Zaman zaman profesyonel yazarlara soruldugu gibi, bize de okuyucularin sorulari olmaktadir. "Niçin yaziyorsunuz? Nasil Yaziyorsunuz? Para Alarak mi Yaziyorsunuz?"
Önce birinci soruya yanit vermeye çalisayim.
Bir ünlü yazar, " Yazmak yasamaktir" der. Bu nasil bir yasamaktir? Her halde rasgele bir yasamak degildir.
Düsünerek, arastirarak, planlayarak yazmaktir. Yazmanin bir amaci vardir. Yazar da, yazma ihtiyaci ve yazmanin amaci birlestiginde ortaya keyifli bir Halk Hizmeti çikmaktadir. Kaldi ki bu ayni zamanda Yazarlik Yetenegi'nin kullanilmasi, gelistirilmesi isidir. Bir baska sey de "BiLMiYENLERiN BiLENLER ÜZERiNDE HAKKI VARDIR." Bu hakkin ödenmesi gerekir. Tabii her yazarin buna uyarak yazdigini söylemek mümkün degildir. Örnegin, büyük gazetelerde, dergi ve mecmualarda yazi yazanlar bu isi para karsiligi yapmaktadirlar. Çünkü yazmayi meslek edinmislerdir ve Ekmek Teknesi yapmislardir. Ancak ayni seyi Yerel Gazetelerde yazi yazanlar için söyleyemeyiz. Onlar (ben dahil) yazarligi fahriyen yapmaktayiz.
Ben 1947 yilindan beri, araliksiz olarak 58 yildan beri yerel ve istanbul gazetelerinde, dergilerde yazilar yazmaktayim. Bugüne kadar yazdigim yazi sayisi 20 bin dolayindadir. Yerel gazetelerde yazdiklarimdan hiç bir zaman para almadigimi rahatlikla söyleyebilirim. Fakat istanbul gazetelerinden yazdiklarimdan, istanbul gazete ve Haber Ajanslarina muhabirlik yaptigimdan para aldigim olmustur. Bu vesileyle yazarliktan ilk ücreti (on lira) 1950'li yillarda YÜCEL DERGiSi'nden aldigimi söylemek isterim.
Nasil yazdigima gelince
"Her yigidin bir pilav yeyisi vardir" derler ya benim de yazma seklim bana özgüdür. Yaziyi ya da kitabi yazmadan önce bir gün düsünürüm. Konuyu kalin çizgileriyle tasarlarim. Yazinin adini yani basligini tespit ederim. Ondan sonrasi artik kolaydir. Günlük yazilarimi her yerde her zaman yazma aliskanligim vardir. Azami olarak bir yazinin yazim süresi bir veya birbuçuk saat sürer. Önce Karalama, sonra Temize Çekme diye bir olay yoktur. Yazimi dogrudan yazarim ve yazdiktan sonra gözden geçirerek, gazeteye gönderirim. Yaziyi gazeteye gönderdikten sonra da yayimlanincaya kadar ne yazdigimi, ne söyledigimi, kimlere ve nerelere mesajlar ve göndermeler gönderdigimi düsünürüm. sayet yanlis ya da zülfiyara fazlaca dokunacak, yanlis anlamalara yol açacak birsey yazmissam gazeteye gider düzeltmeler yapar veya düzeltilecek yerleri bilgisayar basinda yazanlara telefonla söyleriz. Yani kisaca söylemek gerekirse bir köse yazisindaki düsünceleri yazi çikincaya kadar yasariz.
Kitaplarimin yazimi daha baskadir. Ben arastirmaci gazeteci yazarim. Kitaplarim, arastirmaya dayali yazilmis kitaplardir. Bir kitap için en az iki yil ile 20 yil bir arastirma gerekmektedir. ATATÜRK KIRKLARELi'NDE, BÜTÜN YÖNLERi iLE KIRKLARELi ve iLÇELERi kitaplarini önce yazmis, sonra temize çekmisimdir. Fakat sonrakileri örnegin, ULUSAL KURTULUs SAVAsINDA TRAKYA ve EFSANEDEN GERÇEgE KIRKLARELi kitaplarimi müsvedde yapmadan dogrudan yazdim.
Okuyucularin arada bir bize yönelttikleri sorulari yazar Selahattin Demiraco ile konusurken, Niçin Yazdigimizi, nasil yazdigimizi, yazilarimizdan para alip almadigimizi okurlarin Sorma Hakki bulundugunu her zaman düsünmüsüzdür. Biz yazilarimizi halk için yaziyoruz, halkin bilgilenmesi ve aydinlanmasi için yaziyoruz ve bu isi gönüllü yapiyoruz, Yani gazeteden para almadan yapiyoruz. Yerel gazetelerde yazi yazan hemen hemen bütün yazarlar bu isi böyle ve bu anlayisla yaparlar. Dünyada böyle bir olay var midir bilmiyorum. insanlarimiz kâgidi ve kalemi kullanmayi, okuma yazmayi bilmedikleri zamanlarda danistiklari insanlardan aldiklari bilgiler için birsey ödemiyorlardi. Fakat bugün bilginin bir maliyeti ve faturasi vardir. Okumadan, arastirmadan, sorusturmadan bilgi sahibi olmak zordur. Arastirma ise yazarlikta en zor istir, igne ile kuyu kazmaya benzer.
Yazarlar yeri gelmedikçe kendilerinden söz etmezler. Belki okuyucular da arada bir yazsaydik bize bu sorulari sormazlardi. Fakat hergün yazinca bu isin parasiz olmayacagini düsünmüs olmalilar ki sorular yöneltiyorlar. Olsun. Soru soran okuyucu, iyi Bir Okuyucu'dur. Biz, okuyanlar için yaziyoruz. Onlarla ilgileniyoruz. Ve de gelecekte okuyacaklar için mesaj birakiyoruz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
100 Bin Tonun Üzerinde İnsani Yardım Gazze’ye Ulaştırıldı
10 Eki 2025 -
Kırklareli Milli Eğitim Müdürü Değişti
17 Eki 2025 -
Edirne'de bir tırda 68 kilo 650 gram kokain ele geçirildi
14 Eki 2025 -
Tava ciğeri meşhur Edirne diğer lezzetlerini de tanıtma çabasında
13 Eki 2025 -
Edirne'de yaşayan 65 yaşındaki master atlet sağlığını koşmaya borçlu
21 Eki 2025 -
Edirne Kitapseverleri “10. Edirne Kitap Günleri”nde Buluşuyor
10 Eki 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Atatürk’ü Anma Töreni Öncesi Siren Testi Yapılacak
04 Kas 2025 -
Trakya'da "Gazze İçin Sessiz Çığlık" etkinliği düzenlendi
06 Eki 2025 -
Dikkat! Valilik Uyardı!
06 Eki 2025 -
Köy meydanı bağ bozumuyla şenlendi
06 Eki 2025 -
Uluslararası cep telefonu firmasına sim kart çıkarıcı pim üretiyor
06 Eki 2025 -
Kırklareli'de Üniversite Öğrencilerine Müjde!
06 Eki 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol