Forumun konusmacilarindan Dr. Djordje S. Kostid (Balkan Çalismalari Enstitüsü, Sirbistan) “Uygulamada Kültür Diplomasisi ve Kültürel Mirasin Korunmasi: Tuna Nehri Üzerindeki Kaleler” isimli sunumunda Tuna Nehri’ni ele alarak, bu güzergahtaki kaleleri anlatti. Tuna’nin insanlara is ve as verdigini kaydeden Kostid; “Insanlar bu nehir araciligiyla iletisim kuruyor. Ancak diger yandan bu nehir bir tartisma konusudur. Çünkü herkes üzerinde hak iddia etmektedir” cümlesinin ardindan kalelerden bahsetti. Kostid kalelerin 17. yy’da birbirine bagli olarak kurulmus ruhani yerler oldugunu söyleyerek müslümanlarin almasindan sonra savaslarin oldugu ve uzlasmanin saglandigi yerler haline geldigini aktardi.
Daha sonra “Balkanlar’da ve Türkiye’de Kültürel Miras ve Amerikan Kültür Diplomasisi” konusunu anlatan Dr. Christina Luke (Boston Üniversitesi, ABD-Misafir Ögretim Üyesi, Ege Üniversitesi, Izmir) arkeolojinin kültürlerarasi iletisimi gelistirdigini söyledi.
Ortak kültür anlayisi gelismedi
Luke’den sonra kürsüye Makedonya Maliye Eski Bakan Yardimcisi Maksud Ali geldi ve “Kültürel Mirasin Korunmasinda Siyasi Oyunlar" adli sunumunu gerçeklestirdi. Balkan Savaslari’nin 100. yilinda tarihi yapilardaki siyasi oyunlarin devam ettigini belirten Ali; “Mimari ve kültürel yapilar degisiyor. Eserlerimiz gerektigi gibi bakilmiyor ve korunmuyor. Ortak kültür anlayisi hala zihinlere yerlesmemistir. Devlet korumasi altindaki Osmanli mimarisi yillardir bakimsiz durumdadir. Tarihi yapilar hep yokolmustur. Bazi yapilar üzerinde hala ‘Cami mi, kilise mi?’ tartismalari moda olmustur” seklinde konustu. Maksud Ali, konusmasinda Balkanlar’daki tarihsel yozlasmaya dikkat çekerek, birçok önemli yapinin siyasi bakis açilari nedeniyle restorasyon kapsamina alinmadigini anlatti.
Dis politika ihmal edildi
Diger bir konusmaci olan eski Büyükelçi Prof. Dr. Ali Engin Oba (Çag Üniversitesi, Adana) “Türk Dis Politikasi ve Kültür: Balkanlar’a Iliskin Bazi Görüsler” baslikli sunumunda Türk dis politikasinin ihmal edildigini savundu. Oba; “Bu durum zengin bir kültürel altyapiya sahip olan Türkiye için büyük eksikliktir. Bu eksiklik dis politikanin uygulanmasinda sorunlar yaratabilir” dedi. Günün devaminda Mehmet Gökay Üstün (Trakya Kalkinma Ajansi, Tekirdag) “Balkan Ülkeleri Arasindaki Diyalogun Artirilmasinda Kalkinma Ajanslarinin Rolü”, Nuri Baris Tartici (Devlet Planlama Teskilati, Ankara) “Kalkinma Ajanslari için Isbirligi Firsatlari”, Dr. Erhan Türbedar (Türkiye Politika ve Ekonomi Arastirmalari Vakfi, Ankara)
“Balkan Ülkelerinin Ekonomik Kalkinmasi Açisindan Sivil Toplum Kuruluslari Arasindaki Isbirliginin Önemi” ve Nesrin Doneva (Vratsa Bölgesel Kalkinma Ajansi, Bulgaristan) “Balkanlar’da Sivil Toplumun Gelismesinde STK’lar ve Kurumlar arasi Ortaklik ve Network Olusturma” baslikli sunumlarini gerçeklestirdiler.
Kimlik kaymalari oldu
Balkan Forumu’nun 2. gününde Doç. Dr. Safet Merovci (Pristine Üniversitesi, Kosova) moderatörlügünde ilk oturumun konusu “Balkanlar’da Kimlik Politikalari: Çogulcu Toplumun Olusmasinda Bir Belirleyici Olarak Kimlik” oldu. Ilk konusmaci Prof. Dr. Dona Kolar Panov (Üsküp New York Üniversitesi, Makedonya) medya ve yumusak güç kavramlarini ele aldi. Panov Türk dizilerinin Balkanlar’da da ciddi anlamda popüler oldugunu söyleyerek bunun kültürel kimligin bir yansimasi oldugunu dile getirdi.
Azinliklar geri planda birakiliyor
Panov; “Son 100 yildir modern medya ile birlikte kimlik süreçlerinin anlasilmasi için 20 yy. büyük etken olmus, ancak bunun yanisira kimlik kaymalari da olmustur” ifadesinde bulundu. Panov’un ardindan Doç. Dr. Bilgehan Gökdag (Kirikkale Üniversitesi, Kirikkale) “Balkanlar: Etnik Karmasanin Dilsel Boyutlari” konusunu anlatti. Gökdag tarihsel süreçte, kurulan her yeni devletin çogunlugun diline önem vererek, azinliklarin dilini geri plana attigini anlatti.
ABD’nin Balkanlardaki dahiliyeti
Doç. Dr. Vassil Hristov Anastassov da (Fatih Üniversitesi, Istanbul)’da “Türkler, Balkanlar, Avrupa Birligi ve Küresellesme: Bir Kimlik Krizi mi? Bunu Kim Tecrübe Ediyor?” basligi altindaki sunumunu paylasti. Ilk oturumun son konusmacisi ise Doç. Dr. Kostadin Grozev (Sofya Üniversitesi, Bulgaristan) oldu ve “Balkanlar’da Devletlerarasi Rekabet ve Birlesmis Avrupa Fikri: Etnik Kimlikler, Savas Sonrasi Yeniden Yapilanma ve 1990’lardaki Uluslararasi Müdahalenin Balkanlar’a Etkisi” konusunu ele aldi. Grozev konusmasinda 1990 mübadelesinde ve Balkan eylemlerinde ABD’nin dahiliyetini irdeledi. ABD’nin Nato’yu kullanarak Dünya lideri görünümüm üstlendigini ve Balkan çatismalarinda rol sahibi oldugunu açiklayan Grozev, Bosna Savasi’ndan kesitler anlatarak bunlarin politik yaklasimlarini göz önüne getirdi.
Farkli kültürler farkli sonuçlara götürüyor
Ilk günün 2. oturumunda Hakki Atun’un (KKTC E. Basbakani ve Meclis Baskani) moderatörlügünde “Balkanlar’da Inanç ve Din: Karsilikli Hosgörü ve Anlayis Için Isbirligi” konusu islendi. Ilk konusmaci Prof. Dr. Paul Mojzes (Rosemont College, ABD) “Balkanlar’da Soykirimdan Diyaloga” adli sunumuna ayni tanriya inansak bile farkli kültürlerin ortaya çiktigini ve bunlarin süreci farkli yerlere götürdügünü söyleyerek basladi. Mojzes konusmasinda dinlerarasi diyalogu bir çerçeveye oturtmanin bir sanat oldugunu anlatarak, Eylül ayinda Balkan soykirimi üzerine bir kitabinin basilacagini da belirtti.
Dr. Cathie Carmichael (East Anglia Üniversitesi, Ingiltere) “Yabancilar, Kardesler ve Düsmanlar: Bosna’daki Tarihsel ve Güncel Etnik Iliskiler Üzerine Düsünceler” baslikli konusunda Bosna’daki genel kültür ve yasayisin tarihsel süreçteki halini ele aldi. Prof. Dr. Ramazan Biçer’de (Sakarya Üniversitesi, Sakarya) “Dini Motifli Terör: Kimin Isine Yariyor?” konusunu isledi.
Balkan gazeteciligindeki sorunlar
Günün diger yarisinda Prof. Dr. Dona Kolar Panov (Üsküp New York Üniversitesi, Makedonya) moderatörlügünde “Balkanlar’da Demokrasi Arayisi ve Medya” konusu ele alindi. Ilk konusmaci “Balkan Medyasi: Demokrasinin Fino Köpegi mi Bekçi Köpegi mi?” konusu ile Prof. Dr. Miroljub Radojkovic (Belgrad Üniversitesi, Sirbistan) oldu. Radojkovic, Bati Balkan’da komünizmin kirilmasindan bu yana medyanin belirli karakterde ilerledigine dikkat çekerek, yine de politik baskilarin oldugunu söylemeyi ihmal etmedi. Profesyonel medyada ticari bir erozyon gerçeklestigini anlatan Radojkovic; “Medyada çogulculuk söz konusu. Birçok Balkan Medyasi genç. Gelir elde etmek için yatirim yapamiyorlar. Bagimsiz medyada siyaset ve iliskiler nedeniyle sorunlar var. Hükümetler medyayi kullanma ve müdahale etme haklari oldugunu düsünüyor. Genç nüfus özgür gazetecilige düsman olmaya basladi. Balkan gazetecileri gerçeklerle fikirleri birbirine karistirmaya basladi. Arastirmaci gazetecilik büyüyemiyor, gelisemiyor. Medya 3 S formülüne yöneliyor yani bunlar; spor, sesk, sansasyon” dedi. Anlatimin devaminda Balkanlar’da da gazetecilik standartlarinin düstügü, partizanligin çogaldigi, is iliskilerinin yozlastigi aktarilarak, gazetecilerin politikacilarin oltasinda kalmakla, sivil toplumun bekçisi olmak arasinda kaldiklarina dikkat çekildi. Ikinci konusmaci Daniela Kanevce (Makedonya Medya Enstitüsü, Makedonya) “Makedonya Medya Alanindaki Güncel Trendler ve Zorluklar” basligi altinda Balkan medyasinin da her yerde yasanan zorluklarla basetmeye çalistigini anlatti. Kanevce konusmasini söyle sürdürdü:
Politikanin gölgesi her yerde
“Medyanin Dünya’nin her yerinde finansal anlamda özgür olmasi lazimdir. Gazeteciler kendi ekonomik çikarlari olmadan her türlü yolsuzlugu ortaya çikarmakla yükümlüdürler. Bu onlarin profesyonellik kistasinda yazar. Ama maalesef baski altinda kalmaktadirlar. Bunun yanisira yazili basin, elektronik medyaya göre biraz daha ayricalikli bir konumdadir. Åzunu da belirtmeliyim ki medya su an vatandaslar arasinda güvenini kaybetmis durumdadir. Artik üzerinde politikanin gölgesini hissetmedigimiz hiç bir sey yok gibi.
Özgürlük limitli
3. oturumun son konusmacisi Prof. Dr. Anastasia Doulkeri (Aristotle Üniversitesi, Yunanistan) “Bir Balkan Ülkesi Olarak Yunanistan’da Medya ve Demokrasi” adli bir sunum yapti. Yunanistan’da basin özgürlügünün teoride korundugunu kaydeden Doulkeri, “Bizim medyamizda büyük problemler var diyemem. Seçenekler çok. Ancak televizyonlarimizla çok fazla gurur duyamiyoruz. Fikirlerin çogu ABD’den alinti oluyor” açiklamasinda bulundu. Doulkeri oturumun sonunda gelen bir soru üzerine; “Gazeteciler kendini anlatma konusunda özgür ama bazi durumlarda farkli etmenlerin rolü olabilir. Tabii ki özgürlük limitlidir” dedi.
Günün son oturumunda Prof. Dr. Mihaela Lidia Irimia (Bükres Üniversitesi, Romanya) moderatörlügünde “Balkanlar’da Yeni Bir Sivil Topluma Dogru 2: STK’lar arasi Diyalog ve Ortak Projeler” konusu masaya yatirildi. Genel müzakere ve degerlendirmelerin ardindan 4. Uluslararasi Balkan Forumu sona erdi.
Forum katilimcilari, Cumartesi günü de Edirne’de tarihi ve turistik mekanlari gezdiler.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol