BIRAZ INÖNÜ- MENDERES SIYASI ÇEKISMELERI HATIRLANSA NASIL OLUR ACABA

Bugün ülkemizin iç politikasinda birseyler tirmanmakta, tirmandirilmakta ve bununla bir yere varilmak istenmektedir. Iktidarin bu üç yillik döneminde tartisma konulari genellikle cumhuriyetin kazanimlari, cumhuriyetin kurumlari ile ilgili olmustur. Cumhuriyetin temel ilkelerinden LAIKLIK ise tartisma zeminine oturtulmustur.
Tümü bir araya toplandiginda üç yildan beri Türkiye'de tartisilan seyin LAIK CUMHURIYET REJIMI oldugu görülmektedir.
Tartismayi memleket gündemine tasiyanin da bugünkü iktidar oldugu dikkati çekmektedir. Bu olay bize 1950 - 1960 yillari arasinda kalan on yillik bir dönemdeki siyasi çekismeleri ve sonuçlarini hatirlatmistir.
1950'de Türkiye Büyük Millet Meclisinde çogunlugu elinde bulunduran Demokrat Parti iktidardir. Iktidarin basi Aydin'da Çakirbey Çiftligi sahibi, bir anlamda Toprak Agasi Adnan Menderes'tir. Adnan Menderes hem Demokrat Parti Genel Baskani, hem de Basbakandir. Muhalefeti temsil eden CHP'nin ise basinda Cumhuriyet'in IKINCI ADAM'i Ismet Inönü bulunmaktadir. Muhalefetin Meclisteki Milletvekili sayisi yüzün çok altindadir. O zaman ki tartisma konulari CHP'nin ILK HEDEFLER BEYANNAMESI'nde belirledigi 7 maddelik reform konularidir. Demokrat Parti bu reform isteklerine karsi çikmakta, cumhuriyetin bir takim kurum ve organlarini kendi keyfince kullanmakta, meclisteki çogunluguna dayanarak ve güvenerek muhalefetten gelen bütün önerileri reddetmektedir. Hatta zamanin iktidari daha ileri giderek, basina çatmakta, gazetecileri içeri atmakta, TRT'yi istedigi gibi, tek yanli kullanmakta, rüsvetin belgesini tanimamakta, üniversite profesörlerine Kara Cübbeliler demekte, Silahli Kuvvetlere hakaret etmekte, Muhalefaet Lideri Ismet Inönü'nün yurt gezilerine yasaklar koymakta, hakim güvencesine karsi çikmakta, birtakim memurlari CHP'li diye ordan oraya sürmektedir. Hatta Demokrat Parti Genel Baskani ve Basbakan Adnan Menderes daha ileri giderek partisinin meclis grubu milletvekillerine "siz isterseniz Hilafeti de getirebilirsiniz" demektedir. Saidi Nursi'ye itibar etmekte, Atatürk düsmanligina gözlerini kapamakta, irticai hareketler karsisinda suskunlugunu korumaktadir. On yillik süreçte tirmanis gösteren, siddete ve kaba kuvvete dönüsen, ögrenci hareketlerine, kahvelerin ve halkin cephelere ayrilmasina yol açan siyasi tartismalar 27. Mayis. 1960 Askeri Müdahalesi'ne sebeb olmustur. Tarihler bu MÜDAHALE'ye "27 MAYIS IHTILALI" yada "27 MAYIS DEVRIMI" demislerdir ki, bugünkü iktidari rahatsiz eden Anayasa Mahkemesi, Yargiçlar Güvencesi, Basin Hürriyeti, TRT'nin bagimsizligi, Rüsveti ve suistimali Ispat Hakki ve Türkiye'ye ilerleme yolunu açan 1961 Anayasasi bu Askeri Müdahalenin sonucunda yapilan reformlardir.
Ancak çok partili hayata geçtigimiz 1945 yilindan beri cumhuriyetin temel ilkeleri ve özellikle LAIKLIK ILKESI sag iktidarlarca tartisma konusu olmaya devam etmistir. Laikligi yine en son tartismaya açan bugünkü meclis baskani olmustur. Meclis çogunluguna dayanilarak egemenligin kayitsiz sartsiz millette oldugu söylenmistir. Egemenligin kayitsiz sartsiz millette oldugu dogrudur ve bir Anayasa ifadesidir. Onu rejimin temeline koyan ATATÜRK olmustur. Ancak bu baglamda cumhuriyetin diger kurumlarini da gözardi etmemek gerekir. Onlarin da birtakim Anayasal hak ve yetkileri oldugu, bunlari yansiz ve titiz biçimde kullandiklari malûmdur. Tartisma da bu yüzden olmaktadir.
AKP'nin bugün elestirmedigi, rahatsizlik duymadigi bir cumhuriyet kurum ve kurulusu hemen hemen kalmamistir. Atatürk ilke ve devrimlerinden en çok rahatsiz olduklari da LAIKLIK'tir. Laiklik ise ulusun çimentosudur. AKP, cumhuriyet kurum ve kuruluslarindan, Laiklik ilkesi'nden niye rahatsizdir? Bunu onlarin siyasi ideolojilerinde ve iktidar olmanin nedenlerinde aramak gerekir. Ancak AKP'nin bir gerçegi bilmesi gerekir ki laik ve cumhuriyet rejiminin güvenceleriyle oynamak, bu konularda tartismalari sertlestirerek sürdürmek, elestirilerin dozunu arttirmak son derece yanlis ve sakincalidir. Bu kurumlarin ve kuruluslarin belli bir zaman içersinde öyle veya söyle olacaklarini söylemek, bunu ileri sürmek, gerginligi yaymaktan, tirmandirmaktan baska bir sey degildir. AKP memleket içerisindeki siyasi tartismalari keserse, ülkenin daha acil sorunlarina dönerse halki rahatlatmis, birtakim endiseleri ortadan kaldirmis, dogru politikayi bulmus olur. Halkin beklentisi budur.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol