Değerli okuyucular, bugün izninizle biraz da nostalji yapmak istiyorum. Bu çerçevede ben, biraz sitem, biraz eleştiri, biraz da özeleştiri yapacağım.
Bundan tam 17 yıl önceydi. 'Tüketici Hakları' konusunda dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çalışmalar henüz başlamıştı ki; o zaman Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda görevli olan ve halen derneğimizin başkanlığını yürüten meslektaşım sayın Turan Çakar ve arkadaşları, aynı adı taşıyan bir dernek kurdular. O tarihlerde ben de Trakya Üniversitesi Kırklareli Meslek Yüksek Okulu'nda idari ve akademik kamu hizmetini yapmaktaydım.
Ulusal medyadan takip ettiğim kadar ve ilgili olduğum bu oluşuma yakınlık duydum ve içinde yer almak istedim. Aynı tarihlerde, THD'nin Kırklareli şubesi hazırlıkları da vardı ve ben, kuruluş başlangıcında gidip üye oldum. Kurucularına teşekkür ederken şimdi bu arkadaşlarımız neredeler? Bu derneği kurarken ne beklenti ve gerçek gerekçeleri nelerdi? Ya da, bu dernekten ne bekliyorlardı? Diye sormaktan kendimi alamıyorum. Hepimizin bildiği gibi, THD kamu yararına çalışan bir Sivil Toplum Örgütü'dür. Kendilerini tenzi ediyorum ancak, bu tür yapıları bir sıçrama tahtası olarak kullananlar olduğu gibi, kendini boşlukta hissedenler için bir hareket alanı olarak görenler de ne yazıkki var olduğunu biliyoruz. Ve, eğer böyle algılıyorlarsa, buradan o arkadaşlara şunu sormak istiyorum. Tüketici Hakları konusundaki mücadele anlayışına ne oldu? Ya da, ülkemizde tüketicilerin mağduriyeti kökten sona mı erdi?
İşçi/memur yani emeğiyle geçinenler, mühendis-doktor-eczacı-veteriner-hukukçu-muhasebecilerin büyük bir çoğunluğu sendikalarından, meslek örgütlerinden uzak. Bunun ne yazık ki gerçek nedeni şu. Özünde örgütlü topluma karşı olanlardır bunlar ve derler ki; biz de sivil toplum örgütlerini destekliyoruz… Biz de içinde yer almak isteriz ancak; dernekler, sendikalar, meslek odaları hep siyaset yapıyor, kendi asli işlerini yapmıyorlar. Aslında, dilim varmıyor ama kabahatin büyüğü bizlerde. Elbette siyaset yapılmalı, Zira, hayatın her alanında siyaset vardır, olacaktır, olmalıdır da. Ancak, asli sorumluluğun hiçbir zaman önüne geçmemelidir. Pratik yaşamda hepimiz tanık olmuşuzdur. Ögütlü yapıların büyük bir bölümü herhangi bir siyasi partinin şemsiyesi altında olduğu görüntüsünü veriyor. Hatta, bazıları bunun borazanlığını bile yapıyor. Bu nedenle, ortada ne amaç ve ilkeleri ile ilgili kimlik kalıyor, ne de birlikte olmanın gerektirdiği siyasi tavır ve davranıştan eser kalıyor.
Derneklere gelince; belirli ilk ve amaçla belirli mücadele içinde olması gereken bu sivil oluşumlar bile çoğu zaman tavır ve davranışlarını, yönetimlerine hakim olan grubun ilgi duydukları siyasi partilerie göre belirliyorlar. Halbuki, buralarda bulunların bir ortak nedenleri olmalı ve siyaset yapsalar bile, içinde yer aldıkları sivil yapının kuruluş gerekçelerine uygun bir siyaset yapmaları gerekir sanıyorum. Hele, üye oldukları örgütü, payanda veya sıçrama tahtası olarak görmek, ondan bireysel olarak ekonomik-sosyal ya da siyasal bir çıkar beklemek asla kabul edilebilir bir anlayış olamaz.
Bundan beş-altı yıl önceydi. Bir arkadaşım bana, bir akadaşının olduğunu ve kendisinin THD'nde aktif olarak çalışmak istediğini söyledi. Hoşuma gitti, sevindim. Buyursun gelsin, hemen üye kaydedelim dedim. Ve, arkadaşı birkaç gün sonar geldi ve daha üyelik kaydını yaptırmadan, 'ne çıkarı olabileceğini ve buradan ne kadar para kazanacağını' söyledi. Dondum kaldım. Ve, sonra o arkadaşa yanıtım; 'üzüldüm, demek oradan öyle mi görünüyor, teşekkür ederim, sana bu derneğin ihtiyacı yok' oldu.
Sevgili okurlar, bütün bunları üst üste koyduğumuzda demokratik, sosyal ve özgür bir ülke ve toplum olmak için 'demek ki daha çok işimiz var' diyorum.
Bütün bunlar bir tarafa, hak ve özgürlüklerimiz için demokratik bir toplum inşa etmek için, barış ve kardeşçe bu güzel ülkede birarada yaşayabilmemiz için (yukarıdaki olumsuzlukları yok sayarak) ekonomiden siyasete, vatandaşlık haklarından sosyal yaşama, iş yaşamından bireysel varlığımız vb. her alanda örgütlenmemizin, hava kadar su kadar önemi ve aciliyeti var. İşte bunlardan biri de, Tüketici Hakları Derneği'dir. Örgütsüz olma, örgütsüz kaldıkça birgün senin de örgüte ihtiyacın olabilir.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol