Baro 62 yaşında

Baro'nun Kuruluşunun 62. yıldönümünü Kırklareli Barosu, Vilayet Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'nda düzenlenen Çelenk Sunma Töreniyle kutladı

Kırklareli Barosu, Baro'nun kuruluşunun 62. Yıl Dönümü 13 Temmuz 2015 Pazartesi günü, kutlandı. Kırklareli Vilayet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan tören, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti. Çelenk sunma töreninin ardından bir açıklama yapan Kırklareli Baro Başkanı 62 yıllık sürecin geride kaldığını belirterek, "1953 yılında, çok zor koşullar ve bir dizi imkansızlıklarla temeli atılan baromuz, bu gün 62 yaşında. Başlangıçta 17 fedakar meslektaşımızın bir araya gelmesi ile hukuk dünyasındaki mümtaz yerini alan baromuz, kayıtlı 205 avukatı ile günümüzde ülkemizin saygın ve önemli bir sivil toplum örgütü haline gelmiştir.
Her zaman ifade ettiğim üzere, mensubu olmaktan onur ve gurur duyduğum bu hukuk kurumunun, geçmişte olduğu gibi, bu gün de hak arama yolunda kararlı ve sağlam adımlarla yürüdüğünü ve yürümeye devam edeceğini, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin işler hale gelmesi uğrunda, sorumluluğunu eksiksiz yerine getirdiğini, bundan böylede getirmeye devam edeceğini memnuniyetle ifade etmek istiyorum.
Bu vesile ile, kuruluştan günümüze değin, emeği geçen tüm meslektaşlarıma gönülden teşekkür eder, başarılı ve sağlıklı bir yaşam dileklerimle, kaybettiklerimizi rahmet ve özlemle anıyorum.
Bilindiği üzere yargı, doğurduğu etki itibarı ile gücünü her hanede hissettirmekte, kişilerin hayatını ve malvarlığını etkin bir şekilde kapsamaktadır. Bu itibarla yargının mutlak bağımsız ve tarafsız olması şarttır.
Aksi özelliklere sahip bir adalet sistemi, topluma yeryüzünde verilebilecek en büyük cezadır.
Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı ise, savunmaya verilen önemle ilgilidir. Savunma, modern demokrasilerin ve hukuk devleti ilkesinin temel taşıdır. Kutsallığının yanında, mahkemelerin varlık nedeni, adalete erişimin yegane yoludur.
Bu nedenle savunmanın temsilcisi olan avukatlar, görevlerini her türlü baskı, tehdit ve yönlendirmeden uzak olarak yapabilmeli, görevi ile ilgili olarak haksız ve asılsız suçlamalara maruz bırakılmamalı, baskı altına alınmamalıdır. Aksi takdirde hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden söz etmek mümkün olmaz" diyerek sözlerini sonlandırdı.