Bilmezdim zamanin bize daral getirecegini.
Bilemezdim bu denli bikacagini benden.
Bilseydim arar miydim olur olmaz anlarda?
Kiyi bucak kuytulara sorar miydim izini, karanliklarda, bir elim cebimde, biri bögrümde tutuklu?
Denize sorar miydim dalgalarin azgin köpüklerine aldanarak?
Martilara dil döker miydim, uzaklarda kalan sevgiliden bir haber getirdi sanarak?
Atar miydim kendimi ormanlarin sagir sessizligine?
Siginir miydim hodbin yesilligine baharin?
Sevmenin bir yüzü kapris midir?
Bir yüzü tali sahnelerde rol kesmek midir?
Martilara sözümüz olmaz.
Olsa da martilar anlayamaz dilimizi.
Yüregimizi göremez bülbül.
Çünkü gülden baskasina islemez yüreginin katmeri.
Gideriz bir deniz kiyisina, otururuz sahil kayaliklarina. Dalar seyrederiz denizi, aklimiza takariz sevdigimizi.
Aklimizi sevdigimizin hayaline sarar, sarmalariz.
Uzak ellerde ne yapmaktadir?
Düsürür mü aklina acaba?
Yoksa bikmis midir?
Yarin çikagitsek huzuruna, ne olur?
Ne yapar, ne eder acaba?
Sarilir mi boynumuza özlemle, yoksa "Nerden çikti!" diye hayiflanir mi?
Yaaa!
Böyle bir sey iste…
Böyle bir sey sevdiginden ayri kalmak.
Sevdiginden bir seyleri ummak, beklemek ama çogu bulamamak…
Böyle bir endise.
Bikilmak ta var…
"Ne martilar denizden
Ne bülbül gülden bikti
Ne bu gönül çileden
Ne aci dilden bikti
Oysa
Bikti benden bir görüste asik oldugum
Ne dalgalar kiyidan
Ne firtinadan bikti
Ne köpükler kayadan
Ne firtinadan bikti
Oysa
Bikti benden gözlerine özlem duydugum
Ne ormanlar yesilden
Ne ari baldan bikti
Ne bu gönül sevmekten
Ne yalvarmaktan bikti
Oysa
Bikti benden sözlerine özlem duydugum."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol