Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 90'ıncı yıldönümüdür. Türk ulusuna kutlu olsun. Mustafa Kemal ATATÜRK bu Cumhuriyetin temelinin KÜLTÜR olduğunu söylemiştir. Bu kültür, Orta Asya'dan bu yana ulusumuz her alanda yaptığı faaliyetler, çalışmalar sonunda meydana gelmiş ve CUMHURİYET ile ifade bulmuş, Cumhuriyeti sembolize bir kültürdür. Bu nedenle bizim Cumhuriyetin klasik Cumhuriyetlerden öte bir anlamı vardır ve o nedenle sıradan bir Cumhuriyet değildir. Zaten bundan dolayı da biz bu Cumhuriyeti anlamış, anlatmış, yorumlamış değiliz. Halkımızın kültürü bu Cumhuriyetin nasıl bir Cumhuriyet olduğunu anlayacak, anlatacak düzeye gelmemiştir.
Evvela şunu bilmek zorundayız: Bizim Cumhuriyetimiz normal şartlarda düşünülüp ilan edilmiş, ihtiyaç duyulmuş bir Cumhuriyet değildir. Bu Cumhuriyet tarihi şartların milli mücadele, özgürlük ve bağımsızlık savaşının sonucu olarak gelmiştir. Artı, eğitimsiz, Müslüman bir halkın içinden doğmuştur. Bir başka ifade ile Asya Kıtası'nda birkaç Cumhuriyetten biridir. Bu Cumhuriyet çağdışı kalmış bir yönetim biçimine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet durağan değil, hayatın akışına, zamanın ve dünyanın değişimine uygun olarak kendini yenileyen, yenilikler yapan bir Cumhuriyettir. Yani Cumhuriyet devrimci, reformcu bir işlevi misyonu vardır. Cumhuriyetin banisi (kurucusu) Onuncu Yıl Nutku'nda Cumhuriyet yöneticilerine, Cumhuriyet halkına bir takım mesajlar vermiştir ki bunlar Cumhuriyetin işlevi içindeki hedeflerdir. Cumhuriyet bu hedeflere ulaşmak zorundadır. Zira doğuş nedeni budur.
Bizim Cumhuriyetimiz fonksiyonel bir Cumhuriyet olmakla beraber aynı zamanda ulusu demokrasiye götürecek bir şartı da yapısında bulunduran bir Cumhuriyettir. Tabii bizim Cumhuriyetimiz LAİK CUMHURİYET'tir. Laiklik zaman içersinde sulandırılmış olsa da Cumhuriyetin özünde, doğuşunda, doğasında laik özelliği değişecek durumda değildir. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemiyle HALK CUMHURİYETİ'dir, HALKIN CUMHURİYETİ'dir. Bu kadar çok özelliği olan Türkiye Cumhuriyeti bir Muz Cumhuriyeti değildir.
Türk ulusu 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet ile tanışmış ve Cumhuriyeti sevmiştir. 90 yıldır bu mutlu olayın bayramını yapmakta, Cumhuriyet halkı olmanın sevinç ve gururunu yaşamaktadır. Cumhuriyet yurttaşlarına tam manasıyla bilgi ve bilinç sahibi yapamamış ise de ATATÜRK ile özdeş olan Cumhuriyet sevgisi, Cumhuriyeti yaşatacak güçtedir. İleriki zaman içersinde halkımızın bilgi ve bilinç düzeyi daha yüksek düzeylere çıktıkça Cumhuriyet dağ başında tek başına olan yurttaşımız tarafından da kutlanacak duruma gelecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu BÜYÜK ULUS BAYRAMI'na vesile olan Cumhuriyet tarihin içinden gelmiştir. Unutmayın ki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Türk ulusunun yüzyıllar boyu yaşadığı olaylar, serüvenler, savaşlar, felaketler sonucu doğmuştur. İngilizlerin ünlü devlet adamlarından Churchill, "Yüz yılda bir DEHA gelir, o da Türkler'e nasip oldu" demiştir.
Atatürk ve Cumhuriyet ulusumuzun gururudur. Bir daha kutlu olsun.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol