"Bid'atlerin hepsi yoldan çıkmaktır"

Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular. Bu hafta sizlere çok önemli bir konudan bahsedeceğiz inşaAllah. Bid'atler. Bid'at demek, Peygamber Efendimiz'in (Aleyhisselam) ve Onun dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp da, dinde, sonradan meydâna çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. Bunların hepsini din diye, ibâdet diye uydurmak veyâ dînin ehemmiyet verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bâzıları küfürdür. Bâzıları da büyük günâhtır.
İslâm âlimlerinin çoğu, amelde bid'atleri ikiye ayırmıştır:
1- Sünnete muhâlif olmayanlara yani birinci asırda aslı bulunanlara, Bid'at-i hasene demişlerdir.
2- Aslı bulunmayanlara da bid'at-i seyyie demişlerdir...
"SÜNNET-İ HASENE"
İmâm-ı Rabbânî hazretleri ise, aslı bulunanlara, bid'at ismini bulaştırmamıştır. Bunlara Sünnet-i hasene demiştir. Mevlid okumak, minâre, türbe yapmak böyledir. Bid'at ismini, yalnız aslı bulunmayanlara vermiştir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ümmetimde Müslümânlığın yalnız adı kalacak. Mü'min olanlar, yalnız birkaç İslâm âdetini yapacak. İmânları kalmayacak. Kur'ân-ı Kerîm yalnız, okunacak. Emirlerinden, yasaklarından haberleri bile olmayacak. Düşünceleri yalnız yiyip içmek olacak. Allahü teâlâyı unutacaklar. Yalnız paraya tapınacaklar. Kadınlara köle olacaklar. Az kazanmak ile kanâat etmeyecekler. Çok kazanınca doymayacaklar.)
İmâm-ı Kurtubî hazretleri buyuruyor ki:
"İslâmın unutulması, Îsâ aleyhisselâm gökten inip, ölmesinden sonra olacaktır. Daha önce, Müslümânlar garîb olacak, Kur'ân-ı Kerîm'e uyulmayacak ise de, büsbütün unutulmayacaktır."
Ma'rifetnâme kitabında ise;
"Kıyâmet alâmetleri çoktur. Câmiler çok, cemâat az olacak. Binâlar yüksek, elbiseler ince, kadınlar emîr olacak. Erkekler kadınlaşacak" denilmektedir.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
"En mes'ûd, en kazançlı kimse, dinsizliğin çoğaldığı bir zamânda, unutulmuş sünnetlerden birini meydâna çıkarandır ve yayılmış bid'atlerden birini yok eden kimsedir. Peygamber Efendimiz'in zamânından uzaklaştıkça, sünnetler örtülmekte, yalanlar çoğaldığı için, bid'at yayılmaktadır. Bid'ati yaymak, dîn-i islâmı yıkmaktır. Bid'at çıkarana ve işleyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyetin yok olmasına sebep olur. Hadîs-i Şerîfte;
(Bid'at işleyenlere büyük diyen, Müslümânlığı yıkmaya yardım etmiş olur) buyurulmuştur.
Bunun ne demek olduğunu iyi düşünmelidir. Bir sünneti meydâna çıkarmak ve bir bid'ati ortadan kaldırmak için, son gayretle çalışmak lâzımdır. Her zamân, hele Müslümânlığın çok zayıfladığı bu zamânda, İslâmiyeti kuvvetlendirmek için, sünnetleri yaymak ve bid'atleri yıkmak lâzımdır. Eskiden gelen İslâm âlimleri, bid'atte bir güzellik görmüş olacaklar ki, bunlardan bâzılarına, hasene yani güzel ismini vermişlerdir. Bid'atlerden hiçbirini güzel görmüyorum, hepsini karanlık ve bulanık görüyorum. Peygamber Efendimiz;
(Bid'atlerin hepsi dalâlettir, yoldan çıkmaktır) buyurdu.
KARANLIK BİR GECE GİBİ!..
Müslümânlığın zayıfladığı bu zamânda, Cehennemden kurtulmak, sünnete yapışmakla; dîni yıkmak ise, nasıl olursa olsun, herhangi bir bid'ate kapılmakla olduğunu görüyorum. Bid'atlerin her birini, İslâm binâsını yıkan bir kazma gibi, sünnetleri ise, karanlık gecede yol gösteren, parlak yıldızlar gibi anlıyorum. Zamanımızda Müslümânlık zayıflamış, kâfirlerin âdetleri, hattâ kâfirlik alâmetleri, Müslümânlar arasına yerleşmiş, moda olmuş olduğundan, her bir bid'at, zararını göstermekte, kimsenin haberi olmadan, Müslümânlık sıyrılıp gitmektedir. Bid'atler dünyâyı kapladığından, karanlık bir gece gibi görünmektedir. Sünnetler çok azalmakta, nûrları da, bir karanlık gecede, tektük uçan ateş böcekleri gibi parlamaktadır. Bid'at işlenmesi çoğaldıkça, gecenin karanlığı artmakta, sünnetin nûru azalmaktadır. Sünnetin işlenmesi ise, karanlığı azaltmakta, bu nûru çoğaltmaktadır. İsteyen, bid'at karanlığını çoğaltsın, şeytân fırkasını kuvvetlendirsin! İsteyen de sünnetin nûrunu arttırsın. Şeytân fırkasının sonu ise, felâkettir, ziyândır."
Netice olarak, Müslümânlardan, doğru yoldan ayrılanlara, Bid'at sâhibi denir. Doğru yol, Muhammed aleyhisselâmın ve Onun dört halîfesinin yoludur ve bu yoldan ayrılmamak lâzımdır.
Günümüzde işlenen bazı  bid'atlerden bazıları şunlardır:
İnce çoraba veya çıplak ayağa mesh etmek. (Dürer)
Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak. (Bezzâziyye)
Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek, tesbih çekmek, üç İhlas okumak. (İbni Âbidin)
Müezzinin tesbihlere komuta etmesi. Hutbeyi Türkçe olarak okumak. (El edille)
Namaz kılıp, duadan sonra şükür secdesi yapmak. (Dürr-ül Muhtar)
Namazlardan sonra imam ile, eli göğse koyarak selamlaşmak. (S. Ebediyye)
Camide her namazdan sonra müsafeha etmek. [Tokalaşmak] (Redd-ül Muhtar)
Estağfirullahel'azim ellezi... diye başlayan istiğfarı müezzinin yüksek sesle okuması. (El İbda)
Vaazdan sonra, cenazede yüksek sesle dua etmek. (Mekâtib-i şerife)
Mezar taşı üzerine âyet-i kerime, şiir, methiye v.s. yazmak. (S. Ebediyye)
Aşure günü aşure pişirmeyi ibadet sanmak. (S.Ebediyye)
Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemek. (Şerh-i Akâid)
Cenazede yüksek sesle tekbir getirmek, ilâhi okumak. (Halebi)
Cenaze namazından sonra konuşma yapmak. (Zübdet-ül-makamât)
Ölü evinden helva vs. dağıtmak. Ölünün 3, 7, 40, 52 veya 53 üncü günlerini yapmak. (Tahtavi)
Kabir azabına inanmamak. (Akâid-i Şeybâniyye)
Yatırlara mum yakmak. Mezhepsiz olmak. (Tahtavi)
Zekeriya sofrası diye adak yapmak. (S.Ebediyye)
Bir kişinin bildirdiği hadislere inanmamak. (Tâtârhâniyye)
Mirac mucizesinin Kudüs'ten sonrasına inanmamak. (Bahr)
Kısa sakala sünnet demek. (Hadika)
Mübarek gecelerde, minareler arasına mahya asmak. (Mirat-ül-haremeyn)
Cennette, Allahü teâlânın görüleceğine inanmamak,
Gökte Allah var demek,
Allah dede demek,
Hazret-i Ali'yi diğer üç halifeden üstün sanmak,
Eshab-ı kirama veya fâsık Müslümanlara bile lanet etmek bid'attir.
Namaza başlarken yalnız dil ile niyet etmek bid'attir. Kalb ile niyet şarttır.
Kur'anı, zikirleri, tekbirleri müzikle veya ney çalarak okumak bid'attir, tasavvuf müziği de bid'attir.
Ücretle Kur'an okumak bid'attir.
Vaazdan sonra toplanarak yüksek sesle dua yapmak,
Mübarek gecelerde, camilerde fazla ışık yakmak bid'attir.
Büyük zatların ölüm yıldönümlerinde matem tutmak bid'attir.
Türbe veya camilerde tavaf eder gibi dönmek bid'attir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol