BİR DENSİZLİK ÖRNEĞİ!

Bir eğitim emekçisi, bir beyefendi yerel bir gazetemizin kendine ayrılan bir sütununda çarpıcı 'bir densizlik örneği' vermiştir. Bu davranış, kendisinin oldukça kibar ve sosyal görünümlü niteliklerine hiç mi hiç yakışmamıştır.
Yaptığı asılsız, temelsiz, mesnetsiz, Uğur Mumcu'nun söylediği gibi bilgisi olmadan sahibi olduğu farazi fikirlerine dayanarak ve en önemlisi de söylediğini çarpıtıp inkar eden suçlama ile çok ayıp etmiştir.
Ve de; verdiği örnek ile nasıl bağdaştırıldığı ancak zeka seviyesine bağlı anlaşılabilir olan karalama, kamu yararına çalışan bir derneğe, onun başkanı ve adaletin temini adına bir kamusal görevi yerine getiren uzman kişinin onuruna yapılmış bir saldırı niteliği taşımaktadır.
Şimdilik kaydı ile adı ve esinlendiği öykü saklı kalan bu beyefendi, sayılı günler içinde yaptığı bu densizliği yok edebilecek davranışı gösteremez ise, kendisini hukuk karşısında aklamak zorunda kalacaktır! benden söylemesi...
YİNE, YENİDEN GDO!..
Ülkemiz; adım adım, kısa adı (GDO) olan 'Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar' içerikli ürünlerin cenneti haline getirilmektedir.
Dün; GDO ile ilgili bilim insanları, meslek odaları, halk sağlığı ve doğal çevrenin korunmasına duyarlı olan siyasi çevreler, sivil toplum kuruluşları ile emek ve meslek örgütlerinin uyarılarına karşın, önlenemeyen bu işgal, artarak devam etmektedir. Bu konuda mücadele veren güçler, bugün de, yarın da aynı mücadeleyi sürdürmeye kararlıdır. Çözüm ya da başarının reçetesi olan; ta ki, halk ve emekten yana tam demokratik bir siyasi iktidar kuruluncaya kadar.
Bu konuda hızını alamayan siyasi iktidar, son olarak GDO 'yu 5 Kasım 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yeni bir 'Biyogüvenlik Kurulu Kararı'yla sağlık ve ekonomik yaşamın merkezine kadar getirip yerleştirdi.
Sağlıksız ve nesillerin geleceklerini risk altına sokan GDO'lu bir yaşama karşı mücadelesi ile öne çıkmış bir sivil toplum kuruluşu olan Tüketici Hakları Derneği genel merkezi tarafından yapılmış bir basın açıklamasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
"TÜRKİYE'DE GDO'LU YEM TERÖRÜ!..
? TÜKETİCİLERİN SAĞLIKLI VE GÜVENLİ GIDAYA ERİŞİM HAKKI İLE HAYVAN SAĞLIĞI AYAKLAR ALTINDA!..
? TÜKETİCİLER GDO'LU YEMLE BESLENEN SAĞLIKSIZ HAYVANLARDAN ELDE EDİLEN GIDALARA MAHKUM EDİLDİ!..
? TÜRKİYE'DE TÜKETİCİ SAĞLIĞI BÜYÜK RİSK ALTINDA!..
? TÜRKİYE, GDO'LU İTHAL YEMLERİN İŞGALİ ALTINDA!..
? TÜRKİYE'DE HAYVAN YEMİNİN BUGÜNÜ VE YARINI GDO FİRMALARINA TESLİM EDİLDİ!..
Türkiye, GDO'lu yem terörünün etkisi altında!.. Biyogüvenlik Kurulu Kararı ile 2 adet GDO'lu soya çeşidi ve 6 adet GDO'lu mısır çeşidine ilişkin en son ithalat izni 5 Kasım 2015 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. Biyogüvenlik Kurulu Kararıyla bugüne kadar, 7 soya ve 25 mısır çeşidi olmak üzere toplam 32 çeşit hayvan yeminin Türkiye'ye ithalatına izin verildi.
Tüketiciler, GDO'lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen gıdalara mahkûm edilerek sağlıkları risk altına atıldı.
Türkiye GDO'lu ithal yemlerin işgali altında!.. Ne yazık ki, Türkiye'de hayvan yeminin bugünü ve yarını emperyalist GDO firmalarına teslim edildi. Bundan yarar gören GDO'lu mısır ve soya tohumu üreticisi, GDO'lu mısır ve soya yemi üreticisi ve ihracatçısı emperyalist GDO firmaları ile Türkiye'deki ithalatçı firmalardır. Hem sağlık hem de ekonomik olarak riskini ve zararını yüklenenler ise tüketiciler ve Türkiye'dir.
Türkiye'de sağlıklı hayvansal gıdanın dayanağı olan küçük üreticilere ve üreticiliğe büyük darbe vurulmuştur. Hayvansal gıdamız, karlarından başka bir şey düşünmeyen büyük endüstriyel tarım şirketleri ile GDO şirketlerinin insafına terk edilmiştir.
Türkiye'de, tüketicilerin sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim hakkı ile hayvan sağlığı ayaklar altına alınmıştır. Gıda egemenliğimiz yok edilmiştir.
Türkiye gibi dört mevsimi yaşayan, tarıma çok elverişli bir coğrafyada hayvanları besleyecek yeterli yemin yetiştirilmesini sağlamayıp, GDO'lu ithal yeme mahkûm eden tarım ve hayvancılık politikalarına neden olanları tüketiciler olarak şiddetle kınıyoruz. Ayrıca, tüketiciler ve Tüketici Hakları Derneği olarak, GDO'lu yem ithalatına ve kullanımına izin veren Biyogüvenlik Kurulu'nu protesto ediyoruz.
Türkiye'de, hayvan ve insan sağlığı için GDO'lu yem ithalatı ve tüketimine son verilip, Türkiye topraklarında sağlıklı ve yeterli yem üretimine başlanacak tarım politikası ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye'de insan ve hayvan sağlığına önem vermeyen, Türkiye'yi yemde dışa ve emperyalist GDO firmalarına bağımlı kılanlar hiç iyi anılmayacak ve bunun hesabını veremeyeceklerdir.
Son olarak, tüketicilere, GDO'lu yemlerle beslenen tavukların eti ve yumurtası ile ineklerin etini, sütünü, et ve süt ürünlerini tüketmemeleri ve çocuklarına tükettirmemeleri çağrısında bulunuyoruz.
Basınımıza ve halkımıza saygıyla duyurulur."
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 11.11.2015
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol