Katılımcılara "hemşehrilerim" diye hitap eden Bakan Müezzinoğlu, Kızılay'da yaşanan menfur saldırı sonrası buluşmayı iptal edip, etmemeyi düşündüklerini. Ancak "gün birlik zamanı" diyerek iptal etmediklerini söyledi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu konuşmasınsa şunları söyledi:
"Bu milletin 150 yıldır çok ciddi düşmanları var. 150 yıldır farklı farklı boyutları ile milletin büyük hayallere yürümesinin önüne engeller çıkartmak isteyen içeride ve dışarıda ve zaman zaman da çok ağır bedeller ödeten düşmanlarımız oldu. Bizler, fiilen "varım" diyenlerin yanında gönülleri ile duaları ile hayalleri ile bizimle beraber olan çok geniş bir coğrafyanın çok güçlü bir milletin mensuplarıyız. Bu anlamda da özellikle Balkanlar bizim gönlümüzün de yüreğimizin de önemli bir uzvu. Şu anda Halit EREN kardeşimiz aramızda yok. "Ya Sayın Bakanım" dedi. "Gelen bütün misafirleri kendi köyüne götürüyorsun." Bizim de Kozlukebir. "Kendi köyüne götürüyorsun. Bir defa da bizim Kızılağaç'a gidelim." Kızılağaç'ı aranızda bilenler çoktur. Dağların tam tepesi. Bu tarafa doğru giderseniz Kırcaali'ye gidersiniz bu tarafa doğru yürüseniz Gümülcine'ye doğru gidersiniz. Bizim çocukluğumuzda Kızılağaç bölgesi yasak bölge idi. Sonra biz yasaklı olduk. Dolayısı ile benim de Kızılağaç'a hiç gitmişliğim yok. "Tamam" dedim. "Seni mi üzelim." Ve Bayrampaşa Belediyemizin "Kardeşlik Sınır Tanımaz" ramazan iftar programını orada planladık. Oraya ulusal medyadan bir sürü sizin de isimlerini çok iyi bildiğiniz meşhur isimleri götürdüm. Daha önce gittiğimde "ya bu bakan neden geldi?" Böyle her adımımızda ve her söylemimizden rahatsız oluyor. Dedim ki, Yunanlıyı rahatsız edecek konuşma yapmayacağım. Kızılağaç'ın tepeye çıktık. 3 bin, 3 bin 500 civarında hemşerilerimiz gelmiş. Herkes de bakıyor. Bizim hemşerimiz, bizim evladımız ne diyecek? Nasıl bir merakla? Şimdi burada nasıl durursun kendine verdiğin sözde? Dedim ki: Değerli hemşerilerim, siz bilirsiniz ki ben buranın çocuğuyum, burada doğdum. Sizin içinizden çıkan bir kardeşinizim. Ama bu akşam size doktorluktan bahsedeceğim. Hekimlikten bahsedeceğim.
Tıpta bir ağrı vardır. Fantom ağrısı. Hani kul sıkışınca Hızır yetişir diye bir söz vardır. Dedim ki size dilimin döndüğünce size Fantom ağrısını anlatacağım. Fantom ağrısı bir insanın kaybettiği uzvunun ağrısını çekmesidir. Bilir ki sağ ayağı yoktur ama sağ dizinin ağrısı nedeni ile doktor doktor gezer. Sol kolu yoktur ama sol bilek ağrısı nedeni ile doktor doktor gezer. Tutabildiği bir bilek yok. Dokunabildiği bir ayak diz yok ama onun sancısı dolayısı ile gece gündüz sancıyı çeker ve doktor doktor gezer. Tıptaki Fantom ağrısı budur. Bizim size duyduğumuz ağrı evet, böyle bir Fantom ağrısıdır. Sizler buralarda bizim kaybettiğimiz uzvumuzsunuz. Kaybettiğimiz kolumuz, kanadımız, ayağımızsınız ve nasıl olmadıysa Yunanlıyı rahatsız etmeyecek bir konuşma yaptık.
Biz bu sancıyı çeken bu masanın etrafında insanlarız. Bazılarımızın dedeleri, bazılarının ataları, bazılarımızın da bizzat kendimiz bu sancıyı çektik ve çekmeye devam edeceğiz. Çünkü oralarda bizim insanımız var, değerlerimiz var. Oralarda medeniyet eserlerimiz var. Mezarlıklar bizim mezarlıklarımız, köprüler bizim köprülerimiz, tekkeler bizim tekkelerimiz. Oralardaki medeniyet değerleri bizim medeniyet değerlerimiz. Bütün bunlara biz sahip çıkacağız. Biz orada dinamiklerimiz var ise oradaki değerlerin varlığını unutarak olamayız. Onların bize verdiği zenginlikleri yok farz ederek bugün buralarda farklı zenginliklerin peşinde koşamayız. Burada hangi zenginlikleri kazandıysak o zenginliklerin karşılığını ödeme borcumuz oralardır. Onlara karşı borcumuz var. Rabbim bu borçlarımız ödemeyi nasip etsin. Türk milleti büyük bir millet. T.C devleti büyük bir devlet. Son dönemde çok büyük ve dünyanın gıpta ile baktığı dinamikleri yakaladık. Bundan rahatsız olanlar tuzak kuruyor. Bugün yaşadıklarımız hep bu tuzaklar Türkiye'nin o büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bu millete vasiyet olarak söylediği cümle: "Bu millete muasır medeniyet seviyesinin üzerinde bir yer yakışır". Peki, biz Ak parti olarak ne dedik: cumhuriyetin kuruluşunu 100. Yıl dönümünde 2023 de bu millete o muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki yakışan yere taşıyacağız. Bu cümleden rahatsız olan Almanya, İngiltere, İsrail, bu cümleden rahatsız olan şu veya bu. Farklı farklı tuzaklar, tezgahlar kuruyor, milletin bu güçlü yolculuğuna bu hayallerinin peşinde koşması yolculuğunun önüne hiç kimse taş koyamaz, koyamayacak. Bunun içinde birlik ve beraberliğimiz merkeze aldık. Tarihi geçmişte nasıl bir Balkan ruhu bu milletin o hayallerinin ana unsurları olmak ve onun liderliğini ve öncülüğü yapma gibi bir rolü olduysa tarihi gelecekte de bu sorumluktan asla vazgeçmeyecektir. Ve bu sorumlulukta bize düşen bu milletin kaderinde söz sahibi olabilmek. Bu milletin kaderinin geleceğinin şekillenmesinde "Ben de varım" diyebilmek. İşte bugün burada bunun güzel örneği. 30'u aşkın ilden Balkanların değişik bölgesinden gelen derneklerimiz var. 30'un üzerindeki ilden. Şimdi bu müthiş bir zenginlik ve müthiş bir duyarlılık veya samimiyet. Geleceğe ait biz de varız diyebilmek ve bu milletin kaderinde rol üstlenmek istiyorum. bu milletin kaderi şekillenirken bu rolde bana düşeni yapmaktan uzak durmayacağım diyen bir anlayışın fotoğrafı bugün burada. Rabbim inşallah birlikte bu ülkeye ve bu millete bu milletin tarihi geleceğine hep birlikte güzel hizmetler yapabilmeyi bizlere nasip etsin." Bakan Müezzinoğlu ve beraberindekiler toplantı sonrası Kızılay'da menfur saldırının yaşandığı noktaya giderek, kaybettiğimiz vatandaşlarımız için karanfil bıraktı.
Başkent'te Balkan buluşması
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ankara'da Balkan Göçmenlerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Hekimevi'ndeki buluşmaya, Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ile Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu'nun temsilcilerinin yanı sıra Bursa milletvekilleri ile İskeçe Müftüsü Ahmet Mete katıldı.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol