Bir Türk Osmanli Aydini Katip Çelebi (Haci HALIFE)

Kirklareli Atatürk Anadolu Lisesi tarih ögretmeni kardesimiz Koray Serbetçi çok güzel bir Katip Çelebi konferansi verdi.

Türk Tarih Kurumu Basimevi Ankara 1985 Katip Çelebi Hayati ve Eserleri Hakkinda Incelemeler kitabini inceledim. Kültür ve Turizm Bakanligi Yayinlari 653 Katip Çelebi, Orhan Saik Gökyay Türk Büyükleri Dizisi 4 Temmuz 1986 Sevinç Matbaasi-Ankara

Katip Çelebi kitabinda sair ve yazar Orhan Saik Gökyay önsözde söyle diyor: “Gençlik yillarini Osmanli Imparatorlugunun dogusundaki savaslara katilarak sürdürmüs olan Katip Çelebi için bu devreyi bir yüksek ögrenim saymak yanlis olmasa gerektir. Onun on yil Bagdat Seferinde oldugu gibi, siperler ardinda tanidigi bu çetin hayati o yinede bir Cihad-i asgar (küçük savas) saymistir. Onun asil savasi, onun tabiriyle Cihad- i ekber (bilgisizligi yenmek için yapilan savastir) Istanbul’ a döndügü zaman o devrin adi belli hocalarinin derslerine devam etmis, ordunun kislaya çekildigi yerlere sahaf dükkanlarini dolasarak, kitaplari, yazarlarini, konularini, adlarini tanimistir. Yakinlarindan birinin kendine düsen miras payini kitaba vermistir. Çok defa günes dogarken onu masasinin basinda mumu yanarken ve kitaplarini okurken bulmustur. Aldigi türlü notlardan eserler yaratmayi bilmistir. Arapça ve Farçayi derinligine inerek ögrenmistir. Nitekim büyük tarihi Fezleke’ sini ana biyografi eserlerinden biri olan Süllemü- L vusülünü ve 19. Yüzyil ortalarinda Latinceye çevrilmis olan Kesfüz-zunün’ unu Arapça yazmistir.

Tarih, cografya, matematik, kozmografya, devlet idaresi biyografi, bibliyografi gibi herbiri tek basina bir kisinin adina bir anit sayilarak eserlerin sahibi olmustur.

Isledigi konularda tarafsizligi elden birakmamistir. Dogru bildigi arastirmalarin sonucunda verdigi gerçekleri oldugu gibi açikça dile getirmistir. Devlet idaresindeki bozukluklari, bunlarin sebeplerini, nasil düzelecegini anlatmistir.

Katip Çelebi’ nin Düsturü-L amel adini verdigi raporda: Gerçi ben bu raporunun kale alinmiyacagini dediklerimin uygulanmayacagini daha raporu vermeden biliyorum. Fakat benim asil korkum bu degildir. Yarin Kiyamet Gününde Allah bana soracaktir: “Sen ki memleketin aydin bir insani idin, neden bu bozukluklari görüp çarelerini söylemedin, üzerine düseni yapmadin, diyecektir. Ozaman ben bana düseni yaptigimi, yerine getirdigimi bu raporumla gösterip kendimi vebalden kurtaririm. Bu düsünce ile bunu yazdim” derim.

Katip Çelebi’ nin hayirli islerinden biriside müsbet ilimlerin degerini ortaya koymasidir. Katip Çelebi kendilerinde liyakat ve istidat gördügü ögrencilerine hususi dersler vermistir. Bu derslerden hiç bir ücret almamistir.

Hayati: Asil adi Mustafa, babasinin adi Abdullah’ tir. Subat 1609 Istanbul dogumludur. 6 Ekim 1657 Cumartesi günü sabah kahvesini içerken fenalik hissederek fincan elinden düsmüs ve ansizin ölmüstür. Devlet dairesinde çalisanlarcada Haci Halife diye ün almistir. Babasi enderuna dahildi, demekki saray hizmetinde idi. Saraydan silahdarlik bölügüne bagli bir vazife ile görevlendirilmistir. Bu sarayda yetisrildikten sonra disarida bir vazifeye atanmak demektir.

O, bu vazifeye kanaatle seferlere gidip geliyordu. Dindar bir zatidi, bilginlerin meclislerine devam edi yordu. Ordu 1623-24 de Abaza Pasa ayaklanmisini bastirmak üzere Istanbul’ dan ayrildigi zaman oda babasiyla Tercan Seferine gitti. Yüksek bir yerden bu savasi yakindan izlemistir. Bu hatirasini Fezleke adli Türkçe tarihinde anlatir. “Fakir olmahalde hazir idim. Merhum Pasa Tabaniyassi Mehmet Pasa bir altin yaldizli Tolga giymisti. Mizrak sakirdisi hala kulagimdadir.” Orhan Saik Gökyay’ in Katip Çelebi Kitabi 112 sayfadir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol