Başımızın tacı Türk Kadını, Seçme ve Seçilme hakkın kutlu olsun

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak kadınlara
1930 yılında Belediye seçimlerinde seçme, 1933'de muhtar ve köy heyetini seçme hakkı tanınmıştır. 5 Aralık 1934'de ise Anayasada yapılan değişikliklerle Türk kadını milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.  
Kadına seçme ve seçilme hakkı Fransa'da 1944, Hindistan'da 1950, İsviçre'de 1971 evet yanlış okumadınız 1971 yıllarında verilmiştir.
Kadına seçme ve seçilme hakkı bir ok uygar Avrupa ülkelerinde bile Türkiye'den çok uzun yıllar sonra kabul edilmiştir. Atatürk 5 Aralık 1934 günü Türk kadınına yaptığı seslenişinde kadınların bu haklarını salahiyet ve liyakatle kullanması gerektiğini söylemiştir. Türk kadını kendisine verilen bu hakkı salahiyet ve liyakatle kullanabilmiş midir? Ne yazık ki 78 yıl önce verilen bu hak çoğu kere kağıt üzerinde kalmış ve kadınımız ailesinin seçtiğini seçmiş, kendisi ise seçilememiştir. Son seçimlerde bile Meclisin bütünün teşkil eden 550 milletvekilinden ancak 78 tanesini alabilen kadın, meclisin  % 9 unu oluşturmaktadır. Bu sayı da dünya ülkelerine göre çok düşük bir sayıdır. Kaldı ki Ulusal Basında çıkan bir haberde bir milletvekili hanımımızın kocasından dayak yediği için "Beni koruyun" diye adli mercilere müracaatı kadın haklarımızın ne denli başarılı olduğunu göstermektedir.
Yorum sizin değerli okurlarımızın...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol