BIZDEKI KÜLTÜRÜ ARASTIRIYORLAR DA BIZ NIYE ARASTIRMIYORUZ

Birkaç gün önce Ortadogu Üniversitesinden Biyoloji Bölümü Ögretim üyelerinden Genetik alaninda arastirmalariyla ünlü Prof. Dr. Aykut Kence ve esi Prof, Dr Melahat Kence ile Beraberdik. Prof. Aykut Kence ile yillar öncesinden tanisiriz. Romanya göçmeni bir aileye mensuptur. Göç ve göçmenlik sirasinda bir süre Kirklareli'nin Asilbeyli köyünde oturmuslardir.
Bastarafi Sayfa 1
Yakinlari halen Asilbeyli köyündedirler. Kirklareli'ne çok önemli bir arastirma için gelmislerdir. Tabii dostumu görmekten, degerli esini tanimaktan memnun oldum. Kirklareli'nde bir konuya isik tutmaya çalistiklari için sevindim. Arastirmalariyla ilgili çalismalarini ilerde ayrintili biçimde yazacagim için simdilik bu konuya deginmiyecegim. Ancak bu vesileyle sunu vurgulamak istiyorum, Kirklareli yerli ve yabancilar için bir ARASTIRMA BÖLGESI'dir. Bir iki gün önce de Bulgaristan'dan bir grup arastirmaci kapimi çalmislardir.
Bulgar arastirmacilarin biri fotograf sanatçisi, biri bilim adami ve digerleri de arastirmalariyla ilgili kisiler. Arastirdiklari, fotograflamak istedikleri Kirklareli'ndeki eski kaleler, manastirlardir.
Kirklareli yaklasik 150 yildan beri arastirilmaktadir. Bildigim kadari ile arastiranlarin tümü yabancilardir. Yerli arastirmayi Kirklareli'nde ilk baslatan Atatürk olmustur. 1936 yilinda Kirklareli, Vize ve Lüleburgaz Höyüklerinde arastirmalar yaptirmistir. Son arastirmayi da on yili askin bir süreden beri Profesör Dr. Mehmet Özdogan sürdürmektedir. Atatürk sag olup da Mehmet Özdogan'in arkeolojik arastirmalarinda elde ettigi bulgularin Avrupa'da nasil bir bilgi ve tarih degisikligine yol açtigini görseydi çocuklar gibi sevinirdi. Çünkü Mustafa Kemal tarihin derinligine gitmeyi, tarihsel olan seylerin köklerini arastirmayi severdi. Türk Tarih Kurumu'nu bunun için kurmustu. Ölmeden önce Dolmabahçe Sarayi'nda yatarken basucuna Vize kazilarinda bulunan tarihi eserleri getirtip bir daha onlari görmek istemesi kendisinin ne denli Tarihe Asik bir lider oldugunu göstermesi bakimindan önemli bir olaydir.
Arastirmacilar Kirklareli'nde yalniz tarih arastirmasi yapmiyorlar. Kültür arastirmasi, geretik arastirma, bitki örtüsü, su kaynaklari arastirmasi yapiyorlar. Bu arastirmalardan elde edilen bilgiler bir yoldan yabancilara gidiyor. Gerçi bilgi ve kültürün siniri yoktur. Bilgi ve kültür öncelikle insanligin mirasidir. Fakat ne var, Ilk Bilgi'nin, Ilk Kültür'ün bir kaynagi, bir cografyasi vardir. Bilgiler ve kültürler tarihe bu ILKLER'le geçer. Mesela Romalilar zamaninda ilk Köle Hareketi'ni baslatan SPARTAKÜS bir Trakyali ve hatta bir Kirklarelili'dir. Tarihe damgasini vurmus böyle birinin bizim yasadigimiz cografya bölgesinin insani olmasi sevindiricidir.
Öteden beri yazip söylüyoruz. Kirklareli eski bir Kültür Hazinesi'dir. Birçok Ilkler'in yeridir. Ancak bunlari hala arastirip yazanlar, gün isigina çikarmaya çalisanlar kisilerdir. Bunlarin arkasinda devlet ve hükümetler yoktur. Hatirliyorum bir vali bana bir konuda Il adina bir arastirma teklif etmisti de masraflarin karsilanmasi gerektigini söyledigimde vazgeçmisti. Belki denirki arastirmanin ne masrafi olur? Onu Prof. Dr. Mehmet Özdogan'a sorun. Asagipinar ve Kanligeçit arastirmalarina na paralar harcanmaktadir. Su unutulmasin, her bilginin, her belge ve bulgunun bir maliyeti vardir. Adamlar kadin erkek Bulgaristan'dan kalkip Kirklareli'ne geliyor, daglarda, bayirlarda, vadi tabanlarinda, eski yerlesim merkezlerinde Manastir ve Kale ariyorlar. Onlar arastirdiklarinin bilgisiyle bir yere varacaklardir elbette. Fakat biz onlarin arastirdiklarinin yikip yok etme ya da hayvanlara barinak yapmakla yetinmekteyiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol