Babaeski'de "Dünya Kadinlar Günü" cosku ile kutlandi

Kirklarelinin, Babaeski Ilçesinde, 8 Mart "Dünya Emekçi Kadinlar Günü" yapilan çesitli törenlerle kutlandi.
Tüm Dünya Kadinlarinin kutladigi Uluslar arasi bir gün olan, 8 Mart "Dünya Emekçi Kadinlar Günü" Ülke genelinde oldugu gibi, Babaeskide yapilan çesitli etkinliklerle büyük bir cosku ile kutlandi.
Babaeski Belediye Baskanligi, CHP Ilçe Örgütü, Atatürkçü Düsünce Dernegi Subesi, Egitim-Sen Subesi ve Yardimseverler Dernegi Baskanliginin ortaklasa gerçeklestirdikleri, 8 Mart "Dünya Emekçi Kadinlar Günü" kutlama etkinligi Belediye Sarayi önünde basladi.
Babaeski Belediye Baskani M.Haluk Tezsezerin esi Serap Tezsezer ile birlikte katildigi törende, Belediye Meclis Üyeleri, CHP Ilçe Baskani Hüseyin Özsengül ve Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP Kadin Kollari Baskani Aysima Altinay, ADD Sube Baskani Hüseyin Taskin ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Ticaret ve Sanayi Odasi Baskani Sebahattin Öner, Il Genel Meclis Üyeleri Erdogan Biner, Türkay Topal ve Cevdet Demir, Soförler Odasi Baskani Saim Kirci ve toplanan grup, Belediye Bandosu esliginde Atatürk Anitina gelerek, anita çelenk koydu ve saygi durusunda bulundu.
Saygi durusunun ardindan ise Belediye Bandosu esliginde istiklal marsi okundu.
8 Mart "Dünya Emekçi Kadinlar Günü" kutlama programini sunan Türkan Özavci, günün anlam ve önemini belirten konusmayi yapmak üzere sözü, Tansel Ariya birakti.
Ari, yaptigi konusmasinda, "Bugün burada Dünya Emekçi Kadinlar Gününü kutlamak üzere toplanmis bulunuyoruz. 8 Mart Emekçi Kadinlar Gününe nereden geldik? 8 Mart 1857 tarihi, New Yorklu kadin dokuma isçilerinin kitlesel biçimde greve gittikleri, isgününün süresine karsi çiktiklari, 8 saatlik is günü ve kendilerine seçimlerde oy hakki taninmasini istedikleri gündür.
40.binin üstünde kadin isçinin katildigi grev, Amerikan yönetimi tarafindan kanli bir biçimde bastirilmis ve olaylarda 129 kadin dokuma isçisi katledilmistir. Böylece kadin isçilerin bu en temel istekleri kanla bogulmaya çalisilmistir. Kadin emekçilerin bu direnisi, ayni zamanda sömürüye, baskiya, zulme, haksizliga, esitsizlige karsi bir baskaldiridir. Böylece 8 Mart 1857, tarihe kadin isçilerin ilk kitlesel grevi olarak geçmistir.
8 Martin "Uluslararasi Emekçi Kadinlar Günü" olarak kabul edilmesi II. Kadin Enternasyonalinin Danimarkanin Kopenhag kentinde 1910 yilinda toplanan Kadin Enternasyonalinin baskani Clara Zetkin, kadin emekçilerin ve direnislerinin bir sembolü olan 8 Martin "Uluslararasi Emekçi Kadinlar Günü" olarak kabul edilmesini önermesi büyük bir coskuyla kabul edildi. Uluslararasi Emekçi Kadinlar Günü, her yerde, kadinin nihai kurtulusuna dogru giden yolda önemli bir adim olmustur.
8 Mart Uluslararasi Emekçi Kadinlar Günü, süreç içerisinde burjuvazi tarafindan içerigi bosaltilmaya ve "Dünya Kadinlar Günü" adi altinda sinifsal ve siyasal içeriginden soyutlanmaya çalisilmistir.
Erkek egemen toplumda yasayan kadinin kendi yazgisini ancak kendisinin degistirebilecegi gerçeginin unutulmamasi gerekir.
Bugün ülkemizde büyük bir ekonomik kriz yasanmaktadir. Bu ekonomik kriz, bir yandan issizligi artirirken, diger yandan çalisma alaninda büyük bir baski ve sömürü ortaya çikarmaktadir. 1980 sonrasinda isbirlikçi, tekelci burjuvazinin daha ucuz emek gücü ihtiyacini karsilamak ve özellikle ihracata yönelik sektörlerde çok daha ucuz emek gücü saglayabilmek için yogun bir biçimde kadin emegi kullanimina yönelmistir. Bu durum, kadinlarin daha yogun ve ayni zamanda en olumsuz kosullarda çalismalarini getirmistir.
Bugün küresellesen Kapitalist Sistem, kadinin emegini dünden daha çok sömürmekte ve daha kötü sartlarda yasamaya mahkûm etmektedir.
Geleneksel yapi degismedigi için kentlerde yasayan evli kadinlarin yüzde 18i köyde yasayanlarin yüzde 76 sinin esleri tarafindan siddete ugramasi önlenememistir. Aile içi suçlarin yüzde 90inin kadina karsi islenmesi düsündürücü olmaktan öte, son derece üzüntü vericidir. Siddetten kurtulmak için elinde hiç bir güç bulunmayan, ekonomik bagimsizligi ve egitimi olmayan kadinlarin bunu kader olarak görmek disinda yapabilecekleri bir sey yoktur.
Kadinin özgürlügünün türban a indirgendigini üzülerek görmekteyiz. Kadinlari örterek onlarin özgürlestigini sananlarin Amerika Birlesik Devletlerinin Iraki özgürlestirdigini sananlardan bir farki yoktur. Türban baskisiyla ve dayatmasiyla kadinlarin özgür iradelerini ipotek altina almaya çalisanlar, yüzyillardir bu topraklar üzerinde tahakküm kurmaya çalisan ve Islam i bir araç olarak kullanan Arap emperyalizminin oyuncagi olanlardir.Degerli arkadaslar, Atatürk devrimleriyle Türk kadinina verilmis haklarimizi savunacagiz. Türkiyede kadinlar olarak haklarimizi korumakta kararli ve hazirlikliyiz. Zaman, birlik ve beraberlik içinde sorunlarimiza ulusal çözümler üretme zamanidir. Çünkü nefes aldigimiz hava, içtigimiz su ve yasadigimiz yer, dünyanin en güzel ülkesidir. Bu ülke, tüm Islam âlemindeki ülkeler içinde, laik ve demokratik bir Cumhuriyete sahip tek örnek ülkedir. Bu ülkeyi kuran ve bizlere kazandiran yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ile bagimsizligimiz için kanlarini ve canlarini verenleri unutmayalim. Onlara layik olmaya çalisalim." dedi.
Daha sonra ise düzenlenen program, Ceren Erolun "Kadinlarimiz" adli bir siir okumasi ile son buldu.

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol