BIR SAADET TUNA (KARACA) VARDI "DERE GELIYOR DERE" DERDI

Sinif arkadasimdi. Meslektasimdi. Ayni zamanda sair ve ayni zamanda Halk Türküleri sanatçisiydi. Hayatta sansi hiç gitmemis, bahti hiç gülmemis ve bunlari da hiç kimselere açiklamamis, kapali bir kutu idi.
Söylemiyordu ama birkaç yildan beri Parkinson Hastasiydi. Elleri titriyordu ve çökmüstü. Sokaklarda, is takibinde vefakâr kizkardesi ile beraber görünürdü. Kocasi yillar önce ölmüstü. Bir oglu ve Ege Üniversitesinde okuttugu yada okumasina yardim ettigi bir torunu vardi. Ölümünden birkaç ay önce bu kösede onu anlatmistim. Görmem ve okumam için 8-10 siirini bana vermisti. Oysa çok siiri oldugunu, onlari birilerine verdigini ve bir daha da bu siirlerin geri gelmediklerini söylüyordu. Sorunlari vardi, Zaten sorunlariyla yasiyordu. Bazilarini bana söyler, çözümlerinde yardimci olmami isterdi. Halk Türküleri sanatçiligi ve derlemeciligi bilinmiyordu. TRT'ye verdigi türkülerde adi Tekirdagli olarak geçiyordu ama aslen Kirklareli'nin Dolhan Köyündendi. 1947 yilinda Türkülerini verdigi TRT YURTTAN SESLER KOROSU SEFI ünlü Halk Türküleri derleyicisi ve yönetmeni Muzaffer Sarisözen yanlislikla onu Tekirdagli yapmisti. izmir Radyosu Halk Türküleri Sanatçisi ve derleyicisi degerli arastirmaci Sevgili Dostumuz DR. Hüseyin Yaltirik, "ASIK ALI TANBURACI VE KIRKLARELi HALK MÜZIÄzI" adli oldukça hacimli arastirma kitabinda onun Sarisözen'e, "Kurdelemin Uçlari ipekten, Dere Geliyor Dere, Kizilciklar Oldu mu ve ince Giyerim ince" türkülerini verdigini yazmaktadir.
Size Kirklareli'nin yetistirdigi Halk Türküleri Sanatçisi ve derleyicisi, emekli ögretmen, sair Saadet Tuna (Karaca) dan söz ettigimi anlamissinizdir. 15 Kasim 2006 tarihinde öldügü haberini aksam üzeri geç saatte ögrendim.
Saadet Tuna yasadimi yasamadi mi hiç belli degil. Onun yasadigini farzederek anlatiyorum. Yazgisi iyi degildi. Kötü yazgi bastan beri onun pesindeydi. Bu çizginin disina çikamadi. Halinden de hiç sikayetçi olmadi. Herkes onun çaresizligine bakip üzüldü. Arkadas canlisi, temiz yürekli bir insandi. Öldügü vakit 76 yasindaydi. istese bile sosyal faaliyetlere katilamazdi, çünkü sartlari elverisli degildi. Kepirtepe Köy Enstitüsünün güzel sesli kizlarindan biriydi.
Saadet Tuna artik aramizda degil. Ancak türküleri söylendikçe adi yasayacaktir. Galiba öldükten sonra da yasamak bu olsa gerektir. Bunca sikintilari içersinde kendisini yasatacak bunlari da yapmisti. Saadet, ünlü Türk Musikisi Sanatçisi Ahmet Özhan'in ögretmeni olmakla da övünürdü. Ahmet Özhan ile birkaç defa görüstügünü yada görüsmek istedigini söylemisti. Öyle hatirliyorum. Ancak görüstüyse ona derdini açtigini sanmiyorum. Böylesine de onurlu ve gururluydu. Edirneli bir sair dostun bile hediyesini zor aldigini biliyorum.
Saadet Tuna'nin geride biraktigi siirleri var mi bilmiyorum. Varsa oglu Atilla'nin onlari nasil degerlendirecegi hakkinda da bilgim yok. Ancak diyecegim odur ki Saadet Tuna'nin siirleri kaybolmamalidir. Öyle veya böyle onlari degerlendirmek lazimdir. Birgün KIRKLARELI SAIRLERI ANTOLOJISI çikarsa Saadet orada yer almalidir. Gerçi kitabi yoktur ama kendisi yayimlanmamis siirlerin sairi, söylenen türkülerin sahibidir. Bir iz birakmistir. Siradan insanlardan az buçuk farkli bir insandir. Bu nedenle hayatta anlasilmamis, degeri bilinmemis de olsa hiç degilse öldükten sonra kendisine bir yer vermek gerekir. su an Kirklareli tarihinde, müzik arastirmacilarin yayimladiklari kitaplarda adi vardir. Kayda geçmistir.
Saadet Tuna'y, Tanri'dan rahmet, geride biraktigi ailesi fertlerine bassagligi dilerim.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol