"7'den 70'e Gök Bilim" isimli panelde konusan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Baskani Prof. Dr. Ethem Derman, 8 Ekim 2011 tarihinde Kirklarelileri gece gökyüzünü seyretmeye çagirdi. Derman, "Basimiza bol miktarda tas yagacak. Göktasi yagmurlari nadiren olur. Her yil olanlar vardir onlar bu kadar önemli degildir. 8 Ekim gecesi bir tane olacak" dedi.
Birçok konuda açiklamalarda bulunan Prof. Dr. Derman, insanin kanindaki demirin, kemiklerindeki kalsiyumunda kaynaginin yildizlar oldugunu belirterek, "Dolayisiyla biz hepimiz bir anlamda uzayliyiz. Uzayli aramayin uzayli kendinizsiniz" diye konustu.
Uzaya bakmanin da geçmise bakmak demek oldugunu da ifade eden Derman, bu anlamda yildiz falina bakanlarinda insanlarin gelecegini söylemelerinin mümkün olmadigini söyledi. Türk Dil Kurumu'nun uzaya giden Türk'e ne denecegi konusundaki seçimini de elestiren Derman, "Gökmen" denecek olmasinin en kötü seçenek oldugunu savundu.
3. Uluslararasi Kirklareli Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bag Bozumu Åzenligi kapsaminda Kent Konseyi Organizasyonu'nda gerçeklestirilen "7'den 70'e Gök Bilim" konulu panel, Kirklareli Üniversitesi Rektörlügü Kültür Merkezi Salonu'nda gerçeklestirildi.
Panele Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Baskani Prof. Dr. Ethem Derman, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Baskani Gökbilimci Ilhan Vardar, Ilk Teleskopum Proje Koordinatörü Amatör Gökbilimci Nurcan Örtügen Gök katildi.
Panelde sinevizyon esliginde bir sunum gerçeklestiren Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Baskani Prof. Dr. Ethem Derman, yildizlar, gezegenler, gökadalar ve takimyildizlar hakkinda çogunlugu ögrencilerden olusan gruba bilgiler verdi.
Fikralarla ve çesitli karikatürlerle renklendirdigi sunumunda Kirklareli gökyüzündeki isik kirliliginin Istanbul ile karsilastirildiginda Kirklarelilerin çok sansli oldugunu ifade ederek konusmasina baslayan Prof. Dr. Derman, Istanbul'da gökyüzüne bakan bir kisinin 3-4 yildizi ancak görebildigini oysa isik kirliliginin az oldugu bir gökyüzünde 2 bin 500 kadar yildizi çiplak gözle görmenin mümkün oldugunu kaydetti.
Ünlü Astronom Galileo'nun yaptigi teleskopla dünyayi degistirdigini ifade eden Derman, o zamana kadar evrenin merkezinin dünya oldugu, günesin dünyanin etrafinda döndügü, gökyüzündeki cisimlerin mükemmel ve pürüzsüz cisimler oldugu gibi söylemlerin gerçek olmadigi sonucu ile karsilastigini, dolayisiyla birçok batil inancin degismesine ve modern düsüncenin gelismesine yardimci oldugunu anlatti.
Hepimiz uzayliyiz
Insan kanindaki demir, kemiklerindeki kalsiyum gibi maddelerin dünyada üretilmedigini, hepsinin yildizlardan gelen tozlarla olustugunu aklatan Derman, bu anlamda bir uzayli olan insanin uzayli aramasina da gerekte olmadigini ifade etti. "Bizim kanimizda dolasan demir, kemiklerimizdeki kalsiyum nereden geldi diye sorarsaniz. Hepsi yildizlardan geldi. Bunlar dünyada meydana gelmedi. Dolayisiyla hepimiz yildiz tozlarindan yapildik. Bunu hiçbir zaman unutmayin. Dolayisiyla biz hepimiz bir anlamda uzayliyiz. Uzayli aramayin uzayli kendinizsiniz" diyen Derman, uzaydaki bir cisme bakmanin da geçmise bakmak demek oldugunu anlatarak uzayin büyüklügü, cisimlerin uzakliklari ile ilgili olarak ta su örnegi verdi;
"Bizim Samanyolu Gökadasi'na en yakin gökada Andromeda Gökadasidir. Çok yakindir, 2.5 milyon isik yili uzakliktadir. Karanlik gecelerde çiplak gözle dahi görünür. Teleskopla baktiginizda bulut gibi görünür. Bu Gökadaya baktiginizda gözünüze ulasan isiklar bundan 2.5 milyon yil önce yola çikan isiklar. Çünkü uzakligi 2.5 milyon isik yilidir. Evrende birçok gökada var. Günesin isiginin bize ulasmasi 8 dakika. Aya baktiginizda 1.2 saniye sonra günesten gelen yansittigi isigi size ulasiyor. Dolayisiyla bu uzaklik kavramini çok iyi anlamaniz lazim. 1450 isik yili uzakliktan dünyaya bakabilseydiniz Fatih'in Istanbul'u aldigi zamanki Dünya'yi görecektiniz. Dolayisiyla biz evrende nereye bakarsak bakalim, hangi cisme bakarsak bakalim hep geçmise bakariz. Dolayisiyla yildizlara bakarak geleceginizi söyleyenler yalan söylüyorlar. Çünkü yildizlara baktigimizda biz geçmise bakiyoruz gelecege degil."
"Türk Dil Kurumu 'Gökmen' dedi"
Yildizlardan, gökadalardan, gezegenlerden ve kuyruklu yildizlardan fotografli örnekler veren Derman, Türkiye'nin Uzay Programi hakkinda da açiklamalarda bulundu.
Dünya'da 36 ülke insaninin uzaya gittigini ancak halen bir Türk'ün uzaya çikamadigini anlatan Derman, 2004 yilinda Hükümetin Türkiye'nin 1 milyar dolar bütçeli uzay programini açiklamasi ile birlikte amatör gökbilimcilerin uzaya çikacak Türk'e ne isim verilecegini konusunda belirlenen isimler üzerinde tam tartisacakken Türk Dil Kurumu'nun seçenekler içinde en kötüsünü seçtigini belirterek, "Biz Gökmen diyecegiz" dediklerini anlatti.
Prof. Dr. Derman, o dönemi söyle anlatti;
"Dünyada 36 ülkenin insani uzaya gitti. Ekonomimiz iyi ilk 20 içindeyiz ama daha uzaya çikacagiz. 2004 yilinda Hükümet çok önemli bir karar aldi ve uzay programini baslatti. Bu tabi karikatüristlerin isine yaradi. Bir sürü karikatür çizildi. 2004 yilinda Uzay Programi açiklandi ve 1 milyar dolar ayrildi. Dediler ki; '2008 yilinda uzaya astronot gönderecegiz.' Onun üzerine amatör astronomlar çok heveslendiler. Çünkü uzaya ilk defa bir Türk astronot gidecek idi. Ingilizce de uzaya gidene astronot diyoruz. Rusça'da kozmonot diyorlar. Çincede taikonot deniyor. Dolayisiyla bir Türk giderse bu meslegin adi ne olur diye tartismaya basladilar. Çok güzel öneriler geldi. Uzay Adami, Semaver, Göktürk falan gibi fakat bizler bunu tartisip ta oylayacagimiz zaman Türk Dil Kurumu çikti ve dedi ki 'Uzaya giden Türk'e biz Gökmen diyecegiz' dediler. Öneriler içindeki en kötüsünü seçtiler."
8 Ekim 2011 tarihinde de bir göktasi yagmuru olacagini belirten Derman, "Basimiza bol miktarda tas yagacak. Göktasi yagmurlari nadiren olur. Her yil olanlar vardir onlar bu kadar önemli degildir. 8 Ekim gecesi bir tane olacak. Gece çikip izleyin" diye konustu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol