AK Parti, Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Kampanya Tanıtım Toplantısı gerçekleştirdi. Başbakan Binali Yıldırım’ın binlerce partiliye seslendiği programa AK Parti Kırklareli İl teşkilatı tam kadro katılım gösterdi…
Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Programa AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, İl Başkanı Alper Çiler, Kadın Kolları Başkanı Hazel Yolgiden, Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya ve çok sayıda partili iştirak etti.
Başbakan Yıldırım, Ankara Arena Spor Salonu'na gelişinde salon dışında toplanan kalabalık tarafından coşkuyla karşılandı. Buradaki kalabalığa, "Bugün sel oldunuz, Ankara'yı doldurdunuz" diye seslenen Yıldırım, gönüllerinin 80 milyonu alacak kadar geniş olduğunu belirtti. Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bugün Türkiye'nin aydınlık yarınlarına kapı aralayacak, muasır medeniyetler seviyesine ülkemizi ulaştıracak 16 Nisan halk oylaması için resmen kampanyamızı başlatıyoruz. Türkiye'nin her ilinden, ilçesinden, her renginden, her kokusundan ülke insanı 80 milyon akın akın burada ve yükselen bir ses var. Meydanlardan güçlü Türkiye için, sürekli istikrar için kararımız, 'Evet'. İşte karar, işte gelecek.”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a selam gönderen Yıldırım, "Eminim ki kutlu yürüyüşün ilk adımını atan kurucu liderimiz, Cumhurbaşkanımız, bu muhteşem tabloyu izliyor. Buradan Cumhurbaşkanımıza, Recep Tayyip Erdoğan'a selamlarımızı gönderiyoruz." ifadelerini kullandı.
Tanıtım toplantısının yapıldığı salonu dolduran teşkilat mensupları, misafirler ve salon dışında ve televizyonlardan kendilerini takip eden vatandaşları selamlayan Yıldırım, Ankara Arena’da bir konuşma yaptı.
Yıldırım; "Ezilenlerin gür sesi, suskun dünyanın hür sesi, göründüğü gibi olan, gücünü milletten alan, adam gibi adam, kurucu genel başkanımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Size selamlarını getirdim değerli yol arkadaşlarım. Buradan öyle bir 'evet' deyin ki, milyonlar sesinizi duysun." ifadelerini kullandı.
"Bugün yeniden kutlu bir yolculuğa çıkıyoruz." diyen Yıldırım: "Bugün yeni bir başlangıç için 'Bismillah' diyoruz. Yarının güçlü Türkiye'sini kurma yolunda bugün bu salonda ilk adımı atıyoruz, Allah yolumuzu, bahtımızı açık eylesin” dedi.
Yıldırım, 16 Nisan 2017'de referanduma gidecek olan 18 maddelik anayasa değişikliğinde yer alan düzenlemelere ilişkin şunları anlattı:
"Birinci maddede, Anayasa'nın 9. maddesi 'yargı bağımsızdır' diyor, biz de diyoruz ki 'Yargı hem bağımsız olsun hem de tarafsız olsun.' Bağımsızın yanına 'tarafsız' ibaresini de ekliyoruz. Peki bunun nesi yanlış? CHP buna niye karşı çıkıyor? CHP yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istemiyor mu? Milletimizin takdirine bırakıyorum."
İkinci maddenin, Anayasa'nın 75. maddesinde değişiklik yaptığını kaydeden Yıldırım, milletvekili sayısının 550'den 600'e çıktığını belirtti.
Yıldırım, "Seçilme yaşını şimdi de 18'e düşürüyoruz, gençler hazır olun." dedi.
Buna da karşı çıkıldığını belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ne lüzumu var canım. Biz dururken, yaşını başını almış adamlar, hanımlar dururken gençlere ne oluyor? Beklesinler. Oy verirken gençleri çağıracağız, 'Buyurun oy verin, bizi seçin.' Ama 'Biz de milletvekili olmak istiyoruz.' dedikleri zaman 'Ya ne acelen var, bekle.' Seçen, seçme yeterliliği olan mutlaka seçilir. Bu değişiklikle 7,5 milyon gencimize siyasete girmenin imkanı geliyor, onların önleri açılıyor. 15 Temmuz'da 'bu ülkenin gençleri memleket meseleleriyle ilgilenmez' diyenlere, o gece göğsünü tanklara, toplara, mermilere siper eden bu gençlerin ülkesine, milletine, bayrağına ne kadar sahip olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Sizin bu yaptığınız karşısında bizim seçilme yaşını 18'e indirmemizin çok da büyük bir iş olmadığını ifade etmek istiyorum."
Yıldırım, değişiklik çerçevesinde 4 yılda bir yapılan seçimlerin bundan böyle 5 yılda bir olacağını ifade ederek, "Milletvekilleri seçiliyor, Meclise geliyor ve Mecliste hükümet kurulma çalışmaları başlıyor. Sonra bu hükümet güvenoyu için program hazırlıyor. Güvenoyu alıyor, almıyor zaman geçiyor. Sonra 6 ay tebrikler başlıyor ve kaldı 3,5 yıl. Son 6 ayı da vedalaşma ziyaretleri ve elde kalıyor 3 sene. 3 senede hangi işi tamamlayacaksınız? Bu bürokrasiyle, bu kırtasiyecilikle 3 senede bu projeleri nasıl bitireceksiniz?" diye konuştu.
Seçimde iki sandık kurulacağını ve bu değişikliğin en önemli getirisinin bu olduğunu, sandıklardan birinde cumhurbaşkanının, diğerinde de milletvekillerinin seçileceğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Birinde hükümet, birinde de Meclis seçiliyor. Yani Meclisi seçelim, başbakanın kim olduğu belli değil. Daha sonra Mecliste birtakım ayak oyunları hükümet kurulamıyor. Ülke zaman kaybediyor." değerlendirmesini yaptı.
Şu anda cumhurbaşkanının yüzde 50 artı bir oyla seçildiğini hatırlatan Yıldırım, "Yetkiyi veriyoruz ve 5 yıl boyunca 'Verdiğin sözleri yerine getir.' diyoruz." ifadesini kullandı.
Aynı zamanda Meclise de milletvekillerinin seçildiğini, onların da memleketin ihtiyacı olan kanunları çıkardıklarını ve hükümeti denetlediklerini aktaran Yıldırım, bu şekilde ülkede güçlü bir iktidar ve sürekli icraat olduğunu belirtti.
Başbakan Yıldırım, "Meclis'in yetkileri azalıyor. Meclis etkisiz hale geliyor." denildiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Nasıl geliyormuş? Efendim hükümete güvenoyu kalkıyor. Doğru kalkıyor. Niye kalkıyor? Çünkü güvenoyunu millet doğrudan veriyor. Hükümeti millet kendisi seçiyor, vekillere bırakmıyor. Onun için güvenoyuna ihtiyaç var mı? Tabii ki yok. Meclis denetimi, genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması aynen devam. Yazılı soru... Milletvekilleri bütün bakanlara, başkan yardımcılarına yazılı soru verebilecek. 15 gün içinde de cevabını alacak. Ama Meclise çok ama çok önemli bir yetki geliyor. Nedir? Artık milletvekilleri dışında kimse kanun teklifi veremiyor. Bir istisnayla, hükümetin başındaki cumhurbaşkanı sadece bütçe ve kesin hesap kanununu teklif edebiliyor. Onun dışındaki bütün kanun teklifleri milletvekilleri tarafından veriliyor. Bu da yeni getirilen bir şey."
Anayasa değişikliği kanununun 8'nci maddesinin, cumhurbaşkanının görevleri ve yetkilerini içerdiğini ifade eden Yıldırım, cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler verildiği yönündeki eleştirilere de yanıt verdi. 1982 Anayasası'nın parlamenter sisteme göre yapıldığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı var, Meclis var, Meclisten çıkan hükümet var, Başbakan, Bakanlar Kurulu var. Anayasayı yazarken sıra 104'ncü, 105'nci maddeye geliyor. Cumhurbaşkanlığının yetkilerine, o zamanın paşaları Evren Paşa, Aldıkaçtı Hoca'ya diyor ki 'Sen burada parlamenter sistemin ne yetkisi varsa onu yaz' diyor. Zaten iş orada bozuluyor. İşin çivisinden çıkmasının kurgusu 82 Anayasası'dır.
Bir yandan parlamenter sistem düşüneceksiniz bir yandan da cumhurbaşkanına başkanlık yetkisi vereceksiniz. Sorumluluk sıfır, yok. Sadece vatana ihanetten suçlanabilir. Vatana ihanet diye bir suç var mı? Ceza mevzuatımızda olmayan bir suçtan suçlanabilir diye göstermelik bir madde konmuş onun dolması mümkün değil. Yetki gani, sorumluluk mafi. Böyle bir sistem bu sistemle biz nereye gideceğiz? Şimdi diyoruz ki, 'Yetkiler var ama sorumluluk da var.' Aynı yetkileri veriyoruz biraz daha fazla veriyoruz. Artık Bakanlar Kurulu yok, Başbakanlık yok, Başbakanın yetkileri de Cumhurbaşkanına devrediyoruz, yetkileri birleştiriyoruz. Bakanlar Kurulu kararı yerine, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi getiriyoruz. Değişiklik bu. Valileri, kaymakamları, büyükelçileri, müsteşarları, genel müdürleri, kurum başkanlarını bakanları atayacak, görevden de alacak. Şimdi de zaten böyle. Ne değişiyor?"
Başbakan Yıldırım, vatandaşların anayasa değişikliği konusunda bir bilgi kirliliği ile karşı karşıya olduklarını belirterek, milletin iradesinin tam hakim olacağı bir değişiklik yaptıklarını söyledi.
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği kanununun en önemli maddesinin 11'nci madde olduğuna dikkati çekerek, muhalefet ve bazı uzmanların bu maddeye çok takıldığını söyledi. Cumhurbaşkanının Meclisi feshettiği yönünde eleştiriler bulunduğunu belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanını kim seçiyor? Millet seçiyor, Meclisi kim seçiyor? Onu da millet seçiyor aynı anda seçiyor. Bir kere feshetme diye bir şey yok bu külliyen yalan, koca bir yalan. Ne var? Seçimin yenilenmesi var. Seçimin yenilenmesi hakkı hem Cumhurbaşkanında var hem de Mecliste var. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilir, Meclis de seçim kararı alabilir. Peki, durup dururken niye seçim kararı alsın? Demirel ile rahmetli Özal'ın durumunu hatırlayın, Demirel ile Erbakan, Çiller'in durumunu hatırlayın. Ecevit ile Ahmet Necdet Sezer'in durumunu hatırlayın. O anlaşmazlıkların Özal ile Yıldırım Akbulut'un durumunu, Mesut Yılmaz'ın durumunu hatırlayın. O anlaşmazlıkların ülkeye ne büyük bedeller ödettiğini hepimiz biliyoruz. 2001 krizinde Türkiye'nin bir gecede yüzde yüz fakirleştiğini unutmuyoruz.
Diyelim ki, cumhurbaşkanı seçim kararı aldı kendi seçime gidiyor, Meclis de beraber gidiyor. Meclis aynı kararı aldı, Meclis seçime gidiyor, cumhurbaşkanı da onunla beraber gidiyor. Yani bu, iki erkin milletin yetki verdiği iki kurum var. Cumhurbaşkanlığı bir, Meclis iki. İkisinin de aynı gücü elinde tutması demek. Aynı silaha sahip olması demek. Bu ne demek uzlaşın. Amerika, Fransa bugün bunu tartışıyor. İyi güzel de başbakanlık sistemi eğer anlaşmazlık olursa Meclislerle ne yapacağız? Süre sonuna kadar bekleyecek miyiz? İşte bu sistem, kriz çözüyor uzlaşma kültürü geliştiriyor. Diyelim ki, inat etti seçime gitti. Cumhurbaşkanı yahut Meclis seçim kararı aldı. Millet bunun hesabını sorar. Hiçbir haklı gerekçe olmadan seçime giderseniz, millet bunun hesabını sizden sorar ama bir imkanı da elinde bulundurması lazım. Artık yürümüyorsa, işler tıkanmışsa, iş inada binmişse bunun çözümünü de anayasanın sağlaması lazım getirdiğimiz budur."
Anayasa değişikliğini 16 Nisan'da halk oylamasına sunacaklarını anımsatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimize güveniyoruz, olumlu sonuçlanacak, 'evet' oylarıyla kabul edilecek. Şöyle bir tezvirat yapıyorlar. 'Efendim bu anayasa değişikliği kabul edilince otomatik olarak Tayyip Erdoğan yeni sisteme göre cumhurbaşkanı olacak.' Yok böyle bir şey. Bu da külliyen yalan. Bu anayasaya göre cumhurbaşkanı seçimi 2019'da. Yani önümüzdeki seçim yapılacak ve ondan sonra bu tamamıyla bu uygulanacak. Uygulanan iki tane madde var. Birisi cumhurbaşkanın partisiyle ilişiği tekrar kuruluyor, bu hemen yürürlüğe girecek, diğeri de Hakimler Savcılar Kurulunun yeni yapısına göre seçim yapılacak ve bu yürürlüğe girecek. Bunun dışındaki maddeler için bir hazırlık zamanı var. Bütün kanunlar elden geçecek hepsi yeni sisteme hazır hale gelecek, ondan sonra seçim yapılacak ve yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girecek. "
Anayasa değişikliği hakkında bir bilgi kirliliği bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bu değişiklik ülkemiz için tarihi bir fırsattır. Güçlü yönetim sayesinde Türkiye'de artık vesayet dönemi, güç odakları dönemi, darbe dönemleri tarih olacak, inşallah bu ülkenin gündemine bir daha gelmeyecek. Hiç kimse, hiçbir şekilde milletin seçtiklerine yani millete ayar vermeye kalkamayacak. Yeni sistemle birlikte ekonomi daha güçlü, daha sağlam ve daha sağlıklı bir zeminde ilerleyecek. İstikrar sayesinde yatırımlar artacak, üretim artacak, istihdam, yeni iş, aş alanları sağlanacak." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'nin, enerjisini gereksiz tartışmalara değil büyümeye harcayacağını belirten Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:
"Yeni sistem bürokrasiyi azaltacak, devletin her biriminin daha fazla uyum içinde, tıkır tıkır işlemesini temin edecek. Yeni sistem terörün sonunu getirecek, terörü yok edecek. Siz zannediyor musunuz ki PKK, DEAŞ, FETÖ avaz avaz 'hayır' kampanyasını boşuna yapıyor? Onlar 'hayır' çıksın diye kendilerini parçalıyor. Bunun anlaşılır bir tarafı var. Çünkü bu değişiklik onları yok ediyor, onların hayat damarlarını kesiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, yok olacaklar. Bu ülkenin enerjisini, bu ülkenin vaktini, bu milletin enerjisini yok etmeye muvaffak olamayacaklar." dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol