Başsavcı Yavuz üniversite öğrencileri ile buluştu

Kırklareli Üniversitesi Turizm Kariyer ve Girişimcilik Kulübü’nün öncülüğünde, söyleşi düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz’un konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, hakim ve savcılık üzerine sohbetler, Cumhuriyet Savcısı’nın görevleri, mesleğin zorlukları ve güzel yanları ele alındı. Başsavcı İlyas Yavuz’un daha çok soru-cevap şeklinde geçmesini istediği söyleşide, öğrenciler kafalarına takılan soruları Başsavcı Yavuz’a yönelttiler

Kırklareli Üniversitesi Turizm Fakültesi Konferans Salonu’nda, 23 Aralık 2015 Çarşamba günü saat 15.00’da Kırklareli Üniversitesi Turizm Kariyer ve Girişimcilik Kulübü tarafından bir söyleşi düzenlendi. Söyleşiye konuşmacı olarak Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz katıldı. Öğrencilere sürekli anlatmaktan ziyade, soru-cevap şeklinde bir söyleşi olmasını talep eden Yavuz, mesleğin detaylarını genç beyinlere aktardı. Yavuz, kendisini tanıtarak başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Ben, Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz. Burdurluyum. 1996 Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. 15 yıldır bu mesleği sürdürüyorum. Bugün burada vereceğimiz seminerde, daha çok soru-cevap tarzı olmasını temenni ediyorum. Çünkü ben sizlerin sorduğu soruları cevaplamak, sizlerin görüşlerini dinlemek istiyorum. Çünkü hukukun tarafsızlığı, adaletin eşitliği olmalıdır. Benim sizlere tavsiyem, adalet istiyorsanız, kendiniz adil olacaksınız. Adaletin tarafsızlığı, objektifliği her zaman vardır. Önemli olan bu kuralları, bu adaleti bireylerin, şahısların kendisinin uygulamasıdır.” 

“İlk hedefiniz bir hukuk fakültesi bitirmek olmalı”

“Öncelikle üniversitede bir hukuk fakültesi bitiriliyor, hukuk fakültesini bitirdikten sona Adalet Bakanlığımız hakimlik ve savcılık imtihanı açıyor. O imtihanı kazandıktan sonra yine bakanlığımız tarafından bir mülakat yapılıyor. Onu da geçtikten sonra staj addettiğimiz, aday savcı-hakim addettiğimiz süreç başlıyor. En basit şekilde anlatayım, Cumhuriyet Savcısı’nın ne yaptığını sizlere. Bir kere öncelikle Cumhuriyet Savcısı inanılmaz itibarlı bir meslek. Çünkü ülkemizde Cumhur, Cumhuriyet kelimesinin geçtiği iki yerden bir tanesi. Biliyorsunuz bir Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı makamı bir de Cumhuriyet Savcısı. Bu tabii samimi söylüyorum, biz cumhuriyet savcılarına daha fazla bir hükümlülük yüklüyor. Neticede cumhuriyet adına, kamu adına, düzen adına bir iş yapıyorsunuz. Yapacağınız her şey kamu adınadır, insanımız adınadır.”

“Bizler işin mutfak kısmındayız”

“Şöyle diyebiliriz, net anlaşışsın diye; biz işin mutfak kısmındayız. Yemeği pişiriyoruz ve hakimlere sunuyoruz. Yemeği beğenip-beğenmemek, yorum yapmak hakim arkadaşlarımızın işin. O nedenle hakim arkadaşlarımıza güzel bir yemek sunabilmek adına öncelikle aşçının kaliteli olması, malzemelerin kaliteli olması gerekir. İşte aşçı, malzeme bizleriz. Bizlerin en büyük yardımcılarımız kolluk güçleri tabir ettiğimiz, emniyetimiz ve jandarmamız. Emniyet ve jandarma bizim adımıza, cumhuriyet savcısı adına hareket eder. Daha önce de bir spor kulübünün sporcuları ile tiyatro şeklinde temsili bir duruşma gerçekleştirdik. Sizlerle de bir tiyatro gibi, hakim ve savcılık duruşması yapalım. Daha verimli olacağı kanaatindeyim. Savcı arkadaşımız dosyasını inceliyor, suç eşlediği iddia edilen kişiyle alakalı yeterli delil bulamadıysa, şikayet yoksa takipsizlik kararı veriyor. Eğer suç işlediği kişiyle alakalı suç işlediğiyle alakalı sabit duruyorsa, ilgili mahkemeye davayı açıyor. Dava açtıktan sonra iş bitmiyor. Hukuk ceza sistemimizde, Sulh Ceza Mahkemeleri, Asliye Ceza Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri var. Biz sadece Ağır Ceza Mahkemeleri’ne katılıyoruz cumhuriyet savcısı olarak. Dava açıldıktan sonra 15 günlük o beyannameyi inceleme süresi. 15 günlük yasal süreç içerisinde bir eksiklik görmediyse, davayı kabul ettiği anda şüphelinin şüpheli sıfatı giderek, sanık sıfatıyla mahkemeye çağrılıyor. Bazen duyarsınız “Mahkeme şüpheliyi yargıladı” diye ama mahkeme şüpheliyi değil, sanığı yargılar. Bir insanın hakim kararıyla, mahkeme kararıyla suçlu ispatlanıncaya kadar masumdur. Yani insanımız bizim masumdur, ilke budur, kural budur fakat mahkememizce suçu sabit görülürse, suçluyla, suçu ispatlandıktan sonra ancak mahkum diyebiliriz. Süreç böyle geçiyor. İşte bu sürecin tarafsız olması, objektif olması, en hızlı şekilde görüşülmesi gerekir. 5 yıl, 10 yıl veya yıllarca vatandaş yargılanıyor veya tutuklu kalıyor. Ne yazık ki bunlar bizim ayıbımız. Biz daha sonra vatandaşa diyoruz ki suçlu değilsiniz özür dileriz. İşimiz çok zor. Her yerde görürsünüz, “Adalet mülküm temelidir” yazısı görürsünüz. Mesleğe girdikten sonra bunun ne kadar önemli bir kavram olduğunu bir kez daha anladım.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol