09.02.2016 günlerden Salı. Bir Rumeli Türküsü
BULUT GELİR SEHER İLE
"Bulut gelir seher ile
Çiçek açar bahar ile
Herkes sarılmış yar ile
Yağma yağmur
Esme bire deli rüzigâr
Yârim yoldadır
Bulut gelir pare pare (Bağlantı)
Dördü aktır dördü kare
Sen açtın sineme yâre
Bulut gelir duman olur
Dağı taşı dolandırır
Ahım tutar süründürür
Kaynak: Kemal Altınkaya (Bağlantı)
Yöre: Rumeli
Derleyen: Muzaffer Sarısözen"
"Türküler Bizi Söyler -1" kitabını inceledim.
Bir aydır Kırklareli İl Halk Kütüphanesi'ne uğruyorum. Gerçek arkadaş kitaplardır derler. Kütüphaneler evrensel kültürün mekânlarıdır. İlkokulda Tommiks, Teksas, Zagor resimli kitaplarını boş zamanlarımızda mahalle gençleri ile değiş tokuş yapıp okurduk. Ortaokulda okurken yazın kütüphaneden ödünç aldığım kitapları zahire dükkânında boş vakitlerimde okudum. Kitapta, kütüphaneye saygılı toplum uygar toplumdur. Geri kalmış, geri bırakılmış yoksul ve cehalet içindeki toplumların uygarlığa yürüyüşü uzun zaman alacaktır. Kütüphanede eski İsrail'in Kudüs civarındaki hikâyelerini anlatan Yahudi bir yazarın (Barış Adamı) gerçek öykülerini okurken Ortadoğu toplumlarının tarihsel derinlikteki hikâyeleri çarpıcı oluyor. Yahudilerin, Arapların, Filistinlilerin birlikte yaşadıkları Osmanlı devletinin egemenliğinde olmuş. Emperyalist, İngiltere, Fransa, Ortadoğu'ya Birinci Dünya Savaşında egemen olunca yapay devletler ortaya çıktı.
İsrail devleti kurulduktan sonra ayakta kalma mücadelesini verdi. Filistinliler topraklarından göç etmek zorunda kaldılar. Yoksul Filistin ezilirken, İsrail devleti ayakta kalıp savaşlarda büyüdü. Osmanlı'nın getirdiği huzur tarihin giz dolu hikâyelerinde kaldı.
" Kırklareli'nde Bir zamanlar Yahudiler Yaşardı." Kitabını Erol Haker yazmıştı. Bu kitabı kütüphanede görüp okumuştum. Kırklareli'nde manifaturacı, mandıracı Yahudiler vardı. İsrail Magriso güzel bilardo oynar, dans ederdi. Biz Demokrat partili insanların çocuklarıydık. Arkadaşlık kardeşlikten güzeldi. Nazi Hitlerin ırkçılık hareketi Avrupa'da katliama dönüşmüştü. Ortadoğu toplumlarındaki insanların barış içinde insanca yaşaması şairleri, hümanist gönülleri mutlu eder.
Bu güzel yazıyı Karaumur da Tatlıcı Ömer Faruk Gülümoğlu Baklavacısı'nda yazdım. Cevizli baklavası çok güzeldi. İyi bir arkadaşımızdır. Garson Faruk Ok'tu. Güler yüzlü bir genç. Gençlere iş, ekmek, sevgi gerek.
Polos'lu bir arkadaş: "Polos'taki göletin altında bir kilise varmış. Polos Kalesi'nde üç, dört mağara var. Bir mağaradan, dehlizden girip Edirne'den çıkıyormuşsun. Biz bir mağaraya çocukken girdik. Yarasaları görünce dışarıya çıktık. Selanik göçmeniyiz" demişti. Bir kanalda KUZEY GÜNEY dizisi oynuyordu. Kıvanç Tatlıtuğ bizim Ömer Şerif'imiz gibidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol