Babaeski'nin Kurtuluşu'nun 93. Yıldönümü 9 Kasım 2015 Pazartesi günü saat 13.00'da başlayan törenlerle birlikte kutlandı.
Saygı Duruşu ile başlayan törene Kırklareli AK Parti Milletvekili Selahattin Minsolmaz, Kırklareli CHP Milletvekili Turabi Kayan, Kırklareli CHP Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Babaeski Kaymakamı Mustafa Kaya, İstihbarat Kurmay Albay Güngör Gündoğdu'nun yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarının müdür ve amirleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Tören, temsili kurtuluş kızının kurtarılması ve akabinde İstiklal Marşı ile devam etti.
"Bu vatan sizlere emanet"
Programın açılış konuşmasını Babaeski Belediye Başkanı Abdullah Hacı yaptı. Babaeski Belediye Başkanı Abdullah Hacı Babaeski'nin Kurtuluşunun 93.yılı hakkında yaptığı konuşmasında; "Bugün, 93.yıl önce yaşanan acıları tekrar hatırlayacağız, ancak kurtuluşumuzdan sonra yaşanan sevinçleride coşku ile kutlayacağız
Savaşlar yıkıcı ve kötüdür. Ancak bazen savaşlar istemeyerekte olsa daha ileri adımların anasıda olabilirler. Kurtuluş savaşının yıkıcı sonuçlarını tam tersine çevirmeyi başaran tek ülke Türkiye olmuştur. Tarihte bir savaş ilk defa devrimci sonuçlar yaratmıştır. Kurtuluş ve yeniden kuruluş.
Yeniden kuruluşun derin dinamiklerini anlayabilmek için ülkenin durumu nedir, daha sonra halkın durumu nasıldır onu bilmemiz gerekir.'' dedi.
Babaeski Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı konuşmasının devamında ; ''Son nefesindeki hasta adam, yani Osmanlı İmparatorluğu, 10 ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması ile birlikte çökmüştür. Osmanlı'nın çöküşü, içi boş devasa bir imparatorluğun yöneticileri ve tebaa olan halkı için tam bir şok olmuştur.
Ulus yorgun ve yoksul çaresiz, ne yapacağını bilemez durumda, ordunun durumu perişan. Ateşkes antlaşması yapılır yapılmaz birliklerin savaşçı erleri terhis edilmiş, silah ve cephaneleri elinden alınmış, savaş gücünden yoksun kadrolar haline getirilmiştir.
Halkın ne durumda olduğunu daha iyi anlayabilmek için büyük şairimiz ve o acı günlerin şahidi Ahmet Haşim'in Manisa milletvekili Şevket İnce'ye yazdığı 3 Eylül 1919 tarihli mektubu çok iyi bilmemiz lazım.
Geçtiğimiz yıl kurtuluş bayramında bu mektubu bu kürsüden okumuştum bu yıl tekrar okumayacağım. Ancak Değerli anneler ve babalar, çok sevgili öğretmenlerimiz bu mektubu her gün çocuklarınıza öğrencilerinize okutun.
Bu mektup bir ibret vesikasıdır. Bu mektup savaşa girmese dahi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Anadolu halkının durumunu anlatmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk sadece perişan, bezgin, yoksul, çaresiz bir ulusla değil aynı zamanda tıbben de vücudunda her türlü hastalığı barındıran bir milletle kurtuluş savaşına girmiştir. O tarihlerde Anadolu halkı savaşa girmese dahi hastalıklar nedeni ile yok olma tehlikesi altındadır.
Halkın genel fiziki durumu böyle ancak moral durumu da çok bozuktur. Mustafa Kemal Paşa Samsun açıklarına geldiğinde, Samsun mutasarrıfı ve belediye başkanı korkudan Samsun'u terk etmiş, Mustafa Kemal Paşa, polis memuru Rıza Efendi ve Samsun Belediye Meclis üyesi Hacı Molla'nın bulduğu eski bir deniz motoru ile rıhtıma çıkabilmiş, Mustafa Kemal Paşa'yı rıhtımda ancak beş altı kişilik bir topluluk karşılamıştır.
Değerli Babaeskililer bu topraklar için kanlarını akıtanlar canlarını verenler bizim bu topraklar üzerinde özgür ve modern bir şekilde yaşamamızı isterlerdi. Bizim örnek alacağımız yönetim biçimleri ve yaşam felsefesi kesinlikle batıdadır.
Değerli gençler ayağımızı bastığımız her karış toprağı kanla sulanmış bu vatanı, bayrağımızı, ulusal bütünlüğümüzü gerektiğinde bizler de kanımızın son damlasına kadar savunacağız. Anaların gözyaşı ve onların evlatlarının kanları ile kurtarılan bu vatan sizlere emanettir.
Değerli Babaeskililer güneşin hergün doğacağına inandığınız kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin de sonsuza kadar yaşayacağına inanın. Ancak şunu unutmayın; cumhuriyeti korumak ve kollamak, cumhuriyeti kurmaktan daha zordur.
Türkiye Cumhuriyetini bize armağan eden, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehitlerimize, gazilerimize, ilçe halkım adına şükranlarımı sunuyor sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Günün anlam ve
önemini belirten
şiirler okundu
Abdullah Hacı'nın konuşmasının ardından öğrencilerin okuduğu şiirlere geçildi. Öğrenciler, 93. Kurtuluş Yılı'nı şiirlerle dile getirdiler. Program, halk oyunları gösterileri ve plaket takdimleri ile birlikte son buldu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol