"Birileri birilerine yaranmaya çalisiyor"

Kirklareli Ülkü Ocaklari Il Baskani Muhammed Akin Yalçin, son dönemlerde sinirötesi harekat kapsaminda yasanan olaylar ve sehitlerle ilgili olarak, "Bizler evimizde, rahat yatagimizda uyurken askerlerimiz sinirda ülkeyi savunuyor. Giden canlar hepimizindir. Ancak bu olaylar birilerine haçli zihniyetini tekrar canlandirmanin keyfini yasatiyor. Üzücü olan da budur" dedi.
Akin yaptigi açiklamada, "Birileri birilerine yaranmak, birileri digerlerine hos gözükmek amacinda. Digerleri de Türkiyeye dedigini yaptirmanin ve haçli zihniyetinin kalintilarini canlandirmanin keyfini yasayacak. Benim askerim de birilerinin birilerine yaranmasini saglamak için sehit olacak! Peki, sira birilerine geldigi zaman ne olacak, bunu hiç düsündüler mi? Giden canlar hepimizin birer parçasi o sehitler ki, bizler evimizde rahat yatagimizda uyurken canlarini gözlerini kirpmadan feda ettiler.
Osmanli Imparatorlugunun son dönemlerinde manda ve himayeyi kabul eden iç mihraklar ülkeyi içten içe kemirmeye, açilan yarayi kangren haline getirmeye baslamisti. Yedi düvelde at kosturup, nam salan Osmanli Imparatorlugunun kurtulusunu bati medeniyeti diye, haçli esaretinde gösteren iç mihraklarin kalintilari hala topraklarimizi kirletmeye devam ediyor.
Günahsiz, vatanperver insanlari iftiralari ile kirletemeyenler simdi de askere, polise dil uzatip, terörü legal hale getirmenin gayreti içerisindeler. Bu mihraklar nereden güç aliyor bilinmez ama görünen bir gerçek var ki o da çanak tutanlarin çogaldigidir.
1983 yilindan beri terör denen bela milletimin kanini emiyor. Verilen mücadelede sivil ve asker 30 binin üzerinde insanimiz sehit oldu. Elebaslari Imralida tatilde, itleri dagda adeta Imraliya mesaj gönderircesine hain saldirilarina devam ediyor, bu yaptiklari yetmez gibi sehirlerdeki hain saldirilariyla masum onlarca insanin kanina giriyor. Gözyaslari sel, yürekler yangin yeri olmus tutuyor. Yürekler yanmis, ocaklar sönmüs, çocuklar yetim kalmis kimin umurunda. Dagdaki çakalla dahi masaya oturmaya razi olmus birileri. Dagda kazanamadigimizi masada kazaniriz mantigi ile...
Diyarbakir Belediye Baskani denen zat benim ülkeme, milletime kafa tutacak, külhanbeyligi yapacak... Bi baska savunuculari dagda canli kalkan olmaya gidiyor. Rüyamda görsem inanmazdim. Ama gaflet uykusundan uyanmak istemeyenler öylesine çogalmis ki, kâbuslari uyanik görür olmusuz.
Bayrak yakarak çiktilar meydanlara. Planli bir misillemenin ilk parçasi oldu bayrak yakma olaylari. Önce toplumun milli duygularini ölçtüler. Burada hesaplari tutmadi, Türk Milleti bayraga el uzatan kirli elleri kirdi, yan bakan gözleri kör etti. Trabzonda baslayan olaylarla birlikte tansiyon yükseltildi. Sonra Pamuk davasi çikti karsimiza. Adam benim milletime hakaret etti, iftira atti oldu bas taci. Disaridaki amcalarimiz Pamuka dokunamazsiniz dedi, dokunmadik. Sonra Ermeni sempozyumlari, akabinde Diyarbakir olaylari cereyan etti. Neymis efendim bilmem kaç tane it devletine kursun sikarken öldürülmüs. Bu devlet iyi ki öyle itleri tabutlarda topraga veriyor. Ben olsam kanlarinin topraga düsmesine dahi izin vermezdim. Siktilar hain kursunlarini kallesçe. Aldiklari her nefeste bos bir hayalin pesinden kostular.
Ve... Yine Türk bayragina sarili tabutlar. Yine gözyasi...
"Kim bu cennet vatanin ugruna olmaz ki feda" diyebilecek kadar yüce bir karaktere sahip. Türk Milleti tarihinde çok hainlikler gördü.
Son yillarda verilen tavizlerin bedelini Türk Milleti en agir sekilde ödemeye basladi. Bu bedel ödenirken topragini parsel parsel satanlar, Çanakkalede can verip vataninin bir tasini dahi düsmana vermeyenlerin ruhlari üzerine ecnebinin bayragini dikmeye çalisanlar, bu ülkede Kürt sorunu var deyip, alt-kimlik üst kimlik edebiyati yapanlar ne zaman gaflet uykusundan uyanacak. Hangi nesil vardir ki ecnebilerin yolunda giderek biyerlere varabilsin, biyerlere varmak için okadar çok örnek alacagimiz insan var ki Yavuz Sultan SELIMIN sina çölünü nasil geçtigi Amerikada hala ders olarak okutuluyor. Bizim gücümüz bizede yeter dünyayada yeter. Bunu kimse aklindan çikarmasin.
Her gün Türkiyenin bazi illerine sehit cenazeleri geliyor. Ogullarini, yârini, babasini eli kinali, davullu zurnali ugurlayanlar ogullarini tabutlar içerisinde karsiliyorlar. O insanlar ki ata diyarina bir gün sehitlik mertebesinde geleceklerini biliyorlardi. Onlar için ölüm yoklugun degil, yeniden dirilisin, Hakka yürümenin ta kendisiydi. Sehit babasi haykiriyor, Aglamiyorum, içim yansa da aglamiyorum. O hainler, o kallesler sevinmesin, benim gözyaslarimi görüp de mutlu olmasin diye aglamiyorum. Vatan saglosun diyebilecek kadar yürekli. O baba evladini topraga verirken daha siki sarildi Türk bayragina. Oglum diye öptü hilali göz bebeginden, bagrina bastigi al renkli sancakta buldu evlat sicakligini. Böylesine zor bir dönemde birileri bizim için, ülkücüler için, ne düsünürse düsünsün, kim ne derse desin, bu memlekete bir askerimizin, bir polisimizin basi kanasa önce bizim gözümüzden yas düser, Basimizdan akan kanin hesabinida önce ülkücüler sorar.

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol