarini, gelir elde ettikleri alanlardan uzaklastirilacaklari düsüncesine kapildiklarini ancak projenin kendilerine anlatilmasi ve projeye dahil olmalari ile bunun kendileri için bir kayip degil aksine kazanç oldugunu anladiklarini ifade ettiler. Bölge halkinin bölgeden gelen gelirinin artmasi durumunda daha da koruyucu olacagini ifade eden temsilciler proje ile bunu anladiklarini kaydettiler.
Proje referans noktasi olabilir
Projeye teknik destegin Türk, Belçika ve Italyan firmalarindan olusan üçlü konsorsiyum ile verildigini animsatan Teknik Danismanlik Heyeti Temsilcisi Frank Feys'de, "Süreç içerisinde proje için müsterek bir vizyon ortaya konuldu. Buda bir yönetim yapisi ve yönetim planini ortaya çikardi. Bakanlik proje kapsaminda elde edilen deneyimlerin baska illerde de uygulanmasinda kaynak olusturacagi görüsünde. Bununla beraber projenin gerçekten basarili olup olmadigi ise proje kapsaminda alinan kararlarin uygulanmasi ile ortaya çikacaktir.
Yönetim Komitesi'nin bir an önce kurulmasini önemle öneriyoruz. Projenin basarili olup olmadigi bu yönetim komitesinin çalismalari ile belli olacaktir" diye konustu.
Bulgaristan Heyeti Temsilcisi Stefan Stzlatarov ise, Dereköy'de açilan egitim merkezinin iki ülke arasinda hem ortak çalismalarina hem de Yildiz Daglari'nin korunmasina zemin hazirlayacagini, buradaki biyolojik çesitliligi korumanin her iki ülkenin de ana amaci oldugunu kaydetti. Stzlatarov , "Hem bizim tarafimizdaki Istranca Dagi hem de sizin tarafinizdaki Yildiz Daglari'nin korunmasi çok uzun bir süreç. Ortak çalisma ile bunun basarilacagina inaniyorum" seklinde konustu.
Doga ve insan bir bütün
Ardindan konusan Doga Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Hüseyin Karaosmanoglu'da, doga ve insanin bir bütün olarak düsünülmesi ve planlarin bu dogrultuda yapilmasi gerektigini ifade ederek, "Dünya'da sadece doga yok. Dogada sadece biyolojik çesitlilikte yok. Doganin biyolojik çesitliligi yaninda dogada insanlar da yasiyor. Bundan sonraki çalismalar çok daha önemlidir. Sonuç bundan sonraki çalismalara baglidir. Insanlarimiz imkan saglandiginda ormani koruyor. O bölgede yasayan insanlar ekonomik olarak belirli bir seviyeye çiktiklarinda bölgenin tüm degerlerine sahip çikiyor ve koruyorlar. Dogayi korumak asli görevimiz ama dogayi koruyabilmek için o bölgede yasayan insanlarin korunmasi gerekiyor.
Gelir getirici köylünün gelirini artirici ana bir gelir saglamasi önemli. Yöre halkinin geliri arttiginda bölgedeki ormanlari korumak için ek önlemler almaya da gerek kalmayacak. Halk gelirini saglamak için kendiliginden korumaya baslayacak. Projenin basariya ulasmasi yöre halkinin gelirinin artmasina baglidir" ifadelerini kullandi.
Åzu asamada biyosfer alani ilan etmeyi düsünmüyoruz
Etkinliklere katilan Çevre ve Orman Bakanligi Müstesar Yardimcisi Mustafa Eldemir'de, Kirklareli'nin biyolojik çesitlilik açisindan bir servete sahip oldugunu vurgulayarak bunun degerinin bilinmesi gerektigini söyledi. Eldemir, proje ile bölgedeki biyolojik çesitliligin envanterinin çikarildigina deginerek bunun yaninda bölge halkinin gelir elde etmesine yönelik potansiyelin ortaya çikarildigini kaydetti. Eldemir, söyle konustu; "Yine ortaya çikarilan zenginligin akilci bir sekilde koruma, kollama dengesi içinde kullanimini saglayacak bir yönetim seklinin ortaya çikarilmasidir. Türkiye'de ilk kez genis katilimli bir yönetim modelini burada kuruyoruz. Bu model basariya ulasir ise Türkiye'nin diger korunan alanlarinda da benzer modellerle sürdürülmesi gelistirilmesi gündeme gelecek. Bu model ilk olma özelligi tasiyor. Yönetim modeli uygulamaya koyulacaktir. Planda devlet kurumlarina agirlik verildi ama zamanla devlet kurumlarinin plandaki katilim oraninin azaltilarak yöre halkinin katilim oranin artirilmasini amaçliyoruz.
Projenin hedeflerinden biride alanin biyosfer alaninin ilan edilmesi için gerekli müracaat dosyasinin hazirlanmasidir. Bu dosya hazirlandi ama sunu ifade etmek istiyorum ki bu asamada bu alani dogrudan dogruya biyosfer alani ilan etmeyi düsünmüyoruz. Düsündügümüz model biyosfer alani yaklasimi ile yönetim olusturulmasi yönetim olusturulduktan sonra sistemin iyi bir sekilde çalistigini görmemiz gerekiyor. Bunu gördükten sonra müracaati yapmamiz gerekiyor. Çünkü müracaati yaptigimizda bazi taahhütleri yerine getirmemiz söz konusu bunlari yapamaz isek ülkemizin itibari söz konusu.
Bu nedenle biyosfer alani yaklasimi ifadesini kullanmak istiyorum. Ne zamanki bir biyosfer alanindan istenen neticeler alinmaya baslar o zaman alanin ilanini yapmayi istiyoruz. Proje Türkiye'de ilk kez bir tabiat egitim merkezinin kurulmus olmasidir. Bunun ilimize ciddi bir katki saglayacagini ümit ediyoruz. Egitim merkezine il içinden oldugu kadar il disindan da katilim olacaktir. Proje çiktilarindan en önemlisi envanter çalismasinin tamamlanmasidir. Elde edilen veriler nihai sonuçlar degildir. Çalisma bir yili kapsayan dar alanda yapilmis bir çalismadir. Devami gerekmektedir. Devami yönetim plani içinde yapilmalidir. Daha fazlasina ulasmak bölge için mümkündür. Ülkede koruma denildiginde bir kesim tarafindan yasaklama anlasilmaktadir. Bu dogru degildir. Koruma sevilen kullanilan sey için mümkündür. Kullanilmayan bir seyin korunmasi mümkün degildir."
Gidemedigimiz yer bizim, gittigimiz yeri mahvetmisiz
Son olarak konusan Kirklareli Valisi Cengiz Aydogdu'da aydinlanma dönemi ile birlikte batili düsünce tarzinda dogaya ve insana hükmetme düsüncesinin olustugunu doguda ise durumun henüz böyle olmadigini belirtti. Türk ve Islam cografyasinda bozulmakla birlikte hala dogayi korumanin onunla dost olmaktan geçtigi düsüncesinin hakim oldugunu ifade eden Vali Aydogdu, sunlari söyledi; "Biz hala çevremizdeki her seyle dost kalirsak iyi iliskiler kurulabilecegi düsüncesinin kalintilarini yasiyoruz. Bizde dönüsüm tam manasi ile gerçeklesmedi. Yunus Emre siirlerinde tabiati ile bütündür çiçek ile destlesir, Karacaoglan daglardan bahseder. Daglarla dertlesir. Bizim bakis açimizda böyle bir sey var. O bakimdan çevre koruma denildiginde benim içim bir seyler ciz eder. Çevre koruma için ilk önce insanin kendisini, dünyadaki konumunu iyi anlamasi, bunu korumasini saglayabilirsek çevre ile olan problemi çok rahatlikla halledebiliriz. Hep söylenir gidemedigin yer senin degildir, gittigin yer senindir denir. Åzimdi bu biyosfer rezerv alanlarina, koruma alanlarina baktigimizda maalesef gidemedigimiz yer bizim. Gittigimiz yerleri mahvetmisiz. Çünkü kendi kendimizle kavgaliyiz. Çünkü dünyaya bakisimiz, insana bakisimiz ve elbette çevremize bakisimiz bir sekilde sagilmaya muhtaç. Bil hassa ögrencilerin anlamasini istiyorum. Yagan yagmurla destlesebilirseniz çevreyi korursunuz. Arkadasinizi severseniz çevreyi korursunuz. Çünkü insanin ilk çevresi annesi, babasi, kardesi, arkadasidir. Ancak dünyada çevre koruma garip bir mantik ile baslamistir. Sanayilesmis ülkelerle baslamistir. Katilimcilardan biraz zengin olsak çevreyi de koruruz denildi. Isin özü de budur. Böylede bir yönü vardir. Ama sadece bu da degildir. Çevreyi düsünürken insani da korumaliyiz bu harmoniyi saglamali, oradan faydalanmasini, alet edevat kullanmasini saglamaliyiz." Konusmalarin ardindan Biyolojik Çesitlilik Günü kapsaminda düzenlenen Parmak Boyama Yarismasi'nda dereceye giren Demirköy Fatih Ilkögretim Okulu, Limanköy Ilkögretim Okulu, Kiyiköy Ilkögretim Okulu ile Slogan Yarismasi'nda dereceye giren, Demirköy Yenimahalle Ilkögretim Okulu, Dereköy Ilkögretim Okulu ve Demirköy Fatih Ilkögretim Okulu'na hediyeleri verildi. Ödül törenini ardindan ise Koza Tiyatro Grubu tarafindan hazirlanan Çocuk Tiyatrosu sahnelendi. Etkinlikler stantlarin gezilmesinin ardindan son buldu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol