BILGE KARAÇAM VE SIIR KITABI ÜZERINE

Insan bazen kendini, yakinlarini ve dostlarini anlatmak zorunda kalir. Tabii yapilacak olan kolay bir is degildir. Kaldi ki bizim toplumda bu iyi de karsilanmaz. "Suna bak, kendini anlatiyor" derler. Fakat bu elestiri yerinde bir elestiri degildir.
Çünkü anlatilacak olanin yasayanlar, gelecekte yasayacak olanlar tarafindan bilinmesi gerekir. Bugünkü yazimla bunu yapmaya çalisacagim. Aileden BILGE KARAÇAM'i ve siirlerini topladigi "VERILEN SÖZLER ORMANI" kitabini tanitacagim.
Bilge Karaçam, üniversite mezunu, evli bir çocuk annesidir. Daha ilkokul siralarindan itibaren bir "Bilge Kisi" olmak için çalisir. Denebilirki siirle dogmus, çalisarak, okuyarak büyümüstür. Varlik içinde, büyük kentlerde degil, küçük yerlerde yoksullugu, kenarda kösede kalmisligi, tasranin karanligini ve yalnizligini yirtarak siire, yazarliga ulasmistir. Hep öyle olmak, "Bir Sey Yapabilen Insan" olmak istemistir. Yasamda basarili bir grarfik çizmistir. Ancak yapacagi çok seyler vardir. Bu süreçte siiri bilginin derinliginde, ustaca seçilen ve dizilen sözcüklerin örgüsünde, dokusunda bulmustur. Siirsel düsünceleri, siir teknigi içerisinde gelip giden duygu ve esintileri anlamak için düsünmenin gerekliligini dizelerde dile getirmistir.
Türk ve dünya edebiyatinda düsünceyi siirlestiren sairler vardir. Bizde bunun en tipik örnegi rahmetli Behçet Necatigil'dir. Çapa Egitim Enstitüsü'nde bir kurs sirasinda onu tanidim ve talebesi oldum. Bilge'nin onu taniyip tanimadigini bilmiyorum ama EVLER adli siirini Necatigil'e adamistir. Anlasiliyor ki Necatigil'i okumustur. Bu siiri dikkatle okur musunuz?
"Konusabilirsiniz her seyi / Evlerin agzi siki / Açinca içe dönük / Penceresi kapisi.
"Âdettir ya resimlerde / Hafifçe gülersiniz / Duvardaki çerçeveler / Baglilik madalyasi.
"Ceplerde çantalarda / Evlerin erdenligi / Kalbini kilitlersiniz / Haydi Allaha emanet.
"Panjurlar kapali / Serinligi çalamaz / Hirsiz günesi / Gögüsler çati.
"Kralliginizdir evler / Halilariniz serilmis / Karsilar tik tak / Bando takimi saatler.
"Uyanir bir sabah / Esyalar toplanmis / Kirpiksiz gözler gibi / Perdesiz camlar.
"Artik alissalar da / Böyle çekip gitmenize / Hüzün verir balkonda / Unutulan bir saksi."
Evler hep böyledir de Bilge Karaçam'in siirleri hep böyle degildir. Bir agacin yapraklari gibidirler. Bütünü meydana getirirler ve siiri ortaya çikarirlar. Siir, sairi bulmaz. Sair siirsel bir iklimin içinde kaldigi zaman siirle bulusur. RIVAYET adli siiri böyle bir siirdir.
"Adamlar varmis evvelden / Bakmadan kiyarlarmis tütünü / Günboyu kamyonlara tomruk / Bulut gibi dönerlermis eve.
"Kadinlar varmis badehu / Çocuklarin anasi, kocasinin karisi / Durmadan islermis elleri / Itibar görürlermis yalniz ölünce.
"Ve çocuklar / Burnunu bez mendillere silen / Hayretler, ögrenmisler ki büyüyünce / Ben de çocukmusum eskiden."
"Adamlar devrilip gitmis mosmor / Kadinlarin hazirmis zaten ölümlükleri / Ne çabuk yaslanmis dünkü çocuklar / Hayat uzaktan çekilen bir fotografmis."
Bilge'nin sairligini siirlerinin derinliginde birakarak biraz da onun yazarligindan söz etmek istiyorum.
Edebiyat ve sanatta her sair ayni zamanda biraz yazar demektir. Ve çogu zaman ikisi beraber gider. Bilge Karaçam siirle yazarligi beraber götürmektedir. Dergilere yazilar yazmaktadir. Basin dünyasinda vardir. Ögrenimi de bu alandadir. O simdi siir ve yaziyi ayni düzeyde götürmektedir. Okuyan bir insan oldugu için de gelecekte bu düzeyi yükseltecegini saniyorum. Eger Ekinci yayinlari arasinda çikan Bilge'nin bu ilk siir kitabini kitapçilarda bulursaniz "Okuyun" derim. Okuduktan sonra kitabi bir yana koymayin, bir daha okuyun. Zira bir baska dünya bulacaksiniz siirlerini okudukça. Siire degil, siir okuyana biraz aykiri gelen sairdir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol