Bir Dönemin Sonu

Önce olgulara bakalim:

Seylan’da Tamil gerillalari uzun süren savasin ardindan büyük bir yenilgi yasadilar. Kurtarilmis bölgeleri vardi. “Tamil Eelam Kaplanlari”, Dünyada kendilerine ait deniz gücü olan biricik gerilla hareketiydi. Son olarak Hükümet birlikleri ana üslerini ele geçirdi. Hareketin lideri öldürüldü. Ayrilikçi Çeçen hareketi 1990’li yillarda iktidardaydilar. Ama onlar da bugün yenilmis durumdalar ve hizla marjinallesiyorlar.

Sudan, Darfur’da Batililarin destekledigi ayrilikçiliga agir darbeler vurdu. Çin’e karsi Amerika ve genel olarak Bati’nin destegi ile zaman zaman küçük çapta ayaklanma girisimlerinde bulunan Tibet ve Uygur bölgesindeki ayrilikçilara hiç kimse en ufak sans tanimiyor. Ingiltere’de IRA, Ispanya’da ETA silahli eylemlere son verdiler. Bask bölgesinde sosyalistler ilk defa Bask milliyetçilerinden daha fazla oy aldilar. Iki Bölgede silahli eylemlere hala devam eden küçük gruplar varsa da bunlar ciddiye alinacak boyuta degiller. Bu olgular çogaltilabilir. Bu durumu nasil yorumlamak gerekir?

GERICILIK DÖNEMI

Olgulara tarih içinde bakmak, dogru bir kavrayisa ulasmanin birinci sartidir. Ayrilikçi hareketlerin son dönemde yasadigi yenilgilere veya daha dogru bir ifadeyle sönümlenmeye dogru gitmelerine, son 60 yilin penceresinden bakmak aydinlatici olacaktir. 1970’lerin ortalari, Ekim Devrimi ve Türk Kurtulus Savasi ile baslayan Devrim ve Ulusal Kurtulus savaslari dalgasinin sonuna isaret eder. Devrim dalgasi önce durdu ve sonra geri çekildi. Inisiyatif adim adim emperyalist merkezlere geçti.

Ideolojide neo liberalizmin, siyasette Reagan- Thatcer - Bush üçlüsüyle karakterize olan emperyalist saldirganligin; ekonomide, tamamiyla çürümüs ve asalaklasmis bir azinligin dünyanin zenginliklerini pervasizca yagmalamasinin adi olan monetarizmin egemen oldugu bu dönemde, ezilen dünyada, etnik ve dinsel temelde örgütler ortaya çikti. Bu örgütler siddeti temel mücadele biçimi olarak benimsediler.

Yeniden saldiriya geçen emperyalizm, arkada kalan yarim yüzyil içinde kaybettigi mevziler yeniden geri almak için ezilen dünyada her türlü ayriligi kasidi. Yeni bir “insan haklari” ve “demokrasi” tarifi yapti. Emperyalist propaganda mekanizmasina göre etnik veya dinsel kimlik temelinde örgütlenmek en büyük “insan hakki”ydi. “Demokrasi”, etnik ve dinsel kimliklerine göre örgütlenen topluluklarin siyasal alanda temsil edilmeleriyle olacakti. Etnik ve dinsel örgütlenmeler iste bu kosullarda ortaya çikti. Daha dogrusu çikarildi. Sözkonusu örgütler, emperyalist devletlerin, ezilen dünya ülkelerini bölme, parçalama ve teslim alma operasyonlarinda kullanilan araçlar oldular.

ÖNCEKI DÖNEM

Daha önceki çeyrek asirda ise tam tersi bir manzara vardi. Çünkü bu dönemde inisiyatif anti emperyalist güçlerde idi. Dünyada devrim rüzgarlari esiyordu. Halklarin gündeminde, küçük küçük devletler kurmak veya ayrilmalar degil, birlesmeler ve giderek büyük bölgesel birlikler olusturmak vardi. Arap cografyasinda, Afrika’da, Latin Amerika’da konusulan, ulusal devletlerin ötesinde daha büyük birliklerdi. Demek ki emperyalizmin inisiyatif almasi, ezilen dünyada bölünme parçalanma,   gerilemesi ise birlik anlamina geliyor. Son 60 yilda 30’ar yillik periyotlar halinde bu gerçegi yasadik 2000’li yillarla birlikte yazimizin basinda belirttigimiz olgularinda gösterdigi üzere yeni bir döneme adim attigimiz görülmektedir.

YENI DÖNEM

Emperyalizmin kiskirttigi etnik ve dinsel bölücülük ve siddet, artik yavas yavas tarih sahnesinden çekilmektedir. (Türkiye’de, dünyadaki bu genel egilimden farkli bir durum varmis gibi görünüyor. Bu durumu ayrica incelemek gerekiyor)

Latin Amerika’da Simon Bolivarin ilkeleri temelinde büyük birlik konusulmaktadir. Asya’da Sanghay Isbirligi Örgütü yillar geçtikçe daha fazla ete kemige bürünüyor. Afrika Birligi Örgütü yeniden yapilaniyor.

Insanlik; bir yandan emperyalizm belasindan kurtulurken, öte yandan çözümün, ulus devletleri de asan büyük birliklerin olusmasindan geçtigini görmektedir.

YENI DÖNEMDE BÖLGEMIZ

Türkiye açisindan konuya yaklastigimiz zaman söylenebilecekler sunlardir:

Emperyalizm ve isbirlikçilerinin Türkiye’nin önüne koydugu programa (Atlantik ittifaki içinde yer alma ve AB üyeligi) gerçek ve ikna edici alternatif, Türkiye’nin de içinde olacagi Ortadogu Devletler Birligidir.

Daha simdiden bu yönde çok güçlü bir egilimin varligindan bahsedebiliriz. AKP iktidarinin Irak ve Suriye ile icraci bakanliklarin ortak çalismasi gibi bir pratige girmeleri bu egilimin sonucudur. Elbette AKP’nin derdi bu gelismenin ABD çikarina nasil degerlendirilecegidir.

Ama emperyalistlerin ve bütün gericilerin çabalari ezilen milletlerin çikarina olan bu tarihsel gelismeyi tersine çeviremez.

Ortadogu Devletler Birligi Bagimsiz Türkiye’nin reddi degil, Bagimsiz Türkiye’nin de içinde oldugu ikna edici bir alternatifin sekillenmesi anlamina gelecektir.

mbgultekin@ip.org.tr

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol