BILGI ÜZERINE KURULU BIR YÜZYILDA TÜRKIYE

Kendisi ile ugrasan bir ülkenin insanlariyiz. Sanki kafamizi kuma gömmüs gibiyiz. Yakinimizda meydana gelen degisikliklerin farkinda bile degiliz. Ülkenin aydinlari susmus gibidir. Nüfusun yarisinin yasadigi "kirsal kesim için okula ve ögretmene ihtiyaci yok" diyecek kadar da gaflet içersindeyiz.
Trakya ve Anadolu'da 30 bine yakin köy okulsuz ve ögretmensizdir ve bu karanligi Tasimali Egitim ile örtmeye çalismaktayiz. Tabii bunun yaninda Türkiye'nin egitim alaninda baska sorunlari da vardir. Halkin büyük çogunlugu kâgidi ve kalemi kullanmayi unutmustur. On milyon insan okuma yazma bilmemektedir. Ileri ülke insani günde ortalama 24 dakika kitap okurken, Türk insani ancak 2 saniye kitap okumaktadir.
Oysa 7 yildir içinde oldugumuz 21. yüzyil bilgi üzerine kurulmustur. Bu yüzyilda Fakir Ülkeler'e "CAHIL ÜLKELER" denecektir. Amerika bu baglamda bazi ülkelere ciddi devlet olmadiklari anlaminda Serseri Ülkeler diyorsa da aslinda serseri ülkeler yok, var olan egitimsiz, bilgi fukarasi ülkeler vardir. Buralarda BILGININ GÜCÜ henüz fark edilmemistir. Hatta egitim bile ciddiye alinmamistir. Oysa içinde bulundugumuz yüzyilin egitim parolasi, slogani ÖMÜRBOYU EÄzITIM'dir. Okullarda dersler BILGIYE ERISMEK biçiminde ögretilecektir. Insanlar bu yüzyilda "ÖÄzRENMEYI ÖÄzRENECEKLERDIR." Bilmediklerini bileceklerdir. Bu bir ütopya (hayal) degil, bu zamanimizin kabul görmüs gerçegidir. Dünya insanligi anlamistir ki "KEMAII CEHL ILE DAVAYI IRFAN EYLEMEK OLMAZ." Cehaletle uygar, cehaletle bilgili ve kültürlü olmak mümkün degildir. Dünyada yok böyle bir sey. Tarih egitimsiz bir ülkenin canlanip kalkindigini görmemis ve yazmamis degildir. Bu nedenle Köy Enstitülerinin kurucusu rahmetli Ismail Hakki Tonguç Türk köyleri için önce canlandirilmayi, daha sonra kalkinmayi öngörmüs, bunun kitabini yazmistir.
Yillar önce bir Fransiz gazetecisinin yazdigi "AMERiKA MEYDAN OKUYOR" kitabini okumustum. Bu kitapta da anlatildigi gibi Amerika bilginin gücü sayesinde dünyaya meydan okumaktadir. Bilgi bugün dünyada en fazla dolasan ve en fazla para getiren nesne olmustur. Ancak ne var ki bizim ülkemizde bilgi tavandan tabana inmemistir. Bilgi hâlâ toplumun seçkin bir kesiminde, tuzukurularin yasadigi çevrelerde dolasmaktadir. Bilgi köye, kirsal kesime ugramamistir.
1950'li yillarin çok okunan dergisi YÜCEL'e yazdigim bir yazida ZEKAYI TOPLUMA MAL ETMEK'ten söz etmistim. Aslinda söylemek istedigim bilgiyi toplumun alt katmanlarina indirmekti. Kastettigim sey toplumu olusturan bireylerin zekalarini belli bir düzeye çikaracak egitimi gerçeklestirmekti. Çünkü ileri ülke toplumlarinda belli düzeyde zeka vardir. Bu sayede herkes ne dedigini bilmekte, herkes söyleneni anlamaktadir. Oysa bizde Ortak bir Dil yoktur ve bu gelismemistir. Onun için toplum katmanlarinda anlasmazliklar vardir. Bilgi üzerine kurulu bir yüzyilda Bilgi Üzerine Kurulmus bir Türkiye'yi hayal etmek insana keyif vermektedir. Bilginin fethettigi, hükmü altina aldigi bir Türkiye hiç kusku yok ki Atatürk'ün öngördügü Türkiye'dir. Oysa biz cehaletimizle olgun olmaya çalismaktayiz. Bu tabii bize özgü bir olaydir. Yoksa dünyada böyle bir sey yoktur. Ömür boyu Egitim, ömür boyu bilgilenmek, bilgiyle yasamak, bilgiyle ilerlemektir. Fakat ne yazik ki su an bilginin, bilgilenmenin pesinde, gayreti içersinde degiliz. Nüfusun %4.5'ugu kitap okumaktadir. Geri kalani Sözlü Bilgi ile yetinmekte, aklî degil nâklî bilgi ile bir yerlere varmaya çalismaktadir. Bu olacak sey degildir. Artik bilginin kaynagi söz degil, kitap ve internettir.
Suraya gelmek istiyorum. Içine girdigimiz, içinde yasadigimiz 21. yüzyil geçmis yüzyillardan daha fazla bilgi üretilen bir yüzyil olacaktir. Bilgiyi de her halde kitap okumayan uluslar degil, kitabi ekmek gibi tüketen toplumlar üreteceklerdir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol