Kirklareli'nin kurtulusuyla Atatürk'ün sonsuzluga gidisi ayni güne gelmis.
Ilginç!
10 Kasimlarda Kirklareli halki kurtulusla sonsuzluga gidisi bir arada yasiyor.
Atatürk'ün kerameti midir, Hak'kin lütfu mu?
Kirklareli'ye özel bir sorumluluk mu düsüyor böylece?
Bundan böyle Kirklareli insani, Cumhuriyet konusunda, Atatürk ilkeleri konusunda daha titiz, daha takipçi, daha uyanik olmak gibi bir durumla ve zorunlulukla mi yüzyüze?
Ilk okul birinci sinifa giderken ögretmenimizin verdigi fis geldi gene aklima "Atatürk öldü."
Aksam eve gidince babam bu fisi görmüstü ve sevmemisti, begenmemisti. Anlamca tam tersine yazdirdi fisi bana
"Atatürk ölmedi."
Atatürk'ün ölmedigini o gün mü ögrendim acaba?
Sait ögretmene kalsa Atatürk ölmüs müydü?
Meslek yasamimda o fisi hep babamin ögrettigi gibi yazdirdim birinci siniflara. Kimbilir müfettisler kizmis midir? Hele Çay ili'de. Ama, söz konusu Atatürk olunca ve 12 Eylül gibi de bir dönem, sözde de olsa Atatürk sözünün fazlaca yinelendigi hatta sevabin da günahin da Atatürk adina islendigi.
Babam yasadigina göre, Sait ögretmen de yasiyordur her halde. Merak ediyorum, görsem de sorsam, Atatürk onun için yasiyor mudur halâ?
Sait ögretmeni görmem olanaksiz olabilir.
Çevremde yüzlerce, binlerce Sait ögretmen.
Kamplastik mi ne?
Igrenç bir anim var, 80'li yillarin baslarindan ve de 80 sonrasindan.
O zamanin jet ögretmenlerinden biriyle Çay ili'de yakin köylerde çalisiyorduk. Zaman zaman köylerine giderdim, onunla ayni okulda çalisan bir arkadasimdan ötürü.
Atatürk ve Cumhuriyet konusunda en tepkili, en olumsuz illerimizin basinda gelenlerdendir Rize. Atatürk döneminde çikan yasalara en siddetli karsi çikislariyla besmele çekmislerdir adeta. Hani, "Sapka giymemek, asker vermemek" gibi.
Çikardigi siyasal kimlik ve kisiliklerin numunelerinden de bellidir. Dönüp bir bakin oraya dogru. Sevki bey zaten açik hasimdi. Ondan sonra gelenleri de biliyorsunuz artik. "Ataput" derler Atatürk'e heykellerinden dolayi. Bunun bir baska anlami da, Türklüge hakarettir aslinda. Türkleri, "puta tapan" gibi göstermek gayreti. Daha da katmerlisi, "Peton Mustafa"dir Atatürk ve büstleri. Zaman zaman oralarda bulunanlar bilirler.
Böyle bir yerde çalisiyor olmanin rahatligi vardi o arkadasimda. Kendisi zaten Imam-Hatip Lisesi sonrasi iki yillik egitim enstitüsüne girmis. Her ne hikmet, ne kerametse, Imam-Hatip lisesini bitirip imamligi veya müezzinligi seçmemis, ögretmenligi tercih etmis. O zamanlar gerçekten, "Hiçbir sey olamazsan bari ögretmen ol!" dönemiydi. Demek ki o yöntem uyarinca, ögretmenlige yönelmis bir insan.
Demisti ki bir keresinde gezinirken "Bakin bugün Sovyetler Birligi yikilim sürecine girdi. Bir gün mutlaka yikilacak. Ayni sekilde, nüfusunun yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülke olan Türkiye'de de bir gün mutlaka cumhuriyet ve Atatürk devri son bulacak."
Bana o zaman siddetli bir hayal gibi gelmisti söyledikleri.
Hani, NASA birgün beni arayacak ta, "Hadi, bu seferki Ay'a uçusta seni de kadroya aliyoruz. Birlikte uçacagiz!" demeleri gibi bir sey. Müthis bir hayal.
Sovyetler Birligi'nin yikilacagi öngörüsüne de gülüp geçmistim. "Hayal evrenin çok genis be arkadasim. Ne kadar da büyük ve erisilmesi olanaksiz hayaller kurabiliyorsun!" demistim.
Suvasliydi söz konusu kisi. Demek ki Suvaslilarin da bu konuda Rizeliler gibi müthis bir bilgi donanimlari varmis.
Bizimkisi cehalet. Bilemiyoruz iste. Suvaslilar en son, otel yakarken mi bagirmislardi "Cumhuriyet burada kuruldu, burada yikilacak!" diye?
Rize'de bes yilim, Atatürk'e ve Laik Cumhuriyet'e sövgüler dinlemekle sürmüstü.
Ve bu insanlar, ne yazik ki Türk-Islâm sentezini, zaman içinde "Türk" kismini etkisizlestirerek, dantel gibi oya oya isleyen bir temel kültürün elemanlariydi. "Yalan!" diyen varsa, zaman makinesini geri kuralim ve 79-84 arasina dönelim, Çay ili'ye dogru bir gezintiye çikalim.
Yok yok. Zaman makinesine hiç gerek yok.
O zamanlar oralara atilan tohumlar simdilerde boy vermis, tohuma dönüsmüs, hasada baslanmak için start beklenmektedir kuskusuz.
Ve bu tohum ülke genelinde tutmaya basladi acidir ki.
Ne kalir geri?
Bir Kirklareli.
Bir de bilmem.
"Et kokarsa tuz basarsin. Ya tuz kokarsa?"
Türk-Islâm gibi bazi sentezlerden kendimizi arindirarak, gerçekten su ülke için, ülke insani ve sürekliligi için.
Ne diyecegimi bilemiyorum.
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
Edirne'den kısa kısa
02 Nis 2025 -
Kırklareli Üniversitesi Prof. Dr. Rengin Ak’a Emanet
16 Nis 2025 -
Kırklareli'nde sağanak etkili oluyor
31 Mar 2025 -
KTSO Başkanı Ilık, Anadolu Ajansının kuruluşunun 105'inci yılını kutladı
06 Nis 2025 -
Kırklareli'nde bayramlaşma töreni düzenlendi
31 Mar 2025 -
Kırklarelispor, Kastamonu'da Golle Yıkıldı, Penaltı Skoru Eşitledi
09 Nis 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Trakya'da artan böcek popülasyonu tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor
28 Nis 2025 -
Kırklareli'nde sağanak etkili oluyor
31 Mar 2025 -
Kırklareli'nde bayramlaşma töreni düzenlendi
31 Mar 2025 -
KKTC, Edirne'nin kadın güreşindeki deneyiminden yararlanacak
31 Mar 2025 -
En lezzetli peynir helvası için 35 yıldır çalışıyor
31 Mar 2025 -
Tekirdağ'da tarihi eser niteliğinde 184 sikke ele geçirildi
31 Mar 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol